ŞOK

88 6 3
                                    

Evet, bu o kadındı. Ama nasıl olabilirdi ki? Yüzü, fiziği tıpkı o kadın gibiydi. Olamaz. Allahım anne bile diyemiyordum. "O kadın" demiştim ona. Gözlerime inanamıyordum. Bu bi rüya olmalıydı. Gözlerimi 6-7 defa kırpıştırdım. Hayır rüya falan değildi. Şaka mıydı bu?

Birazdan biri çıkıp "Esin bu bi şakaaa' diye bağıracaktı demi? Sudenin "Esin iyi misin? Esin sana diyorum" deyip itiklemesiyle kendime geldim. Sudeye bakıp "Bu o" dedim. Gözlerimin yavaş yavaş dolduğunu farkettim. Sude "Kim kim" deyip benim baktığım yere doğru baktı. "Sude, bu o kadın" diyebildim tekrardan. Gözümden bir damla yaş aktı. Hemen masanın öbür ucunda ki peçeteliğe uzanıp peçete kaptım. Ama artık şiddetli bi şekilde ağlıyordum. Ne yapacağımı bilemedim. Hemen yan sandalyedeki çantama uzanıp fermuarını açtıktan sonra telefonumu elime aldım. Ama kimi arayabilirdim ki? Telefonu çaresizce çantanın içine koyup sandalyeye geri bıraktım.

Sude bana bakıyordu, konuştuğunu farkettim. "Annenin fotoğrafı var mı yanında?" hiç birşey diyemeden yine çantama uzandım. 4-5 saniye çantayı  karıştırdıktan sonra cüzdanımı buldum. Açar açmaz annemin fotoğrafı çıkıyordu zaten. Fotoğrafı incitmeden çıkarıp Sudeye uzattım. Çantamı geri sandalyeye bıraktım. Sude bi fotoğrafa birde orda oturan kadına baktıktan sonra bana şaşkın gözlerle bakmaya başladı. Ağlamadığımı farkettim. "Gidip sorsak mı?" , "Saçmalama Sude kadına gidip siz benim annemsiniz mi dicem?" , "Haklısın, o da doğru. Ama napabiliriz ki Esin" düşünürcesine Sudeye bakıyordum. Sudenin gözlerinde soru işaretleri vardı.

Sude birden gülümseyip "Buldum" dedi. Nasıl dercesine bakış attım. Çantasından kağıt kalem çıkardı. Hala şaşkın şaşkın ona bakıyordum. En sonunda "Sude napıyosun" diyebildim. "Anket" dedi. Kaşlarımı çatıp Sudeye baktım. Ne saçmalıyordu bu? "Bakma bana öyle sinirli sinirli, bak şimdi masadan kalkıp oraya gidicez. Klasik anketör sorularını sorucaz. Orda ki kadının adını soyadını, annesinin adını bide babasının adını sorucaz. Bide anket niyetine saçma salak iki üç soru sorucaz, böylelikle annen mi değil mi öğrenmiş olucaz" dediğinde hayretle ona bakıyordum.

Sude elini kaldırıp garsona "Hesap" diye seslendi. Bir kaç dakika sonra masada bi kağıt vardı. Sude masaya koyduğu çantasından cüzdanını çıkarıp hesabı ödedi. "Hadi gidiyoruz" deyip kolumdan çekiştirmeye başladı. Ben hızla çantamı boynuma taktım. Suda hızlı adımlarla ilerliyordu. Bense yavaş gitmeyi tercih ediyordum. 10-15 saniye sonra masaya ulaşmıştık. Sude gülümseyip "İyi günler. Hayvanları koruma derneğinden geliyoruz. Arkadaşım Esin, bende Sude. İzin verirseniz 2-3 sorumuz olacaktı" dedikten sonra ne yanıt verecekler diye İkimizde meraklı gözlerle onlara bakıyorduk. Kadın "Tabi" diye yanıt verdi. Adam ise "Ben hesabı ödeyip geliyorum" dedikten sonra sandalyesini geriye itip masadan kalktı ve garsonun yanına gitti. Kadın bize gülümseyip hadi dercesine baktı. Sude "Soyadınız nedir acaba?" dedikten sonra ben kalbimin atışlarının hızlandığını farkettim. Derin bir nefes alıp kadına baktım. "Karaağaç" dedi.

Hayır. İnanmıyordum. Olamazdı böyle birşey. Birden bire dengemi kaybettiğimi farkedip masadan tutundum. Kadın bana "İyi misin?" dedi evet dercesine kafamı salladım. Sude olayı çaktırmamak için "Anneniz ve babanızın adı?" dedi. İçimden Allahım nolur Zerrin ve Mustafa demesin diye dua ediyordum. Kadın tekrardan bize bakıp "Annemin adı Zerrin babamın adı Mustafa" dedikten sonra Sudeye bakıp "Sen devam et" deyip boğazımı tuttum. Nefes alamıyordum.

6-7 metre ilerde ağaçlık bir yer vardı. Nefes alıp vermeye çalıştım, beceremiyordum. Annem yaşıyor olamazdı. Ben bu düşüncelerle kendimi yiyip bitirirken ağaçlık yere varabildiğimi farkettim. Kendimi yere attım. Boynumda ki çantamı çıkarıp içinden suyu aldım. Şişenin kapağını çevirip açtım. Bir yudum alıp geri şişenin kapağını kapattım. Oturacak halim yoktu. O yüzden yatmak istiyordum. Çimlere kafamı koydum. Yeniden düşünmeye başlarken nefes alıp verişimin düzene girdiğini farkettim. Gözlerim doluyordu gene. Artık durduramıyordum kendimi. Aman be nolacaksa olsun dedim. Ağladım. Annem miydi o benim? Hayır ben ona anne diyemezdim. Eğer annem olsaydı beni bulmaya gelirdi. 15-20 dakika olmuştu. Sude daha ortalıklarda yoktu. Hala konuşuyor muydu o kadınla yoksa? Aman konuşursa konuşsun banane diye söyleniyordum kendi kendime. Birden bire o kadına adını sormadığımız aklına geldi.

ÜVEY HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin