JungkookSabah uyandığımda mutfaktan güzel kokular geliyordu. Yanımda Jimin yoktu. Büyük ihtimalle Minguk ve Jimin kahvaltı hazırlıyorlardı.
Yüzümü yıkayıp mutfağa gittim. Gitmez olaydım. Allah'ım bu mutfağın hali ne? İlk başta mutfağı inceledim. Sonra masada oturan biz masumuz bakışları atan ikiliyi inceledim.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım.
" BU NE YA? JİMİN BURASININ HALİ NE BÖYLE!?"
Bu sefer mutfağı ben değil o temizleyecekti. Savaş alanı gibi olmuştu. Nasıl yaptıysa öylede temizleyecekti. Hayır yani nasıl bu kadar dağıtabildi? Gerçekten büyük başarı ya.
Tek kaşımı havaya kaldırıp ciddi bir ifadeyle konuşmaya başlayacaktım ki benden önce Minguk konuşmaya başlamıştı. Dudaklarını büzmüş. Yavru köpek bakışlarıyla konuşmaya başladı.
"Babama cot tızma. Ben sada süpdiz hazıdılamat istesim. ( Babama çok kızma. Ben sana sürpriz hazırlamak istedim.)
Bu çocuğa kıyamıyordum. Ceza şeklini artık farklı şekillerde kesebilirdim. Uzun zamanda olmuştu.
Bunları düşünürken Jimin'e bakıyordum. Jiminde bana bakıyordu. Biliyordu, Minguk'a kıyamıyordum.
Yanlarına gittim. Yüzümde gülümseme vardı. Yanlarına gidince ilk başta Minguk'u kucağımı almıştım. Ona sarılmıştım. O da minik kollarının el verdiği kadar sarılmıştı. Minik elleriyle kalbimin oralarını okşuyordu. Jimin de arkamdan sarılmıştı. Başını omzuma koydular.
Tek koluyla belime sıkıca sarmıştı. Diğer koluyla Minguk'u tutuyordu. Minguk minik eliyle Jimin'in yanağını okşuyordu. Diğer eliylese kalbimi okşuyordu. Kafasını kaldırıp ilk benim yanğıma öpücük kondurmuştu. Sonra Jimin'in burnuna öpücük kondurdu. Kıkırdamaya başlamıştık. Birkaç dakika böyle kalmıştık.
Sonra yemeğimizi yiyip salonda televizyon izlemeye başlamıştık. Jimin ile dip dibe oturmuştuk. Ortamızda Minguk oturmuştu.
Telefonum çalmaya başladı. Arayan Hobi hyungtu.
"Efendim hyung."
"Jungkook Minho Minguk'u istiyor. O da isterse bize gelebilir."
" Olur tabiki. İşimize gelir. O da evde sıkılmasın."
"Tamam. Bekliyoruz."
Telefonu kapatıp Minguk'a döndüm.
"Minguk hadi bakalım. Minho'ya gidiyoruz."
Hemen oturduğu yerden kalkıp giyinmeye gitti. Jiminle beraber gitmişlerdi.
Smut başlıyor.
Kapıda onu bekliyordum. Kapı açılınca onu tişörtünden tutup kendime çektim. Kapıyı kapatıp onu kapıyla arama aldım. Kulağına yaklaştım.
Ses tonumu aralayıp konuşmaya başladım.
"Sevgilim uzun bir süre oldu dimi? Hem hazır mutfağı savaş alanına çevirmişken bir cezayı hakkettin."
Geriye çekilip tepkisine baktım. Bunu bekliyordu. Sırıtıp konuşmaya başladı. Konuşurken dudağıma yaklaşıyordu.
" Geçen sefer ben üsteydim. Sıra senin sevgilim."
Dudakalarımızı birleştirmişti. Açlıkla birbirimizi yiyorduk. Belinden tutup iyice kendime yapıştırdım. Aletlerimiz birbirlerine sürtünüyordu. Elleri rahat durmuyordu.
Tişörtümden içine girip ilk başta karın kaslarımı okşuyordu. Onunkisi benkine göre daha belirgindi.
Bir eliyle sol göğüsümü okşarken diğeri eli diğer göğüs ucumla ilgileniyordu.
"Mmhmm"
Öpüşmemiz iyice ateşli bir hal alınca onu kucağımda yatağımıza götürüyordum.
