2. Bölüm: Yayılış

31 2 1
                                    

İki gün sonra...

Bilge'nin Ağzından;

Adım Bilge. Ama siz bana Zero' da diyebilirsiniz. Sabah beni uyandıran alarm her sabah yaptığım kahvaltı ve okula nasıl geldiğimi kısa kesmek istiyorum. Sadece şu kadarını bilin yeter. Her sabah okula otobüsle gidiyorum. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde tembellik yapmamı sevmeme rağmen okula gecikmiyorum. Neyse bu konuyu karıştırmayalım ve hergün bizim tayfayla buluşuyorum. Sonrası sıkıcı okul hayatı. Klasik kız meslek lisesi...

Yine her zaman ki gibi aynı durakta otobüsten iniyor ve yol arkadaşım Elif' le okula doğru yürüyorum. Hava soğuk olduğundan üzerimde ince bordo montum var. Dersimize bile konu olan montum. Bizim okula gidişimiz artık bir ritüele dönüşmüş gibi. Her zaman önce Pikachu yani Hale ile girişte görüşür, selamlaşır, ve biraz sohbet ederiz. Genellikle o vakitlerde okul kapalı olur ve biz girişte bekleriz. Okul açıldığında Hale' yle sınıflarımıza gider, çantalarımızı bırakır bırakmaz sınıfımın olduğu katta buluşuruz. Tayfayla sıkı arkadaş olmamıza rağmen hepimiz ayrı bölümlerde okuyoruz. Biz orda beklerken merdivenlerden Nisa görünür. Onunlada selamlaşırız ve çantasını bırakmaya gider. Geldiğinde dakikalarca hem sohbet eder hem A.r.m.y' i bekleriz. Malesef zil çalar ve biz Zeyneb'imizi göremeden sınıflara dağılırız. İlk ders bitipte tenefüs olduğunda bakarım ki koridorun diğer tarafından Zeynep geliyor. Bizim tayfada hepimizin bir lakabı vardır.
Ben Bilge yani ZERO
Hale Bilge adaşım PİKACHU
Nisanur P.Ö.H KIZIMIZ
ve
Zeynebimiz A.R.M.Ymiz
İşte biz ZNA'Siz
Hepimizin ayrı bir ilgi odakları var mesela, A.r.m.y ve Pikachu Hale BTS gibi K-Pop'lara aşırı derecede ilgi duyarlar.
Nisa ise polisliğin her türüne ilgilidir. Ve son olarak benim ilgilerim Anime filmleri ve sinemalar izlemek. Unutmadan benimde K-Pop' a ilgim olduğu doğrudur.

