Wake Up

3.5K 254 235
                                    

Taeyong bir türlü uyuyamıyor ve öylece tavana bakıyordu. Ten yanındaki yataydı ve bir sebepten, Taeyong denemeyi ve onunla konuşmayı istemiyordu.

Tanrı aşkına, kim mükemmel omeganın bu kadar sıkıcı olacağını düşünebilirdi?

Kafasındaki ses aynı Yuta gibi iğneleyerek konuştuğunda kıkırdadı-

Taeyong yuvarlandı, kafasını kollarına gömdü. Yuta'yı düşünmek acı vericiydi. Dizlerini göğsüne çekti, Yuta'nın burada olup kendisiyle ilgilenmesini diliyordu. Ama nasıl bu kadar bencil olabilirdi? Yuta'yı uzağa iten, o hisleri hissetmediğini söyleyen kendisiydi.

Ki hissetmiyordu da.

Onu sevmiyordu ama Yuta'yı ağlarken düşününce göğsü acıyordu. Neredeyse mutfağı yaktığını hatırladığında gülesi geliyordu. Ve Yuta'nın onu rahatlattığı, yardımcı olduğu zmaanı hatırladığında duygu-

Taeyong kafasını salladı. Hissettiği acı ve nostaljinin Yuta'yla aralarındaki bağdan geldiğini biliyordu – yalnız omega büyük ihtimalle yine ağlıyordu.

İçindeki kurt eşi yeterince yakın olmadığı için kızgındı. Acının bir kısmını dışarı döküp kurdunu sakinleştirmek için göğsünü ovmak zorunda kalmıştı

Yuta güçlü bir kurt. En çok sen onun özgür olduğunda ne kadar mutlu olduğunu biliyorsun. 127'ye geri dönebilir ve eminim başka bir kurt onun eşi olmak-

Taeyong boğazından yükselen hırıltıyı engelleyememişti, Ten uykulu bir şekilde yatağında döndü. Taeyong nefesini tuttu Ten'in rahat bir şekilde nefes alıp uykusuna döndüğüne emin olduktan sonra rahatlayabildi.

Taeyong kafasını hızla salladı. Hayır. Hayır, ne düşünüyordu? Yuta, başka biriyle?

Ama olabilir...

Hayır... İçindeki kurt hırıldadı. İzin vermem. O benim. Benim.

Ama zihni, Acımasız,hayalperest zihnifarklı görüntüler çizmeye başlamıştı.

Yuta, yüzü görünmeyen, yabancı bir kurdun kollarında ağlıyor.

Yuta, sanki biri ona aşkını ilan etmiş gibi gülümsüyor.

Yuta, aynı kurda aşkını ilan ediyor.

Taeyong bu sefer içinden yükselen acılı kükreyişi durduramamıştı ve Ten de uyanmıştı

"N-ne oldu?!" Öksürmeden önce ancak bunu söylemeyi başarabilmişti. Taeyong nefes nefese, kendini kucaklıyordu. Neler olduğundan haberi olmayan Ten ışıklara koştu ve yaktı... battaniyesi yumrukları arasında sıkılıyken boğulan bir Taeyong görmeyi beklemiyordu.

"L- Lord Taeyong?!"

Yuta, yeni eşini kapıda karşılarken kızarıyor.

Yuta, yeni eşi boynuna sokulurken kıkırdıyor.

"...Yuta..." Taeyong nefesi kesilerek konuşmuştu. "H-hayır...!"

"Lord... Taeyong...?" Ten sordu, sesi titriyordu Taeyong'un zihninin minicik bir kısmı kahkaha attı. Kendisi boğulurken ve hayatı parçalara ayrılıyormuş gibi hissederken sözde gelecekteki eşi yatakta oturmuş kafa karışıklığıyla hiçbir şey yapmadan onu izliyordu.

Yuta bana sarılır ve beni desteklerdi.

Ve şimdi başkasına sarılacak ve başkasını destekleyecek... yeni eşini.

MATES [YUTAE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin