Kookie
Yemeğimizi yedikten sonra film izlemek istemiştim. Fikrimi ona sununca kabul etmişti. Ama tabiki ilk önce yemekleri toparlamıştık.
Şimdi ise ben film seçiyordum. Jimin hyung korku filmlerinden korkuyordu. Onun için onu mu seçsem acaba. Sinsice gülmüştüm.
Korku filmini seçmiştim. Jiminie hyung ise patlamış mısır yapıyordu. Onu yanına gittim. Bir eliyle kapağı tutmaya çalışıyordu. Diğer eliyse tutma yerini tutuyordu. Ama haline bakmanız lazımdı çok komikti.
Kaşlar hafif çatılmış. Gözlerini deviriyordu. Biraz gözlerini büyütüyordu. Dudaklarını büzüp homurdanıyordu. Aslında fazla şeker gözüküyordu. Kıpırdayıp onun yanına doğru gitmeye başlamıştı. Giderken bir yandanda düşünüyordum.
Beni etkiliyordu. Bi şeyler olmuştu. Tek onunla yaşadığımız şeyleri hatırlamıyordum. Aslında bazı şeyleri yavaş yavaş hatırlıyordum. Diğerleriyle olan şeyleri yavaş yavaş hatırlıyordum.
Yanına gidip ocağı kapattım. Tavayı elime aldım. O ise kenara çekilip ne yaptığıma baktı.
Bir elimle tezgaha iki kase koydum. Diğer elimle de tavanın kapağını açıp kaselere döktüm. Bunları yaparken gözleri üstümdeydi. Kaseleri alıp odaya gittim. O da arkadan içeceklerle geliyordu.
" Sen otur hyung. Ben filmi başlatıyorum. "
Sırıttım. Tabi arkam dönük olduğu için görmemişti. Filmi yerleştirip. Başlaması için tuşa bastım. Hemen yerime oturdum. Jimin hyungun yanına oturdum.Kafamı Jimin hyungun omuzuna koydum. O da filme odaklanmıştı. Bende filme odaklanmıştım.
Birkaç dakika sonra Jimin hyung bana bakmaya başlamıştı. Fark etmiştim. Filme odaklandığım için ona doğru bakmadım.
Daha önce izlemişti. Belliydi. Hiçbir tepki vermiyordu. Ben ilk defa izliyordum galiba hatırlamadığım zamanlarda izlemiş olsaydık. Birkaç anı zihnimde belirmesi lazımdı.
Arada çaktırmadan bakıyordum. Çok güzel bakıyordu. Bakışlarındaki duygu neden bu kadar tanıdıktı? Beni neden etkisi altına alıyordu?
Tekrar filme döndüm. Biraz daha izledikten sonra sıkılıp Jiminie'ye döndüm. Dönünce aramızda çok az bir mesafe olmuştu. Nefeslerimiz birbirimize karışıyordu. Dudaklarımız birbirine değiyordu. Nerdeyse değiyordu. Sürtüyordu dersek daha doğru olurdu. Nefes alış verişlerim bi anda bozulmuştu.
Ne olduğunu anlamamıştı. Peki bu his neydi? Neden böyle olmuştu birden bire?
Yanaklarım kızarmıştı. Dudaklarıma bakıyordu. Bende onun dolgun dudaklarına bakıyordum. Dudakları dolgundu bu çok güzeldi. Dolgun dudaklarıyla fazla dikkat çekiciydi.
Kıkırdamıştı. Yanaklarımı görmüştü. Büyük ihtimalle bu yüzden kıkırdamıştı. Kafasını yana çevirip rotayı yanaklarıma doğru değiştirdi. Kırmızı yanaklarıma öpücük kondurdu.
Geri çekilip filme odaklandı. Şu gözümden kaçmamıştı. Geri çekilirken sırıtıyordu.
Film bitince korkudan onunla uyumak istedim. Aslında korkmamıştım. Ama bugün onunla uyumak istemiştim. Kokusu çok güzeldi. Harikaydı.
Benim bir ömür boyu o göğüse kapatabilirdiniz. Orda ömür boyu yaşardım.
Üstümü değiştirip onun odasına gittim. Biran önce uyumak istiyordum.
Kapıyı çaldım. Gel sesi gelince içeri girdim.
İçeri girince üstünde hiçbirşey olmayan bir Park Jimin beklemiyordum. Sadece altına bir şey giymişti. Yanına gidip uzandım.
Uzandığım gibi eli belime gidip beni kendine çekti. Kafamı göğüsüne koydum. Saçlarımla oynayıp bir yandanda öpüyordu.
Böyle yaparak beni mıyıştırıyordu. Uymadan önce son duyduğum şey
" İyi geceler miniğim."
Yarın buna bölüm atamayabilirim. Yarın daha çok İn My Feeling'e bölüm atıcam. Tabi o da zamanım olursa atarım.
Sizi seviyorum.
Jikookla kalın 😘❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say You Love Me~Jikook~✓
Fiksi PenggemarHer şey bir oyunmuydu? Yoksa o mu hatırlamıyordu? Ana çift: Jikook Yan çiftler: Namjin, Sope Smut içerir ve çok büyük beklentiniz olmasın bu konuda arkadaşlar.