Bölüm 5

1 0 0
                                    

Bütün cesaretimi toplayıp Ali Kemal'in şirketine gittim. Sekreteri toplantıda olduğunu söyledi. Bekleme salonunda toplantıdan çıkmasını bekledim. Çok geçmeden bekleme salonunun karşısında ki odanın kapısı açıldı. Peş peşe birkaç kişi çıktı. En son Ali Kemal belirdi kapıda. Bana doğru çevirdi kafasını. Göz göze geldik. Dondu kaldı. Uzun uzun baktı. Sanki önce tanıyamadı. Sonra başıyla işaret edip beni odasına çağırdı. Kalktım. Dizlerim titriyordu. Sendeleyerek yürüdüm. Odaya girdik. Oturduk. İkimiz de büyük bir suç işliyormuş gibi sus pus olduk.

Belki o yeniden başlayalım diyeceğimi düşündü. Belki seni çok özledim diyeceğimi umdu. Belki unutamadım seni, sen beni unuttun mu diye soracağımı sanıyordu.Belki de beni terk edip gittiği için pişmanlık duyuyordu, belki de suçlu hissedip vicdan azabı çekiyordu ki uzun bir sessizlikten sonra dudaklarından tek cümle dökülüverdi.

-Ben evlendim Handan!

-Biliyorum Ali! Biliyorum.

-Biliyorsun. Nerden biliyorsun?

-Benim kızımla evlisin Ali Kemal.

-Senin kızın mı? Ne saçmalıyorsun sen? Gizem biliyor mu?

-Tabi ki bilmiyor. Ve asla bilmemeli, bilmeyecek. Hatta boşanmalısınız.

-Saçmalama. Ben karımı seviyorum.

-Beni de seviyordun bir zamanlar. Senin sevgin, sevdiğinin başına bir hastalık gelene kadar.

-Nasıl öğrendin ben olduğumu? 

-Nalân'ın nikâhına geldiğinde gördüm seni. Gelin odasına nasıl attım kendimi hatırlamıyorum.

-Bak Handan, Gizem öğrenmemeli. Biz mutluyuz. İş hayatında saygınlığım var.

-Merak ediyorum Ali, bilerek mi yaptın bunu? Gizem' in benim kızım olduğunu, biliyordun değil mi?

-Saçmalama Handan!

-Nasıl anlamadın o zaman? Adımı söylemedi mi sana? Yaşadıklarımı?

-Babam beş sene önce trafik kazası geçirdi, vefat etti. Annemde o üzüntüyle şokla tansiyonu yükseldi, bitkisel hayata girdi dedi. Senin adını nikâh yaptığımız zaman öğrendim ama tesadüf diye düşündüm. Aklımın ucundan geçmedi böyle bir şey olabileceği.

-Anladım Ali.

-Gizem bilerek evlenmiş olmasın benimle.

-Saçmalama Ali! Çocuktu o zamanlar Gizem ne bilir seni? Sığındı sana o. Baba gibi, ağabey gibi...

-İyi ya işte, kızını birazcık düşünüyorsan, onun mutluluğunu istiyorsan susmalısın. Buraya gelmen de büyük bir hata. Keşke gelmeseydin. Sen biliyorsun, utanç duyuyorsun diye benim de bilip utanmama gerek yoktu. Sen acı çekiyorsun diye ben de acı çekmek zorunda değilim. Sen istiyorsun diye Gizem'den de boşanmam. Bu sır benimle mezara gidecek, umarım seninle de mezara gider Handan.

-Söz, benimle de mezara gidecek Ali Kemal.

Gerçekten çok haklıydı. Boynumu büktüm, yüreğimi derin bir hüzün sardı. Veda etmeden çıktım odasından. Neden gittim ki? Neden ayırmak istedim ki? Ayrılsalar kime fayda ayrılmasalar kime? Niyetim neydi? Kıskandım mı? Yoksa beni terk etti diye intikam mı almak istedim? Neden kendimi hatırlatmak istedim?

Hislerim karmakarışık, mantığım sürekli duygularımı sorgulamakta. Kalbim de keskin bir acı, ruhumda tarifini yapamadığım bir travma var. Pişmanlığımı vicdan azabımla, vicdan azabımı uğradığım haksızlıklarla karıştırmaktayım. O gün birbirimizi son defa görmüştük. Yanından ayrılırken anladım ki zaman aşımına uğrayan tek şey zamana bırakılmış ayrılıktır. Kendine ayırdığın zaman aleyhine işlermiş daima, zamanın yaraları falan sardığı yok. Öyle kızdım ki Ali Kemal' e içimden, bazı yaraların bile yararı olurken, sen nasıl bir yara oldun benim kalbimde? Aşk yamayıp duruyorsunuz yaralı kalplerinize, Ali Kemal'in kendine yaptığı da aynen böyleydi işte.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UTANÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin