Timeless

3.4K 250 344
                                    

Geçirdikleri haftadan kalanları toparlarken, Yuta ve Taeyong eşyaları birbirlerine uzatırlarken samimi bakışlar iletiyorlardı. Serçe parmakları hafifçe birbirine kilitlendiğinde Yuta gözlerini kırpıştırdı ve Taeyong sırıttı.

"N-ne yapıyorsun?" Yuta boğazını temizledi ve Taeyong gülüşüne engel olamadı.

"Bütün bu zaman boyunca hep biraz komik olduğunu düşünmüşümdür, nehirdeki gün sen bana aşık olurken karşında ne kadar aptal görünmüşümdür." Kaşlarını oynattı. "Normal bir alfa olmayabilirim ama tabii ki de güzel bir omeganın bana ilgi duyduğunu bilmek tabii ki de iyi hissettiriyor."

Yuta cevap vermedi ve bu sefer gözlerini kırpıştıran Taeyong oldu, daha da geniş sırıtmaya başlamıştı.

"kızarıyor musun?"

"Ke-kes sesini!" Yuta boğazını temizledi, öksürerek yanaklarındaki kızarıklığı gizlemek istemişti. "B-bana güzel diyen sensin!"

"Öyle olduğunu düşünüyorum." Taeyong ona yaklaştı, şarkı söylercesine mırıldanıyordu. "Benim güzel, güzel Yuta'm."

"Ah, kes şunu!" Yuta güldü, yanaklarındaki kızarmayı kontrol edemiyordu. "Cidden, kafayı yemişsin!"

"Bütün zamanını spor yaparak geçiren sensin!"

"Yani?! Bütün zamanını temizlik yaparak geçiren de sensin!" Yuta bunu söyler söylemez gerildi, önceki seferki tepkiyi hatırlamıştı ama onun şaşkınlığına Taeyong rahatlamış bir gülümseme sunmuştu.

"...evet. Sanırım öyleyim."

Yuta'nın hissedebildiği tek şey kalbinin gururla kabarmasıydı. Taeyong oldukça ilerlemişti, buraya kadar gelebilmişti, Yuta'yı olduğu kişi olarak kabul ediyor ve daha önemlisi kendini kabulleniyor ve mutlu olmak için bir kalıba uymak zorunda olmadığını benimsiyordu.

İkili eşyaları dağın aşağısına taşıdılar. Çekinmeden ve Yuta utanmadan önce Taeyong beklenmedik bir şekilde cesur bir hareketle eşinin elini tuttu ve yanakları kızarık bir şekilde şehre yürüdüler. Yuta ancak Taeyong'un başının arkasına bakabiliyor ve bu mutluluğun ne kadar sürebileceğini merak ediyordu.

 Yuta ancak Taeyong'un başının arkasına bakabiliyor ve bu mutluluğun ne kadar sürebileceğini merak ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taeyong ve Yuta şehre akşamın kızıllığıyla çevrili bir biçimde girdiler. Aniden Jaehyun onlara doğru koşmaya başlamıştı, nefes nefeseydi. Taeyong ona baktı, hızla Yuta'nın elini bırakmıştı.

"Ben de seni gördüğüme sevindim. NCT sürüsü alevler içinde olmadığına göre her şeyin iyi gittiğini varsayıyorum?"

"Telefonun üzerinde mi?" Jaehyun kafasını salladı. "Bütün hafta sana mesaj attım."

"Ah, üzgünüm." Taeyong kafasının arkasını kaşıdı. "Şarjı bitti, ben de sorun olmayacağını düşündüm."

"Özel olarak konuşabilir miyiz lütfen?" Jaehyun yalvardı. "Konuşmak... konuşmak istediğim bir şey var."

MATES [YUTAE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin