UTANÇ

21 2 0
                                    

                                                                                        YIL 2000

O gün kapının zili acı acı çalıyordu, yaşanacak felaketlerin habercisi gibi. Koşarak

kapıya yöneldim.

- Kim o?

-Benim Handan, Murat!

Gelen eski eşimdi. Bundan on beş sene önce babam ev alırken tanıştık. Babası

emlakçılık yapıyordu. O da işi öğrenmek için babasının yanında çalışmaya

başlamıştı. Askerden yeni gelmiş, esmer güzeli, yakışıklı, güçlü, boylu poslu bir

delikanlıydı. Babasının iyi bir işi olduğu için, kazancı güzel olduğu için

üniversiteyi okumaya ihtiyaç duymamış baba mesleğini öğrenmeye, mesleği

babasından devir almaya karar vermişti. Evlenme zamanının geldiğine inanmış

beni de inandırmıştı. Kısa bir flörtten sonra evlenmeye karar verdik. Ailelerimizi

ikna etmek zor olmamıştı. Durumları iyiydi nede olsa. Liseyi bitiren her genç kız,

askerden gelen her delikanlı bir an önce evlenmeliydi eski insanların mantığına

göre. Başı bağlanmalı, yuvasını kurmalı, çoluk çocuğa karışmalı. Kafasını

kaldırmaya zamanı olmamalıydı. Evlendik. İyi kötü on beş yıl evli kaldık. Aşırı

kıskançlığı ve vakitli vakitsiz alkol almalarıyla bana hayatı cehennem etmişti.

Üstüne bir de ilgisizlik eklenince, babamı da kaybettikten sonra bütün

cesaretimi toplayıp boşanmaya karar verdim. Zira babam hayatta olsa cesaret

edemezdim, babamdan çok korkuyordum. Gelinlikle gidip kefenle çıkman

gerekirdi ona göre. Eski adamdı babam yani geri kafalı. Murat'la boşanalı bir

sene olmak üzeriydi. Her fırsatta yeniden barışmak için konuşmaya gelirdi. Yine

o gelmelerinden biriydi. Kapıyı açtım, içeriye davet ettim. Salona geçtik.

-Hoş geldin. Yine ne oldu, ne istiyorsun Murat?

-Bana bir şans daha ver Handan. Çocuklarımız için bir kere daha deneyelim,

sensiz olmaya dayanamıyorum ben.

- Biz boşandık, artık kabullen, bir sene oldu. Düş yakamdan artık ya. Başka biri

var hayatımda, ben onunla evlenmeyi düşünüyorum. Sen de hayatına bir yön

ver, beni bekleme Murat.

Eski eşine hala âşık olan bir adama söylenmeyecek şeyi söylemiştim bir çırpıda.

Benden vazgeçsin diye, umudunu kessin diye, beni rahat bıraksın diye. Yeni bir

aşka yelken açmıştım çoktan. İş ararken tanıştım Ali ile. Şirketin de iş buldum ve

onun asistan sekreteri olarak işe başladım. Kumral, kirli sakallı, yeşil gözlü,

boylu, yakışıklı bir adamdı. Etkilenmemek imkânsızdı. Bir evlilik yapmış ancak

eşinin çocuğu olmadığı için boşanmıştı. Kocaman bir boşluğa düşmüştüm.

UTANÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin