Tuhaf Üçlü

726 48 33
                                    

    Okuldaki bu dersimde malesefki yalnızdım. İşin diğer yanı ise Harry, Draco, Peter ve Ned in aynı sınıfta olması. Sanırım bu sanat dersini seçmem ile alakalıydı. Hogwarts ta da kehanet dersinden ötürü Harry ve Draco dan ayrı kaldığım olurdu.
    Sanat dersi bittiğinde bizimkilerin çıkmasına daha 20 dakika vardı. Bende onları beklemek için yemekhaneye indim. Zaten öyle arasına gricektik. Boş bir sıraya oturduğumda cebimdeki telefonu çıkartıp biraz oyalanmak istedim. 5 dakika sonra karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle başımı yavaşça kaldırdım.  Önüme oturan kızı daha önce görmüş ama kim olduğunu bilmiyordum. Hala kendisine bakarken sonunda konuşmaya başladı.
   - Merhaba be Liz.
   - Merhaba bende Lucy.
   - Biliyorum, sizi nerdeyse herkes biliyor. Şu gizemli okuldan gelen öğrenciler. (Liz)
   - Bir sorun mu var?
   - Aslında evet bir sorun var siz.
    Diyen kişi daha önce görmediğim Liz denen kızın hemen arkasında duran bir oğlandı.
   - Peki sen kimsin? Diye sordum.
   - Ben Flash güzelim. Belki lazım olur şu ikizinden sıkılırsan.
     Sinirlenmeye başladığımı hissediyordum. Kanım damarlarımda hızla dolaşırken içimdeki büyü gücümün yavaş yavaş arttığını  da aynı şekilde.
   - Bu "Sorun" neymiş acaba? Diye tıslarcasına sordum. Öfke ve sinir benim gibi bir  slytherin için hiçte iyi birşey değildi. Özellikle ona yapabileceğim kara büyüleri düşünücek olursak.
   - Siz bir anda gelip bu okuldaki şeyleri değiştiremezsiniz. Ben bu okuldaki en güzel, en başarılı, kızım. Sen daha geleli bir hafta olmadan benim yerimi alabileceğini mi zannediyorsun. (Liz)
   - Ben hicbir şey yapmıyorum. Kendi kendine birşeyler kurmaktan vazgeçmelisin.
    Dedim. Burası artık sıkmaya başlamıştı bizimkileri bahçede beklemeye karar verdim. Yerimden kalkıp kapıya gideceğim sıra kolumda bir el hissettim.
    - Ben konuşurken öylece gidemezsin. (Liz)
   - Bırak kolumu. Inan bunun sonu senin için iyi olmaz.
    Yemekhanedeki herkes işini bırakmış bizi izliyordu. Bu öfkemi arttıran diğer etkendi. Liz in eli çantama giderken içimde asamı farketmemesi için tuhaf bir endişe kaplamıştı. Dengesizleşen büyü gücüm de bana hiç yardımcı olmuyordu. Eli çantamın yanından geçmiş olmasına rağmen elinde birşey vardı. Dikkatli baktığımda bunun slytherin armam olduğunu gördüm. Endişeyle ona bakıp hemen sesimi yükselterek:
    - Hemen geri ver onu bana! Dedim.
   - Nedenmiş? Neden bu kadar önemli? (Liz)
    - Sana geri ver dedim!!
   - Hayır. Vermiyorum. Ne yapıcaksın? (Liz)
    - Ver artık şunu dedim sana!!! Diye bağırdığım sıra yer titremeye başladı. Ve bir anda bütün camlar patladı ben ne olduğunu anlayamadan etraf karanlığa gömüldü. Sanırım bilincimi kaybettim.
     PETER 'IN AĞIZINDAN
   Biyoloji dersinde hep beraberdik sadece lucy yoktu. Onlar geleli sadece bir hafta olmuştu ama iyi anlaşıyorduk. Dün yaptığımız gezide oldukça eğlenceliydi. Okulda Ned den sonra tek arkadaşlarım onlardı. Ilk geldiklerinde benle konuşmaları tuhafıma gitmişti çünkü kimse benle arkadaş olmak istemezdi. Gerçi onlarda biraz farkıydılar. Ama asıl merak ettiğim geldikleri yerdi. Zamanında geldikleri okulu araştırmış ama birşey bulamamıştım. Geçen günde Bay Stark ın yanına gittiğim zaman kendisi avengers la konuşmalarına kula misafiri olmuştum.
