Medya; Fatih Atak
Şarkı; Ceza: Ben Ağlamazken***
İnsanlar ne kadar değişik varlıklardı. Hele biz Türkleri anlatmaya gerek yoktu. Hayat tarzımız, yaşam şeklimiz, düzenimiz, ailevi bağlarımız bakımından çok farklıydık. Ama farklı olduğumuz kadar da içten.
Ve bizi digerlerinden ayıran en büyük ve en güzel özelliklede buydu. Biz Türk olarak bambaşka insanlardık zaten. Ve elhamdülillah bundan da memnunduk.
Peki ya şu an içinde olduğumuz duruma ne demeliydi? Yani bence anlatmaya gerek yok! Görüyorsunuz!
Kaan'ın babasının beni istemesiyle, herkes şok olmuştu. Tabi en büyük şoku da ben ve Kaan yaşıyorduk. Beni geçtim de, Kaan zaten başka bir kızı seviyordu. Ve babası Musa Amcanın neden beni istediğini anlamıyorum.
Kaan ve ben birbirimize bakarken, babamın ağzından o sözler döküldü. "Verdim gitti!" Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Ne demek verdim ya!
İnsan önce bir sorar, 'Kızım sen bu oğlanı istiyor musun?' diye ama! Siz beni pat diye verdiniz ama! Hem ben daha 18 olmadım ki!
"Çalın davulu, zurnayı! Yiğit Eniştem, İlknur'dan kurtuluyor!" Fatih ayağıya kalkıp, göbek atmaya başlarken, herkesin kahkaha atmaya başlaması bir oldu.
Hepsi de hunharca gülüyordu. Hele Fatih ve Mete! Allah'ım! Neye gülüyorlardı böyle!? Kaan'la şaşkın şaşkın birbirimize baktık. O da anlamamışa benziyordu. En azından yalnız değildim.
"Baba! İkoşcuğumun yüz ifadesi çok komikti ama değil mi?" Allah'ım olay ne bilmiyorum ancak çocukların eline madara olmuştum...
"Peki ya, şu turşu olayı ne?" Evet! Evet! Gerçekten madara olmuştum. Yalnız ben de değil. Kaan'da olmuştu.
Herkes yavaş yavaş kendini toparlarken, Elif; ben ve Kaan'ın haline acımış ki bize olayı izah etmeye başladı.
"Şöyle ki; siz mutfaktayken, babam dedi ki, 'Madem istemeye geldik neden gerçekten istemiyoruz?'. Sonra Yiğit amca; 'O zaman İlknur'u isteyin. O böyle şeylerden çok korkar. Biz de biraz güleriz.' dedi. Ama Efe amca karşı çıktı. Sonra onu da ikna ettiler ve size isteme şakası yaptılar!"
Tam babamdan beklenecek şey! Ne var yani evlenmekten korkuyorsam? Ne var yani ilişkiden kaçıyorsam? Hem onun buna sevinmesi gerekir! Çünkü kızı böyle şeylerden kaçıyor!
En azından şakaydı. Rahatça kalktığım yere oturdum ve derin bir nefes aldım. Ne gündü ama!
⏰⏰⏰
Yorgundum. Oysa, derin ve deliksiz güzel bir uyku uyumuştum. Ve sonra da yine okula geç kalmıştım. Ama sonuç olarak, yorgun olmamam lazımdı. Yine de kendimi, çok yorgun hissediyordum.
Bugün okula Fatih gelmemişti. Bende tek başıma kantinde oturuyordum. Ve kulaklığımdan, müzik dinliyordum. Her zamanki ritüelimdi. Oturmak... Müzik dinlemek...
Yorgunluğumun sebebi ne olabilirdi? Belki de çok da rahat uyuyakalmışımdır. Belki de istediğim uykuyu çekememiştim.
Kulağımda yankılanan Ceza'nın şarkısı sanki beni daha da yoruyordu. Beni iyi hissettireceğine, daha çok yoruyordu. Ruhum emiliyordu sanki. Yorgunluk hissi tüm vücudumu ele geçirirken, ben de bu hisse boyun eğerek yok oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF
Romance#Aşkın En Saf Hallini Birlikte Göreceğiz.# Sırıtarak baktım karşıdaki salak şeye. Ona baktığımı görünce, bakışları derinleşti. Kafamı önüme eğip, yeşil elmamdan kocaman bir ısırık aldım. (Burayı yazarken bende elma yiyordum.) Çenemi tutup, kaldırdı...