Zile bastım. Bu sefer kapıyı anneannem açtı. Ağlıyordum. Anneannem bana sarılıp çantamı aldı hemen. İçeriye girdik. Dedem uyuyordu. Salona oturttu beni anneannem. Daha hiç bişey sormamıştı. Mutfaktan soğuk bi su getirdi. Kendimi içmeye zorladım. Bir iki yudum aldıktan sonra sonunda derin bu nefes alabilmiştim. Anneannem iyi misin dercesine baktı. Bende ona iyiyim dercesine. Ama iyi değildim. Çünkü babalar aynı olduğu için benim öz bir kardeşim olacaktı. Hemde annesi o kadın olacaktı. Kendimi yiyip bitiriyordum. Sonra telefon çaldı. Anneannem dedem uyanmasın diye hızlıca telefona baktı. Anneannem telefonu açınca "Evet burda, iyi iyi" laflarını duyunca arayan kişinin babam olduğunu anlamıştım. Artık ona da baba demek istemiyordum. Anneannem devam etti "Yok merak etme, tamam çocuğum, tamam, sizede iyi geceler" deyip telefonu kapattı. Anneanneme bakıp "Babam olacak herif mi" dedim anneannem noluyo acaba gene diye söylendi. Yanıma oturup "Anlat yavrum" dedi. Boğazım düğüm düğüm olmuştu gene. Ağlamamak için kendimi sıktığımda boğazımda oluşan o acıdan nefret ediyordum. Sadece anneanne deyip ağlamaya başladım. Tekrar 1-2 yudum su içip "O kadın hamile" dedim. Anneannem beni göğsüne yatırıp "Ah senin o anlayışsız salak baban" dedi. Ben ağlamaya devam ediyordum. Birden bire "Anneanne napıcam ben, istemiyorum ben kardeş falan yeter" deyip kafamı kaldırdım. Gözyaşlarımı silip "O çocuk doğmasın" dedim. Anneannem napabilirim ki dercesine bakıyordu. Gerçekten napabilirdik ki? Anneannem saçlarımı kulağımın arkasına koyup "Kızım şimdi yat uyu, çok ağlamışın sabaha kadar kafanı dinle" dediğinde ağladıktan sonra huzur veren o uyku geldi aklıma tamam anlamında başımı salladım. İçerde her zaman ki odama geçtim. Çantanın içindekileri boşaltmaya halim yoktu. Sadece pijamalarımı çıkardım çantadan. Üstümü değiştirdim. Saçımı hemen bi topuz yaptım. Sonra lavaboya elimi yüzümü yıkamaya gittim. Her zaman ki gibi suyun sesini dinledim. Sonra yıkadı. yüzümü. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda topuzumu çok güzel yaptığımı farkettim. Zaten hep böyle evdeyken güzel olurdu. Saçmalık. Elimi yüzümü kurulayıp odama geçtim. Işığı kapatıp yatağa yerleştim tam uyku modundaydım. Ama ben düşünmeye başladım. O kadın o çocuğu doğuracak mı diye saatlerce düşündüm. Yatağa girdiğimde saat 22.30'du. Telefona baktığımda 01.17 olmuştu. Ne ara geçmişti ki o kadar vakit? Telefonu elime alıp Kaana mesaj attım. Çünkü son zamanlarda onu umursamıyordum. "Uyuyor musun?" 14-15 saniye sonra "Hayır" diye cevap geldi. "Bak Kaan son günlerde seninle fazla ilgilenemedim kusura bakma, ararım dedim arayamadım. Ama son günlerde böyleyim. Psikolojimin altüst olduğunu düşünüyorum. Lütfen beni anla" diye bir mesaj yazdım. Bu sefer cevap 7-8 dakika sonra gelmişti ve sadece "Seni anlıyorum" yazıyordu. Uyuz olduğumu hissettim. "Anlamana sevindim, iyi geceler" deyip telefonu bıraktım. Cevap verir mi vermez mi umrumda değildi. Artık uyumak istiyordum. Gözlerimin yavaş yavaş kapandığını hissettim. Engel olmadım. Çünkü rüyamda mutlu bişeyler görmek istiyordum. Yaşayamıyordum madem bari görmeye hakkım olsaydı..