    FLASHBACK
      Kapıda Bay Stark ı beklerken içerdeki avengers la olan konuşmaların bazısını duyabiliyordum. Arada hogwarts kelimesi geçince merakım arttı ve elimde olmadan
   - Hogwarts mı?!! Diye bağırdım.
  Bay Stark kapıdaki beni fark edip yanıma geldi.
   - Bizimi dinliyorsun evlat? (Tony)
   - H-Hayır efendim ben bir anda böyle hogwarts diye duyunca öyle iste birden bağırdım heyecanlandım.
   - Sen biliyormusun hogwartsı? (Tony)
  - Kim bilmez ki. Yani isim olarak diyorum dünyadaki en gizli okul orası.
   - Içeri geç. (Tony)
    Içeri girdiğimde bütün avengers bana dönmüştü.
   - A-ah m merhaba.
   - Tony bu çocuğun burda ne işi var? (Steve)
   Evet Kaptan Amerika da burdaydı. Birkaç ay önce avengers barışmış, konu tatlıya bağlanmıştı. Onlarda yeniden birleşmişlerdi. Bay Stark söze girdi.
   - Bu çocuk, kaptan hogwarts la ilgili birşey biliyor olabilir.
   - Ne biliyor olabilirmiş merak ettim doğrusu? (Steve)
   - Aslında çok birşey değil. Oldukça özel bir okul ve sadece kendi seçtiği öğrencileri alıyor. Ne resmi var nede başka bir şey,  ne üzerine eğitim verdiği bilinmiyor.
   - Bunu bizde biliyoruz. Işın tuhaf yanı SHIELD da bile bir bilgi yok, üstelik uydularda bir şey göremiyor o bölgede hemde hicbir şey. Üstelik bölgeye yaklaşamıyoruz da. (Natasha)
   - Nasıl bir teknoloji kullandıklarını bilmiyoruz ama bizden ilerde olduğu kesin. (Tony)
   - Öyle bildiklerin bu kadarsa pekte işimize yaramazsın anlaşılan. (Bucky)
   Bu Bucky yı de hiç sevmiyordum zaten iyice gıcık oldum.
  - Aslında birşey olabilir. Hogwarts gizli evet ama bize bilgi vericek birkaç kişi tanıyor olabilirim.
   - Nasıl? (Tony)
   - Bizim okula bu dönem transfer olan 3 öğrenci var. 3 ude hogwarts dan geliyorlar ve iyi arkadaşız.
   -  Harika bize onlarla konuşarak bilgi verebilirsin o zaman. (Steve)
   - Yüzbaşı haklı öğrenebilirim her bilgiye ihtiyacımız olabilir. (Tony)
   - Tamam ama nede hogwarts ı araştırıyorsunuz ki?
    Bir kaç dakkika sesiz kalıp birbirlerine baktılar. Sanırım bana anlatıp anlatmamakta kararsızlar. Natasha söze başladı.
   - Bu gün HAYDRA üstlerinden birine yapılan baskında ele geçirdiğimiz bir askeri konuşturmayı başardık. Ve kendisi bize ilginç bilgiler verdi. Bunlardan birinde ise bir silahtan bahsediliyor. Daha önce hiç görmediği güçlere sahip tuhaf bir silah. Bu dolabında tamamlanması için gereken önemli bir parçanın hogwarts ta olduğunu duymuş. Ama ne olduğunu bilmiyoruz ve bilmediğimiz bir şeyi bilmediğimiz bir yerde arayamayız. (Natasha)
   En son ağzımdan çıkan kelime şaşkınlık nidasıydı.
  - Aohh!!
        FLASHBACK END
   Iki gün öncesini düşünürken biraz gerildim. Derse odaklamamakta güçlük çekiyordum.
   Ned konuşmaya başlayınca hepimiz ona döndük.
   - Hey! Siz iyi misiniz çocuklar? Birkaç gündür oldukça yorgun görünüyorsunuz. (Ned)
  Ned , Draco ve Harry e hitaben konuşunca onu destekledim.
