Sabah uyandığımda güneş yeni doğuyordu. Saate bakmak için telefonu elime aldım. 7 cevapsız arama ve 22 mesaj vardı. Hepside Kaandandı. "Bitanem nerdesin", "Sana ulaşamıyorum merak ediyorum seni artık evine gelicem", "Of Esin nerelerdesin", "Bak artık şu telefona" ve 1-2 mesaj daha okumadan kapattım telefonu. Annemin yanına gidecektim nasıl olsa. Telefonu aldığım yere koyduğum anda saate bakmayı unuttuğumu hatırladım. Tekrar telefonu elime aldığımda Kaan arıyordu. Telefonu açıp pencereye doğru yürüdüm. "Efendim" dedim "Esin nerelerdesin Allah aşkına, dünden beri öldüm merakımdan başına bişey geldi sandım", "İyiyim işte Kaan yok bişeyim" , "Ne demek bişeyim yok benim bildiğim Esin saat 11e kadar uyumadan kalkmaz saat sabahın 5i Esin" dediği anda yüzümde garip bir ifade oluştuğunun farkındaydım. "Sonra konuşuruz Kaan kapatmam gerek" dediğimde Kaan hala konuşuyordu dinlemedim, kapattım. Tuvalete doğru yürüdüm. Suyu açtım. Su sesini dinlemek bana iyi geliyordu. Biraz dinledikten sonra elimi yüzümü yıkadım. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda "Lanet olası göz altları" diye kendi kendime söylendim. Hiçbir zaman gitmiyordu o şişlikler ama bugün gitmesini istiyordum çünkü annemin yanına gidecektim. Biliyorum o ölüydü ama onun beni gördüğünü biliyordum. İçeri odaları kontrol etmek istedim. Sonra erinip odama tekrar geçtim. Tekrar pencereye doğru yürüdüm, temiz hava iyi geliyordu. Sonuçta İzmirde yaşıyorduk, sürekli arabaların o pis kokularını ciğerlerime çekmek zorunda kalıyordum. Sabah temiz havayı bulmuşken iyice solumak istedim. Pencereyi kapattım. Birden nefes almakta zorlandığımı hissettim. Lanet olası kanser gene etki gösteriyordu. Hemen yatağımın yanındaki komidinden ilaçlarimi aldım. Gene de rahat edemiyordum. Hayır ya bugün olmaz, bugün annemin yanına gidicem bugün olmaz bugün gitmezsem 1 ay daha gidemem Allahim lütfen dediğim anda kapının açıldığını duydum. Kim olduğuna bakmaya vaktim olmadan gözlerimin kapandığını hissettim.
***
Gözlerimi açtığımda hastanedeydik. Başımda Gökçe denen cadı karı duruyodu. O niye gelmişti ki? Hem dadım nerdeydi? Gökçe yanıma eğilip bana "Ah bebeğim iyi misin" derken babama da "Gökhan kendine geldi" diye bağırmaya başladı. Hiçbir şey umrumda değildi. O kadına bir daha anne demeyecektim ve bugün kendi annemin mezarına gidecektim. Babam yanıma gelip "Esin kızım iyi misin" diye sorduğunda kafamı çevirdim çünkü o benimle konuşmayı haketmiyordu. Babam, Gökçeye "Biraz dışarda bekler misin hayatım" demişti. Şu kadına nasıl hayatım dersin baba?? Bi insanın hayatı nasıl bu kadın olabilir? Anlayamıyordum. Babam karşıma geçti. Ona baktım. "Özür dilerim" dedi. Ben ise direk "Beni anneme götür" dedim. Babam bana hayretle bakıyordu. Böyle birşey beklemediği belliydi. "Doktorla konuşmam gerek" deyip odadan çıktı. Dadım yanıma geldi "Ah yavrum, ah güzel kızım benim iyi misin" der demez kapıda Kaan belirdi. Ben Kaana bakarken o bana "Ah Esin seni çok merak ettim iyi misin" dedi. "İyiyim" demekle yetindim. Boğazımın düğüm düğüm olduğunu hissettim. Hayır ağlayamazdım. Kaana "Lütfen git, ben seni daha sonra ararım" dedikten sonra onunda gözlerinin dolduğunu farkettim. Odadan koşarak çıktı. Dadıma "Annemin yanına gitmek istiyorum" deyince "Gidicez kızım" dedi. Ayağa kalkmaya çalıştım. Halim yoktu. Babam odaya girdi. "Hadi gidiyoruz" dediği anda irkildim. Gidiyorduk ha. Dadıma bana yaklaşmasını söyleyip kulağına "O cadı karı gelmesin" dedim göz kırptı. Seviyordum bu kadını. Hazırlanıp annemin yanına gitmek için yola çıktık.
![](https://img.wattpad.com/cover/21049821-288-k379279.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY HAYAT
Teen FictionEsin : Ana karakter Gökhan : Baba Gökçe : Üvey Anne Hatice : Öz Anne Necla : Dadı Zerrin : Anneanne Mustafa : Dede Sude : Yakın Arkadaş