!TANIM!

147 23 29
                                    

Her zaman ki gibi yine geç kalmıştı. Hep kalmaya da devam edeceğe benziyordu.

Okulun kapısından içeriye girince, gözü sanki bir şey aradı.

Bu gün yine çok güzelsin sevgilim.

Sarı saçlarını bugün, sağ tarafına taramıştı. Her zaman ki gibi doğal görünmeyi tercih etmişti bugünde.

Ona bakmak sanki; uçsuz bucaksız bir çölde, su bulmak gibi bir şeydi.

Mavi gözleri, aradığı şeyi bulmuşcasına parladı. Sonra da güzelce bir gülümsedi.

Bende gülümseyerek, kafamı önüme eğdim.

Çok güzel gülümsüyorsun sevgilim.

Hızlı adımlarla çocukluktan beri arkadaşı olan, Fatih'in yanına gitti.

O sıra da derse giriş zili de çalmaya başladı.

Sırt çantasını çıkartıp, Fatih'e verdi. Okul binasına doğru ilerlediler, bende peşlerinden.

Her gün ikinci ders saatinde gelirdi. Ve çantasını Fatih'e taşıtmaya da bayılırdı.

Tıpkı; maviye, laleye, yağmur yağarken altından şemsiyeyle ilerlemeye bayıldığı gibi...

Ben artık o olmuştum, ondan habersiz.

Onun yaptığı en ufacık şeyi bile kaçırmak istemiyordum.

Hele ki ondan ayrı kalmayı hiç.

Sınıf önüne geldiğinde, çantasını aldı. Sonra her zamanki gibi Fatih'in saçlarını karıştırdı, ve içeriye girdi.

Bende onun peşinden sınıfımıza girdim.

Sırama yani kendi sırasına oturdu. Bende yanına.

Bugün biraz enerjikti.

"Günaydın Kaan!" dedi sevecen bir şekilde.

Her günkü rutin konuşmamızı yapmak üzereydik.

"Günaydın." dedim bende onun büyüsünden çıkmak istercesine.

Şimdi bana; ya dersin ne olduğunu ya da biraz önceki derste yok yazılıp yazılmadığını soracaktı.

"Ders ne?"

"Edebiyat."

O kafasını sallarken, çantasından da sürekli, hayallerini çizdiği defteri çıkartıp, yine bir şeyler çizmeye başladı.

Hocamızda içeriye girip, selamlaşmadan sonra hızla yoklamayı almaya başlayınca, hocamızın onun ismin en az iki kere çağıracağı aklıma geldi.

O hayaller kurarken hocamız ilk söyleyişini yaptı.

"İlknur Kızıl."

Ama o duymamıştı. Aklı, hayatı ve hayalleri önündeki defterdeydi.

"İlknur Kızıl."

Bu defa daha yüksek bir sesle konuşmuştu hocamız.

İrkilerek "Burdayım." dedi.

Listede ondan hemen sonra ben geliyordum.

"Kaan Demir."

"Burda." dedim yanımdaki güzelliğe bakarak.

Bana dönüp, gülümseyince, onu ufacık dahi olsa gülümsettiğim için dünyalar benim olmuştu.

Sonra yeniden hayallerine döndü.

'Benim hayallerimde o varken, inşallah onun hayallerinde de ben varımdır.' diye içimden geçirdim.

Çünkü ben yaklaşık, 8 yıldır ona aşıktım.

Onu ilk gördüğüm andan beri ona aşıktım.

Oysa o beni yalnızca, sıra arkadaşı olarak görüyordu.

SENİ SEVİYORUM, SEVGİLİM. SANA AŞIĞIM, HAYATIMIN HER SANİYESİ.

_____________________________________

Evet Bu Hikayemde Aşkın En Saf Halini Ele Alacağız.

Bu kitaba, Yaparmısın'da 25-26. bölüme geldiğimde bölüm atmaya başlayacağım.

Bu yeni kitap hakkındaki görüşlerinizi merakla bekliyorum.

Teşekkür Ederim.

SAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin