Öğlen 12ye kadar uyumuşum. Ayağa kalkıp ortalığı kolaçan ettim. Evde kimse yoktu. Dadım nereye gitmişti ki? Bunları düşünecek vaktimin olmadığının farkına vardım. Hemen hazırlanıp anneannemin yanına gitmek için yola koyuldum. Bir taksi çağırıp hemen anneannemin yanına gittim. Kapıyı dedem açtı. Hemen "Dedee" deyip ona sarıldım. "Çirkin torunum beni görmeye de mi gelirmiş" deyip klasik kahkahasını attı. "Ben miyim çirkin dede aşk olsun" dediğimde dedemin arkasında anneannem belirdi. Hemen dedemden ayrılıp onun boynuna atladım "Yavaş kızım biz yaşlıyız", "Ne yaşlısı anneanne günümüz sanatçılarına taş çıkartırsın" deyip gülüştük. Anneannem hemen "Karnım aç mı" diye sordu açtım. Yüzümün ifadesinden anlamış olmalıydı. "Gel buraya gel" diye beni yanına çağırdı. Ben kahvaltılık bişeyler atıştırırken anneannemde babamı ve o cadı karıyı soruyordu. "Aslında buraya bunun için geldim anneanne" deyip ağlamamak için kendimi sıktım. Anneannem anlamsızca yüzüme bakıyordu. "Bu Gökçe denen kadından nefret ediyorum anneanne babamla aramda ki bütün bağı o pislik kadın kopardı" dediğim anda gözümden bir damla yaş geldiğini farkettim. Hemen silip devam ettim. "Babam dün bana tokat attı hemde o kadın yüzünden" dediğim anda kendimi tutamıyordum artık. Derin bir nefes almaya çalıştım. "Anneanne ben artık burda kalmak istiyorum sizin yanınızda, eğer sizde isterseniz" dediğimde anneannemin de bana farkettirmeden ağlamaya başladığını gördüm. "Keşke annem ölmeseydi anneanne, yada ben doğmasay" dediğim anda anneannem "O nasıl söz kızım" deyip hafifce kızdığını anlamıştım. "Annenin hayatı da bu kadarmış demek ki, bunu yargılamak sana düşmez. Ayrıca gel benim yanımda kal ben hiç bişey demem. Zaten bi deden bide ben varım, bize de neşe kaynağı olursun" dediğinde birden bire tebessüm ettim. Anneannemin biraz umutsuzca baktığını farkettim. Konuşmaya yeniden başladı "Kızım bak bunu pek dile getirmek istemiyorum ama senin bu kanserin ne olacak" dediği zaman kendi kendime "Neden beni buldu bu lanet olası hastalık" diye söylenmeye başladım. Akciğer kanseriydim. Nefes almakta genellikle zorlanıyordum. İlaçlarım vardı. Ama düzenli olarak almıyordum. Belki de bu yüzden bu haldeydim. Ama umursamıyordum. Çünkü umursarsam daha kötü olacaktım. Belli ki babamda umursamıyordu. Eğer umursasaydı bana tokat atmazdı. Anneannem daldığımı farketmiş olacak ki "Esin bak yavrum ben babanla konuşur ona izah ederim ama sen bizim yanımızda kalmak istiyorsan o ilaçlarını düzenlice al kızım burda Allah korusun başına bişey gelirse ne deden ne de ben götüremeyiz seni hastaneye" dediği anda gene ağladığını farkettim. İlaç içme fikri cazip değildi ama anneannem bir bakımdan da haklıydı. Peki anlamında kafamı salladım. Anneannem "Akşama kıyafetlerini topla gel" dediği anda çok büyük bir tepki beklediği belliydi ama ben sadece gülümsemekle yetinebildim. Allahım sana şükürler olsun sonunda o Gökçe denen cadıdan kurtuluyordum.
***
Akşam yemeğini evde yedim. Hepimiz aynı masadaydık. Gökçe birden bire "Size güzel bir sürprizim var" dedi. Ne olduğunu merak etmiyordum. Yemeğime devam ettim. "Iı şey" gibi bir kaç bişey geveledi. Kafamı kaldırıp söyleyeceksen söyle dercesine bakış attım çünkü daha fazla sesini duymak istemiyordum. "Ben hamileyim" deyip kahkaha attı. Babam "Heytt be" diye bi tepki verdi. Bütün gözler benim üstümdeydi. Çantam kapının önündeydi. Sakince ayağa kalkıp kapının önüne doğru gittim. İkiside bana bakıyordu. Gülümsedim. "İkinizden de tiksiniyorum" deyip evden çıktım. Gökçenin dediği kulaklarımda yankılanıyordu.
"BEN HAMİLEYİM"
"BEN HAMİLEYİM"
"BEN HAMİLEYİM"
"BEN HAMİLEYİM"
"BEN HAMİLEYİM"
"BEN HAMİLEYİM"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY HAYAT
Teen FictionEsin : Ana karakter Gökhan : Baba Gökçe : Üvey Anne Hatice : Öz Anne Necla : Dadı Zerrin : Anneanne Mustafa : Dede Sude : Yakın Arkadaş