Yatağa yatırıp dudaklarımızı ayırdım. Göğüslerimiz inip kalkıyordu. Nefes nefese kalmıştık. Jimin tişörtümü çıkarıp kenara fırlatmıştı.
Bende aynısını ona yapıp boynuna yöneldim. Isırıp yalıyordum. Arada emiyordum.
O da biraz daha yer açıp kafamı boynuna bastırıyordu. Beni omuzlarımdan itip altına almıştı.
"Sıra bende"
İlk boynumla ilgilendi. Sonra göğüs uçlarımla ilgilenmeye başladı. Göğüs ucumu emip yalıyordu. Isırıyormuş gibi yapıyordu. Göğüs ucumu dişlerin arasına alıp çekiştiriyordu. Bir yandan da elleri arsızca üstümde dolaşıyordu.
Bu beni delirtiyordu.
"Ahmhmm Jimmminhmm"
Daha fazla dayanamayıp tekrar altıma aldım. Baksırla beraber herşeyi çıkartmıştık. Çıkarırken acayip yavaş bir şekilde çıkarmıştı. Ben ise hızlı bir şekilde çıkarmıştım.
Göğüs uçlarını ilgilendiren sonra karın kaslarına sıra gelmiştim. Karın kaslarını ısırıp yalamıştım.
O ise aletimle uğraşıyordu. Elliyle sıkıp sonra okşuyordu. İkimizde aynı anda mırındandık.
"Jimahminie"
"Mmkoookmmhmm"
Karın kaslarını bırakıp aletine geçtim. Dişlerimi ısırır gibi yapıp çekiyordum. O ise tıslar gibi ses çıkarıyordu.
İki parmağımı ona uzatım. Emdi. Domaltıp iki parmağımı içine soktum. Makas hareketi yapmaya başladım. Yeterli bulan kadar yaptım.
Parmağımı çekip deliğine ilk dilimin ucunu dolaştırdım. Sonra ise içine girdim. Biraz bekledim. O sırada Jimin tıslar gibi konuşmaya başladı.
"Gel gitler yap."
Uyup gel gitler yapmaya başladım. İlk başta yavaş olsamda sonra hızlanmaya başlamıştım.
Oda ikmizin inlemeleri ile dolmuştu. Geceyi gündüze katmıştık.
🔷🔷🔷
Yıllar geçmişti. Minguk büyümüştü. Hatta evlenmişti. Minho ile evlenmişti. Yoongi hyunglarla dünür olmuştuk. Bunu 18 yıl önce bana söyleseler gülerdim. Onlar sadece arkadaşlar derdim. Şimdi ise kocaman olmuşlardı. İki yakın arkadaşlarken şimdi evlilerdi.
Bizde Jimin ile sevgili olmadan önce arkadaş gibiydik. Bizim ilişkimiz çok değişikti. Arkadaş gibiydik. Sonra sevgili olduk. Ayrıldık. Ama gene kopamadık. Tekrar barıştık. Benim hamile olduğumuzu öğrendik evlendik. Çocuğumuz oldu o da bizim yakın arkadaşlarımızın oğlu ile evlendi.
Mutlulardı. Mutluyduk. Jiminle kaderlerimiz de biribirmiz olmak vardı. Ruhlarımızı birbirleri için yatırılmıştı. Hep mutlu olmuştuk. Arada bir iki şey yaşamıştık. Ama hiçbiri bizim karşımızda duramamıştı. Teker teker çözmüştük.
Ben onundum. O benimdi.
🔷🔷🔷
Özel bölümlerde bu kadardı. Artık tamamen bitti. İlk ship kitabımda bitmiş bulunuyor. Kitabımı seven oy veren herkese teşekkür ederim. Yorum yapan olduysa da gene teşekkür ederim.
Şimdi diğer kitaplarıma bakabilirsiniz.
Sizi seviyorum.
Okuyan herkese teşekkür ederim.
Kendinize iyi bakın. Diğer kitaplarımda görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say You Love Me~Jikook~✓
FanfictionHer şey bir oyunmuydu? Yoksa o mu hatırlamıyordu? Ana çift: Jikook Yan çiftler: Namjin, Sope Smut içerir ve çok büyük beklentiniz olmasın bu konuda arkadaşlar.