  - Aynen bende fark ettim. Bir sorun mu var Lucy de derslerde uyuyup kalıyor.
   Harry bana bakarak konuşmaya başladı.
   - Önemli birşey değil. Sadece bir süredir ilgilenmemiz gereken ailevi bir mesele vardıda. (Harry)
  - Anladım. Daha önce soramadım ama siz akraba mısınız?
   - Hayır değiliz. Ama ailelerimiz yakındı bu yüzden bebeklikten beri birlikteyiz. (Draco)
   - Anladım. Umarım önemli değildir.
   - Gerçekten önemli değil. Endişelendiren bir şey yo-- A-ah. (Draco)
   - Draco?
   - Harry iyimisin? (Ned)
   Ned Harry e hitaben konuştuğunda onunda aynı durumda olduğunu anladım. 
Ikisi birbirine bakıp aynı anda.
  - Lucy!! (Draco-Harry) dediler. Ikisi yerlerinden kalkıp dersten çıktılar. Bütün sınıf ikisinin arasından kapıya bakarken Ned ile bizde arkalarından gittik. Bay Millar  in büze seslendiğini duyuyor ama umursamıyorduk. Ilerde Draco ve Harry nın yanına gittik ikiside koridorun ikiye ayrılan kısmında durmuştular. Ikisi de sağ tarafa dönerek yine aynı anda konuştular.
   - O tarafta. (Draco ve Harry)
   - Neler oluyor? Ned sorduğunda bende cevapladım.
   - Bilmiyorum ama tuhaf bir şeyler olduğu kesin.  
   Bu surada ikisi harekete geçmiş ve koridorda koşmaya başlamışlardı. Bizde peşlerinden.
  Yemekhaneye girdiğimizde bütün camların tuzla buz olduğunu gördüm. Etrafa şöyle bir bakarken bizimkilerin gittiği yeri gördüm. Lucy yerde baygın yatıyordu ve karşısında Liz ve Flash vardı. Onlarda şok içerisinde yerde oturuyordu. Bazı öğrencilerde yaralıydı. Hemen Ned ile Lucy nın yanına koştuk.
  - Lucy!  LUCY!! Beni duyuyor musun? (Harry)
   - Harry uyanmıyor. (Draco)
  - Aman Tanrım!! O iyimi? (Ned)
   - Bilmiyoruz. (Harry)
   Bu arada içeri hemen sağlık ekipleri geldi ve bir ekipte lucy ı ambulansa götürdü. Bu sırada Draco nın sesini duydum.
    - O şey sana ait değil hemen geri ver!! (Draco)
   Draco lize bağırıyordu.
   - Draco sakin ol. Ne oluyor? (Harry)
  - Bu kız Lucy nin slytherin armasını çalmış.
(Darco)
  - Ne? Liz mı? O öyle birşey yapmaz. Belki aynısından ondanda vardır. Dedim
  Çünkü Liz in böyle birşey yapabileceğini düşünmüyorum.
   - Evet bu benim karıştırmış olmalısınız. (Liz)
   - Bu imkansız aynısı olamaz. (Harry)
   - Neden? Dünyada birsürü şeyin kopyası var. (Ned)
   - Slytherin in olmaz bu sadece hogwarts a özel bir sembol ve sadece slytherin lilere verilir. (Draco)
   - Slytherin de ne? (Ned)
   Harry bir an Draco ya baktı ve konuştu.
   - Slytherin hogwarts in 4 binasından biridir ve o sembolü sadece slytherinler taşıyabilir. (Harry)
   - Bina? Diye sordum. Bu konu merakımı cezbetmişti.
   - Bunu sonra konuşalım. Lucy ı hastaneye götürüyorlar peşlerinden gidelim. (Draco)
  Birbirimizi onayladık. Bu surada Draco Liz in elinden birşey almıştı. Sembolü görme fırsatım olmuştu. Oldukça ilginç birazda ürkütücüydü. Özellikle yılan.

 Bunu daha sonra Bay Stark a bildirmeye karar verip hepimiz Harry lerin arabasına bindik ve ambulansı hastaneye doğru takip etmeye başladık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bunu daha sonra Bay Stark a bildirmeye karar verip hepimiz Harry lerin arabasına bindik ve ambulansı hastaneye doğru takip etmeye başladık.
  

New Stark Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin