3

46 5 0
                                    


Ankara'dan neredeyse İstanbul'a gelmiştik. Evet bu çok abartı bir mesafeydi. Annemin internetten aldığı adres yanlış çıkmıştı.

"Şimdi bulurum. Buralardadır... buralardadır..."

Diye söylenip yoluna devam ediyordu. Acayip benzin yakmıştık. Ve şuan bitmek üzereydi.

Annem benzinin bittiğini görmüş okulu bulmak için hızlanmaya başlamıştı.

Halbuki benzinin daha fazla dayanabilmesi ve kaza yapmamamız için yavaş gitmesi gerekirdi.

Ve bir patinaj sesi...

Ve benzin bitmişti! Yolun kenarındaki demirlere çarptıktan sonra dönerek yolun diğer tarafına sürüklenmeye başladık.

Bariyerleri aşarken ön cam patladı ve üzerimize yığıldı...

Heryerimde cam parçalarını hissediyordum. Çok acı vericiydi...

"AaaaaaaAAAaaaaaAaaa"

Çığlıklarımızla inleyen araba hızla uçurumdan aşağı sürükleniyordu...

Heryer uğulduyor... ve her bir yanım hissizleşiyordu.

Ağaç dallarına çarparak ilerliyorduk... İçeriye yapraklar ve dallar saçılıyordu...

"MMMMMMMMM"

Sonunda bir ağaca çarparak durabildik.
Yan koltuğa baktım. Annem bayılmıştı.

Ben ise acılar içerisinde kıvranıyordum.

Camdan çıkmak çok tehlikeliydi.
Cam parçaları her tarafıma batabilirdi.

Kapıyı açmaya çalıştım. Açılmıyordu!!
Hemen etrafıma bakınarak levye olarak kullanabileceğim bir şeyler arandım...

Yok,yok,yok! Hiçbir şey yoktu! Dikkatle incelediğimde koltuğun altındaki parlaklık gözümü aldı.

Oradaki şeyi çıkartmaya çalıştım ama çıkmıyordu! Biraz daha zorlayarak çıkartmayı başarabildim.

Evet bunu levye olarak kullanabilirdim!!!
Kapıyı zorlamaya başladım... hadi ..... hadiii...... açıl!!

EVET!!! Açmayı başarmıştım! Ama zafer dansı yapamayacak kadar çok yerim acıyor ve ağrıyordu.

Bedenime giren cam parçalarıyla beraber arabanın diğer tarafına doğru yürümeye başladım. Şimdi annemi çıkartmalıydım.

Kapıyı zorlayarak annemi de çıkartabildim. Ama annem baygındı.

Onu sürükleyerek hayatta okula taşıyamazdım ki okulun nerede olduğunu da bilmiyordum.

"İyice dinle" dedi içimdeki ses.

"Neyi?" diye sordum.

"Sadece dinle"

Bir dakika boyunca boş boş dinledikten sonra akan bir suyun sesini duymaya başladım.

Evet! Annemi suyla ayıltabilirdim!
Sesin geldiği yere doğru yürümeye başladım...

10 dakika sonra önüme bir nehir çıktı. Bir ağaçtan büyük bir yaprak aldım.
İçini nehirden su doldurduktan sonra tekrar geldiğim yere yola koyuldum.

Offff acılarım beni bitiriyordu...

Arabanın yanına vardıktan sonra nehirden bulduğum sudan biraz ben içip kalanını annemin suratına yüksekten boşalttım.

Evet annemin suratına su boşaltmak iyi bir davranış olmayabilirdi ama işe yarıyordu. Annem 2 saniye içinde ayıldı.

Annem ayılınca hemen üzerindeki cam parçalarını çıkarmaya çalıştı.

"Hayır yapma! Eğer çıkartırsan açtığı yarayı kapayan camlar çıkacağı için her yerini kan kaplar ve kan kaybından güçsüzleşirsin."

Annem yaşadığı korkunun etkisiyle şok geçirmişti. Annemle beraber ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladık çünkü araba hurda olmuştu.

Nereye ilerleyeceğimizi bilmiyorduk ama annemi ben yönlendiriyordum.
İç sesime güveniyordum... ve de doğru olanı yapmışım.

20 dakika sonra heryerini sarmaşıklar kaplamış duvarları bile gözükmeyen "bina" diye tabir etmesi zor olan bir yere geldik.

Acaba burası okul muydu?

Özel İnsanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin