-9. Bölüm- Benim abim dünyada eşi benzeri olmayan bir adam..

436 25 3
                                    

Nefes'ten;

"Güzelim.. uyan hadi geldik.." Tahiri duyuyordum ama uyanmak istemiyordum. İnatla daha da yerleştim göğüsüne. Tahir; "Kızım kalksana!" Gülmemek için zor tuttuğum çenemden, onunla uğraştığını anlamış olacak ki omzumdan tutup itti. Tahir'den de bu beklenirdi zaten. Nefes; "Napıyon oğlum? Böyle ölmem arabadan at! Omzumu acıttın." Dedim uykudan değişik çıkan sesimle ve çemkirircesine. Tahir çatık kaşlarıyla bana bakıp; "Uyansaydın." Dedi. Nefes; "Öyle mi deli Tahir efendi?" Dedim. Tahir bana Hassiktir bakışı atıp; "Yok kuzum öyle demek istemedim." Sözünü kesip; "E otelde de mustafa abiyi uyutursun göğüsünde." Dedim, bu; 'Mustafa abiyle yatacaksın! Yüzümü de nah görürsün!' Demekti. arabadan indim. Asiye ablamın koluna girip yürümeye başladık. Arkadan gelen Tahir'in sesine aldırmadan devam ediyordum yürümeye. Otele vardığımızda resepsiyonun orada durduk. Tahir; "3 oda ikisi tek kişilik, birisi çift kişilik." Dedi. Resepsiyonda ki kadın; "hoşgeldiniz, odalarımızın hepsi dolu, birazdan bir odamız boşalacak. Dilerseniz bugünlük o odayı ayarlayabilirim." Dedi. Birbirimize bakıp uygun diye anlaştık ve odanın boşalmasını bekledik. Tahir; "Amına koyim gece gece düştüğümüz duruma bak. Milletin işi görülecek diye otel köşelerinde sürünüyoruz.!" Dedi. Ben de diyorum kaç günlerdir sinirli, kızgın Tahir nerde? Göz devirip oturduğum yerde kollarımı birbirine bağlayıp, kafamı duvara yasladım ve gözlerimi kapatıp azıcık kestirmeyi düşündüm. Ta ki resepsiyonda ki cırtlak sesli kızın sesini duyasıya kadar. "Oda boşaldı Efendim." Dedi. "Sesini sikeyim." Dedim. Bizimkiler bana bakınca, gülüp resepsiyona doğru ilerledim. Tahir anahtarı aldı ve Mustafa abiyle arkamızdan bavulları getirdi. Odaya geldiğimizde yatağa fırlattım hemen kendimi. Yol çok yoruyor insanı. Kapattığım gözlerimi birden açıp; "Hiiiğğğ" diye bağırdım. Tahir; "Napıyon Kızım n'oluyo? " Dedi. Nefes; "Barışları unuttuk ya biz?" Dedim. Tahir göz devirip; "Bi Barış eksikti zaten. Aq" Dedi. Göz devirip Barışı aradım. Nefes; "Alo Barış.. biz geldik de, bizim kaldığımız otelin odaları hep dolu.. siz başka otele baksanız? Yarın anlaşır bir yerde buluşuruz olur mu?" Dedim. Barış; "Tamam çimen gözlüm sorun yok.. biz de Bursa'ya girdik şimdi, 1-2 saate orda oluruz.. sen güzelce dinlenmene bak.. yarın çok eğleneceğiz." Dedi. Tebessüm ettim.. "Tamam dikkatli olun." Dedim. Barış; "Miniğim nasıl? Çok üzüyor mu seni?" Dedi. Yağmurdan bahsediyor.. ikinci babası, abisi, dayısı.. nefes; "Çok iyiyiz biz dayısı.. seni bekliyoruz." Dedim tahire bakarken. Barış; "Yarın görüşeceğiz inşAllah. Hadi kapatıyorum, arabayı Murat'a vereceğim." Dedi. Birşey söylemeden kapattım ve Tahir'in yanına gittim. Nefes; "Biliyorum, barışa olan öfken her zaman olacak.. ama onu sevmeyi deneyebilirsin.. o benim kardeşim.. aynı kandan değiliz belki ama can bağı var aramızda.." Dedim. Tahir; "Belki." Dedi. Tebessüm edip sarıldım. O daha çok sarıldı. Nefes; "Ömrümün sonuna kadar.. nefesimin yettiği yere kadar.. hiç gitme, bil ki; eğer gidersen.." sözümü kesip; "Son nefesimde bile senin yanında olacağım.. elini tutacağım.. gözlerine bakıp diyeceğim ki; 'İçimde bir sürü kuru bahçe var.. ve sen, yağmurun gün doğumusun." Gözümden düşen bir damla ile birlikte sarıldım sıkıca.

***
Saat 7.30

"Asiye abla, oda boşalmış hadi gidin." Dedim uykudan sersemlemiş sesimle. Asiye; "ya nefes sabah sabah ne odası. Uyanınca gideriz Allah Allah." Kafasının altında ki yastığı alıp; "Abla şu halimize bak ya! Bir yatağa dört kişi sığdık dört! Belim başım koptu! Bi gitsenize siz ya! Hadi bi gidin siz!" Diye çemkirdim. O sırada Tahir Mustafa abiyi yataktan düşürmekle meşgul olurken, ben de Asiye ablanın eline bavulu vermiş kapıya kadar gitmesine yardımcı oluyordum. Bunca senenin hatrı var öyle başımızdan savmak olmaz. Tahir gibi değilim en azından. Yataktan fırlatıp, düşürmüyorum yani.. "Ablacım sakın kovduğumu falan düşünme(!) Ya da düşün ya sabaha kadar uyutmadın zaten." Asiye; "Vay be nefes.. bu kadar ha?" Dedi uykudan açılmayan gözleriyle. 'Ya he he' bakışı atıp Mustafa abiyle ikisini odadan çıkardık. Tahir'in yanına uzanıp; "Oh." Dedim. "Noldu?" Dedi hem uykulu hem tebessüm eden sesiyle. "Hiç." Dedim ve uykuya bıraktım kendimi.

TANURA -Gün Doğumu- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin