(Medya: Ben)Gözlerimdeki buğu perdesi aralandığında yatağımda uzanıyordum.
Dün ne yapmıştım? Hiç hatırlamıyorum.
Evet, evet. Dün pazar günüydü. Ödevlerimi yapmış ve akşama kadar Fortnite oynamıştım. Herhalde uyuyakalmışım.
Yataktan kalkmak için ayaklarımı attım ve yatağa oturdum. 'Olamaz okula geç kaldım!' derdim ama şuan zerre umrumda değil.
Çok yorgundum. Normalde yataktan fırlayıp hazırlanmak için ilk durağım olan tuvalete koşardım.
Hastaydım galiba... ama hayır bu farklı bir şey... Yataktan kalktım ve lavabonun yolunu tuttum. Yürürken sanki her yer dönüyormuş gibi hissediyordum.
Elimi ve yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonraki garip bir üşüme hissi aldı bedenimi...
Kahvaltı masaya kurulmuştu. Kahvaltımı edip, tekrar odama yöneldim. Normalde her gün kıyafet bulmakta zorlanırdım ama sanki bugün nerede olduklarını biliyor gibiydim.
Okula yürürken kulaklıklarımla müzik dinliyordum. Her zamanki gibi cool giyinmeye çalışmıştım. Ana kapıdan girdim ve 3. kata merdivenlerden çıkmaya başladım. 7/B sınıfını görünce durdum ve içeri girdim.
Ders türkçe hocamız Seda hocayaydı. Geç kaldığım için yok yazılmıştım.
Hoca biraz kızdı ama sonra yumuşadı. Çok iyi bir hocamızdı Seda hoca. Kızıl saçlı genç bir bayandı. Altın gibi bir kalbi vardı.
Okul her zamanki gibi normal ve sıkıcı geçiyordu. Bizim sınıftakilerin soğuk esprileri ve delilikleri bazen dayanılmaz oluyor. Özellikle Baran. Gelene geçene atlıyor çocuk ya! Bide kız, erkek farketmiyor, herkese dalıyor.
Ve matematik hocamız birden sınıfa daldı. Siyah saçlı 1,90 yakışıklı bir hocamızdı. Sürpriz yazılı! En nefret ettiğim şey!?! Hiçbir şeye çalışmamıştım!
Aman Allah'ım! Sorular felaket zordu. 20 dakika boyunca kağıda boş boş baktım.
Sonra yavaş yavaş gözüm ağrımaya başladı... gözümü ovuyordum ama daha kötü oluyordu. Ve dayanılmaz bir acı başladı. Gözlerimden yaş geliyordu!
Bu da neydi şimdi?! Öğretmenden tuvalete gitmek için izin istedim. Çıkarken birkaç kişi fısıldayarak neden ağladığımı soruyordu. Fakat ben ağlamıyordum... gözlerim... ahhhh
**********
Kulağıma anlam veremediğim uğultular geliyordu... Gözlerimin önünde bir sisperdesi vardı. Tüm renkler birbirine girmişti.
Sonunda müdürün sesini uğultunun arasından seçebildim. "Ona ne oldu?",
"Hasta mı?", "Okulda salgın mı var?" gibi sorular soruyordu.Her şey düzelmeye başladı... Evet herkesi ve her şeyi görebiliyordum...
Bana ne olduğunu görmek isteyenler etrafımı sarmıştı. Müdür en önde duruyordu. Herkes görebilmek için birbirini eziyordu. Halbuki bana hiçbir şey olmamıştı. Sanırım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel İnsanlar
FantasyOnlar yetenekliydi... Onlar özel insanlardı. Her birinde başka insanlarda olmayan özellikler vardı...