***
Sabah 9da kalkmıştım. Uyku düzenim yerimde değildi. Lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda göz altlarımın gene şiş olduğunu gördüm. Artık aldırış etmiyordum. Şu anda dışardan nasıl göründüğümde umrumda değildi. Lavabodan çıktım. Oturma odasına doğru yürüdüm. İçeri girdim. Dedem haber izliyordu her zaman ki gibi. "Oo uykucu hanım kalkmışınız" deyip gene kahkaha attı. Dedemin kahkaha atmasını çok seviyordum. Çünkü bu moralimi yerine getiriyordu. "Dede ya saat daha 9" dediğimde bana "Ben sen uyanana kadar fırına gittim de geldim uykucu" dedi. "Allah Allah" deyip umursamıyo gibi yapmaya çalıştım. Ama dedemin yüzüne baktıkça gülesim geliyordu. "Yaa dedeee" dedim. "Git nenene yardım et uykucu tembel" , "Sensin bikere o" deyip hemen mutfağa kaçtım. "Anneannelerin en güzeli, en hamaratıı. Bugün kahvaltıda ne var" derken dün olanları unutmaya çalışıyordum. Yada anneanneme unuttum gibi görünmek istiyordum. Bilmiyorum. Anneannem "En sevdiğinden yaptım. Omlet hemde peynirli" dediğinde yanağına bi öpücük koymuştum. Ama hiç iştahım yoktu. Uzun zamandırda omlet yemiyordum. Neyse deyip masayı hazırladım. Kahvaltı yaparken anneannemin dedeme hiç bişey demediğinin farkına vardım. Hayvan gibi üzgün olduğumu belli etmemeye çalışıyordum, yüzümde kocaman saçma bi gülümseme vardı. Kahvaltı bittiğinde masayı toplamaya kalkıştım. Anneannem "Sen elleme, git hazırlanıp çık dışarı. Ama ilk önce ilaçlarını al" deyince kafamı tamam anlamında salladım. Hala yüzümde bi gülümseme vardı. Hemen telefonuma sarılıp Sudeyi aradım. Buluşmamız gerektiğini söyledim. Sudeyi de uzun zamandır görmüyordum ama yakın arkadaştık. Başım sıkışınca falan hep onu arardım. 1 saat sonra Sardunya Cafede buluşacaktık. Hemen kendimi soğuk bi duşa attım. Gerçekten çok iyi geliyordu. Hızlıca duş alıp üstümü giyindim. Anneanneme "Ben çıkıyoruum" diye seslendim. Anneannem mutfaktan elini havluya kurulayarak geldi "Dikkatli ol kızım. Fazla geç kalma" dedi. "Tamam anneannecim" deyip yanağını öperek evden çıktım. Yolda Sudeyi arayıp nerde olduğunu sordum. Gelmesine 5 dakika kaldığını söyledi. Ben masaların birine oturup bir kahve söyledim kendime. Sudenin geldiğini görüp ayağa kalktım. Sarıldık. Ne yalan söyleyeyim onu özlemiştim. Garsonu çağırıp o da kendine bir kahve söyledi.Ben o sırada etrafa göz gezdirirken biraz ilerimiz de bir kadınla bir erkeğin el ele diz dize oturduğunu gördüm. Kadın tanıdık geliyordu. Kafasını çevirip garsona seslendiği an kim olduğunu anladım. Bu, o kadındı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY HAYAT
Teen FictionEsin : Ana karakter Gökhan : Baba Gökçe : Üvey Anne Hatice : Öz Anne Necla : Dadı Zerrin : Anneanne Mustafa : Dede Sude : Yakın Arkadaş