Without You

3.2K 250 174
                                    

Ten, Taeyong'u şaşırtacak bir şekilde Taeyong'un flörtünü onaylamış ve hatta baş alfanın evine taşınmaya bile razı olmuştu. Taeyong ilk sabah uyandığında tedirgin hissediyordu

Yuta neredeydi?

Ah... doğru ya. Beyninin insan tarafı başka bir omegayla flört dönemine girdiğini hatırlatarak kurt tarafını sakinleştirmişti. Yana döndü ve hala uyuyan omegayı izleyerek esnedi.

Pekala... en azından bu omega Yuta gibi erkenden kalkmıyordu. Aynen.

*

Ten bir saat sonra yatak odalarından çıktı. Havayı kokladı ve gözlerini kırpıştırdı.

"Yemek pişirmesi için birini mi tuttun?"

Taeyong mükemmel bir şekilde pişirdiği yumurtalarına bakarken donakaldı.

"...ah... Yuta bana nasıl yumurta pişireceğimi öğretti." Yalan söyledi ve Ten ona sanki ruhunu içini görüyormuşçasına baktı.

"Yuta... size yumurta pişirmeyi öğretti." Yavaşça tekrar etti. " Yumurta çırpmayı bile bilmeyen omega size yumurta yapmayı mı öğretti?"

"Kendini geliştirdi." Taeyong sertçe konuştu, neden eşini (eski eşi olduğunu kendine hatırlattı.) savunma gereği duyduğundan emin değildi. "Her neyse, omega, kahvaltımın sabah hazır olmasını isterim, oy yüzden benden önce, gün doğuşunu geçirmeden kalkmanı istiyorum."

"Peki, Lord Alfa." Ten uysal bir biçimde eğildi ve Taeyong gelecekteki eşine kaba davranmanın verdiği hissi üzerinden silkti. Bütün alfalar böyle davranmalıydı ve Ten bunu ona hatırlatacak mükemmel omega eşti.

Taeyong Ten'in fiziksel görünüşünü süzmek için zaman harcadı. Kıyafetlerinin muhteşem desenini takdir etmek zorundaydı. Yuta'nınki gökyüzü mavisinin üzerine kiraz çiçeği desenliyken. Ten'inki koyu kırmızı üstüne altın renk dantel işlemeliydi.

Ten kırmızı, altın ve koyu renklerle soğuk bir sonbaharın başlangıcı gibiyken Yuta hafifçe vuran güneş ve hafif rüzgarla açık bir bahar günü gibiydi.

Taeyong kafasını salladı. Neden ikisini kıyaslıyordu? Ten'in kıyafetleri özenle bakılmış ve ütülenmişti ama Yuta pislendiklerini umursamadan kıyafetlerini mahvetmişti.

Evet, kıyafetlerini senin üzerindeki suyu silmek için kullandığından öyle oldu.

Taeyong bir kez daha Yuta'yla ilgili düşüncelerini bastırdı ve dışarı yöneldi.

"Gel. Şimdi konseye gitmemiz gerekli. Eminim konsey üyeleri ve yardımcılarım dışarıda bekliyordur."

"Peki, Lord Alfa." Ten görev duygusuyla konuştu ve yemek yemeyi bıraktı. Taeyong Ten'in yemek yemekte olduğunu ancak fark edebilmişti hemen sözlerini geri çekti.

"Bekle, yemeğini bitirebilirsin. Eminim açsındır."

"Bana konseye gitmemi emrettiniz Lord Alfa." Ten başını eğdi. "Benden beklediğiniz gibi emirleri yerine getireceğim."

"E-evet ama sen benim gelecekteki eşimsin, kölem değil."

Ten kalkıp bulaşıkları kaldırmadan önce ona donuk bir bakış attı. "Aradaki fark nedir Lord Alfa?"

*

Taeyong sokakta yürüyordu, kaşlarını çattı. Bir şey... doğru hissettirmiyordu. Bir anını almıştı ama sonunda ne olduğunu anlamıştı.

"Herkes nerede?" Yuta'ya bir sürü soru soran alfa çocukları görmeden çnce sormuştu. Onlara el salladı ama gözlerindeki korkulu bakışları görünce elini indirdi, ebeveynler gelip çocukları kucaklayarak baş alfanın görüş açısından çıkarmıştı.

MATES [YUTAE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin