Bal tadında betimlemeler

İlkbahar

Kırmızı, sarı ve turuncu nemli yapraklar etrafta uçuşurken, saçları yapraklarla aynı renk olan güzel bir kız elindeki tuvaller ile koşturuyordu. Öyle hızlıydı ki bazı yapraklar saçına konup uçuşuyordu. Kuşlar ise daldan dala konup şarkı söylüyordu. Keşke hayat onun içinde bu kadar güzel olsaydı, fakat şimdiden konservatuvar sınavına geç kalıyorsa sonra ne olacağını asla bilemezdi. Altında berrak bir dere olan ahşap köprüden geçmeye başladı. Bu köprüden neredeyse her gün geçiyordu, berrak deredeki japon balıkları taşların arasından geçip küçük keşiflere çıkıyordu. Kızıl saçlı porselen bebek konservatuvara vardığında sınıfa hızlıca çıktı. İçeri girdiğinde sınıfta sadece bir kişi olduğunu gördü, kahverengi kıvırcık saçları turuncumsu beresinin altından çıkmış kahverengi yavru köpek gözlü bir oğlan. Porselen kız soluklandı ve alto sesiyle.

"Sınav nerede yapılacak?" Diye sordu, oğlan kaşlarını hafifçe çattı ve

"Sınav bitti, geç kaldın." Deyip tuvale çizdiği pembe ağaçlara, ahşap köprüye, dereye ve evlere devam etti.

"Nasıl sınav bitti? Şaka mı yapıyorsun sen!" Dedi kız tuvali yere fırlatıp akrilik boyaları son güç ayaklarıyla ezerken. Rengarenk boyalar kızın beyaz ayakkabısına dağılmış muhteşem bir görüntü ortaya çıkarmıştı. Sanki renklerin suda dağılması gibiydi,

"Sakin ol." Dedi umursamaz oğlan.

"Nasıl sakin olmamı bekliyorsun? Eğer bunu yapamazsam işim biter!"

"Neyi?"

Porselen kız oğlana dik dik baktı ve sinirlenip kapıyı çarparak gitti. O kadar konuşmadan sonra oğlan kızın neyi kaçırdığını bilmiyordu.