Gözlerimi açtığımda kocaman yatakta tek başıma yatıyordum. Taylor gene yoktu ve bu 2 olmuştu. Gerçi ilk seferinde gerçekten yanımda yatmamıştı ama olsun. Üstüme kıyafetlerimi giydim,elimi yüzümü yıkadıktan sonra salona geçtim. Çoğu kişi gitmişti. Kocaman masada Carter,Nash,Ash,Helen ve Matt oturuyordu. Taylor'da yoktu. Hepsi bir ağızdan günaydın dediler.
''Taylor gitti mi ?''dedim. Ash'le Helen garip bir şekilde birbirlerine baktılar.
''E..evet'' dedi Helen.
''Bir şey olduda bana mı söylemiyorsunuz ?''dedim sırayla hepsine bakarak.
''Gitmesi gerekiyormuş.''
''Tabii ya hep gitmesi gerekir zaten,bana söyleme gereği bile duymaz.'' diyip sinirle masadan kalktım. Odadan çantamı aldım. Yatağı düzelttim,Carter'dan gömlek aldım,üstüme geçirdim,altıma da ne olur ne olmaz diye yanıma aldıgım şortumu giyiverdim. Saçlarımı düzelttikten sonra kapıyı çarparak evden çıktım.
Eve yürüyerek gitmeye üşendim,bir taksi çevirdim. Taksiye bindiğimde rehberden Taylor'ı bulup aradım. Telefonu kapalıydı. Hayır yani gitmeden önce bir uyandırıp ben gidiyorum diyebilirdi. Neden bu kadar sinirlendiğimi bilmiyorum ama sinirden ellerim titriyordu. Taksiden eve gidene kadar 23 defa aradım. Belki telefonu açmıştır diyerek,ama yok. Telefonun diğer ucunda aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor sesini duydukça tırnaklarımı ellerime geçiriyordum. Gözlerimden bir kaç damla yaş çeneme doğru süzüldü. Dün gece Effy'de burda kalmıştı ama sabah ikiside yoktu. Taylor'ın Effy'le birlikte olabilmesini aklıma geçirdikçe daha da hiddetlendim. Evin önüne geldiğimde taksi parasını ödeyip indim. Evde kimse yoktu. Zaten sabah 10'du. Büyük ihtimal babam hala işden gelmemiştir,annemde artık çalışıyor,işine gitmiştir. Koşarak odama çıktım. Hiç kıyafetlerimi bile değiştirmeden kendimi yatağa attım. Odada kendi kendime haftasonlarından nefret ediyorum ! diye bağırmaya başladım. Eğer okul olsaydı Taylor mutlaka gelirdi. Ve görürdüm. Ama şimdi evini dahi bilmiyorum ve napıcağımıda bilmiyorum. Beni bırakıp gitmesi neden bu kadar koydu onu da bilmiyorum. Acaba şu an ne yapıyor ? Acaba Effy'lemi birlikte. Off yeter Lottie düşünme bunları. Kahvaltı bile yapmamıştım,acıktığımı farkettim. Tıpış tıpış mutfağa gittim. Dolaptan domates,salatalık çıkartıp doğradım,bir çatal alıp atıştırdım. Bunlar beni tok tutmaya yeterdi. Zaten uzun zamandır bir şeyler yemek istemiyordum. Richmond'dayken çevremdeki arkadaşlarım iyi değildi. Çoğu sigara içerdi,bende onlar yüzünden alışmıştım ama Los Angeles'a taşınıcağımızı öğrendiğimde bırakmıştım. Ve şu an canım acayip derecede istiyordu. Belki evde bulurum umuduyla odama çıkıp tüm çekmeceleri kurcaladım. Ama yok. Zaten yorulmuştum,kendimi uykunun kollarına bıraktım bende.
***
ASHLEY ARIYOR
Uyku sersemiyle telefonu açtım.
''Efendim'' dedim bir yandan esnerken.
''Nerelerdesin sen ?'' dedi sanki azar ediyormuş gibi.
''Evdeeeğğ'' dedim ağzımı yaya yaya. ''Ne zamandan beri beni merak eder oldunuz.'' dedim gülerek.
''Dışardayız biz.''
''Siz ? ''
''Çocuklar işde.''
''Taylor ?''
''Taylor yok ve o yok diye gelmezsen seni parçala-'' telefonu direk suratına kapattım pişman değilim.
Saate baktığımda akşam 7 olmuştu. Ne yani 9 saattir uyuyor muydum ? Vay canına. Annemler gelmiştir diye hızla merdivenlerden inip salona geçtim. Babam her zamanki oturduğu koltuğunda oturuyordu. Koşarak kucağına atladım ve sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gotta Be You
Fiksi PenggemarLottie Turner, hayallerini gerçekleştirmek için ailesinin imkanlarını zorlayarak Los Angeles'a taşınan, Richmond'daki hayatında daha önce hiç arkadaşı olmamış ve zengin birisi olup onun popüler olmasıyla hiçbir arkadaş grubuna alınmamış, kendi halin...