~*~

Teneffüs zili çaldı. Önümdeki kitabı kapatarak ayağa kalktım ve sınıf kapısına doğru yürümeye başladım. Karşı taraftan Army bana doğru geliyordu elini de uzatarak. Bende uzandım ve elini tuttum. Nisa da sınıfından çıkıyordu. Hepimiz kol kola girdik ve koridorun başına doğru yürümeye başladık. Aynı şekilde bunu da sürekli yapıyoruz. Koridorun başında, merdivenlerin hemen karşısında lavabolar vardı. Ama ondan önce duvarın dibine bir öğretmen masası konulmuştu. Amacını bilmiyordum ama neredeyse her teneffüs bu masaya gelir ve burada otururuz. Hemen az sonra merdivenlerden Hale iner ve yanımıza gelip Army'e sarılır. Nisa, ben ve Army'nin aksine Hale Bilge'nin sınıfı bir üst katta. Biz burada buluşurken arada bir eski sınıf arkadaşlarımızdan da bize katılanlar olur. Öğle arası teneffüsüne kadar bu böyle devam eder ve öğle teneffüsünde dördümüz, ve birde Büşra arkadaşımız da bize katılır, önce okul kantinine oradan da okulun arka bahçesine ineriz.
İşte yine öyle bir üçüncü teneffüs. Dördümüz, Büşra birde yine eski sınıfımızdan Bahar, koridorda ki masada oturuyoruz. Aslında oraya bizim köşemiz demek yalan olmaz. Çünkü orayı çok fazla kullanıyoruz.
Bahar, Büşra ve Hâle'ye hararetli bir şekilde birşeyler anlatırken, bende Army'e dün akşam izlediğim Anime filminden bahsediyorum.Nisa ise arada kalmış gibi. Hem Baharı, hem de beni dinlemeye çalışıyor. Arada bir fikrini beliren birkaç kelime söylüyor yada söylemiyor. Sonra Hale başka bir konu açımakla meşgul. Ben bile bir anda anlatmayı bırakıp ona döndüm. Çünkü bahsettiği şey fazlasıyla şaşırtıcı ve kulağa uyduruk geliyor. Hale hepimize hitaben;
"Dün haberleri izlediniz mi? Giresun'a yabancı uyruklu uçak düşmüş."
"Ben gördüm o haberi. "
Dedi Army.
O an fark ettim de, uzun zamandır haber izlememişim. Oysa haber izlemeyi sıkıcı bulanlardan değilim. Özellikle akşam haberlerinden bahsediyorum. Bu aralar o vakitlerde çoğunlukla telefonumdan film izlediğim için, haberleri kaçırıyorum.
"Uçağın nereye ait olduğunu biliyor musun? "Bunu sormaya karar verdim.
Diye sordum.
"Ne bileyim o kadar dikkat etmedim."
"Ee? Ya yolcular? "
Diye sordu bu sefer Büşra.
"Ölmüşlerdir herhalde değil mi? "
Bunu soran da Bahardı. Army omuz silkti.
"Ohoo, Çoktan ölmüşlerdir kanka. "
Dedi Nisa.
Evet. Ölmüşlerdir değil mi. Yani uçak kazaları ağır kazalardır. Metrelerce hatta Kilometrelerce yükseklikten bir demir yığını içinde yere çakılıyorsun sonuçta.
" İşte ilginç tarafı bu .Yolculardan sadece sekiz tanesi bulunabildi. "
Allah Allah. Eğer uçak yuvarlandıysa yolcuların fırlayıp savrulma ihtimali vardır. Fakat yakınlarda fazlasıyla yolcu olmalıydı. Acaba uçak neden düştü.
"Uçak neden düşmüş ki? "
Hale bana döndü.
" Bilmiyorum dedim ya, o kadar dikkat etmedim. "
"Tamam kızma. "
Zeynep olaya karışarak beni azar işitmekten kurtardı.
"Kanka bak şimdi.Dün haberlerde verilen bilgiler tam değil o yüzden ben kendimce sana anlatacağım. Uçak köylerden birinde tarlaya düşmüş. Köylüler de ölü yolculardan birkaçını bulmuşlar. Ama farklı olduklarını söylüyorlar. Nasıl desem hortlak gibi."
Gülmeden edemedim.
"Hortlak? O ne lan öyle? "
" Haberin birsürü yerinde sansür var ama görgü tanıkları öyle anlattı. Aralarında zombi diyen bile var. "
Bu sefer gülen Bahar idi.
" Hislinin yanında duran his kapar.
Sizde Bilgeye benzemeye başladınız. Vampir diyin tam olsun bari."
O sırada ders zili çaldı. Neyse ki nöbetçi öğretmen gelene kadar buradayız.
" O zaman Erzincan'da ki sokak yasağına ne diyorsun. Bence zombiler gerçek. "
Dedi Hale.
O ne ya?
" Siz neyden bahsediyonuz? "
" Uyan da balığa gidelim Zero herkes bunu konuşuyor hiç mi duymadın? "
"Yok duymadım. "
" Dinle o zaman. Belediye binası kundaklandı. Protestocular şehri ele geçirdi sayılır. Belediye önlem olarak halk'a sokağa çıkma yasağı getirdi ama adam akıllı açıklama yapan yok. Biz de bu kadar biliyoruz."
Hayda! İki gün haber izlemedik neler olmuş bitmiş haberim yok.
Alt kattan müdür yardımcısı Hayrettin hocanın sesi duyuldu.
"Kızım! Hadi herkes sınıfına!"
Yerimizde kalkıp Hale'ye sarıldık ayrılıyorduk ama bir diğer teneffüs öğle arasıydı.
Sınıfıma girerken Zeynep'e bağırdım.
" Öğle arasında bahçeye inelim."
El işaretiyle beni onaylayıp sınıfına girdi. Ben de öyle.

~*~
Hepimiz bahçedeyiz. Ben simitimi yiyorum. Bahçedeki kaldırımın taşına oturmuş öylece etrafa bakıyoruz. ediyoruz. Nisa müdürden dert yakınıyor. Saçları sarı boyalı olduğu için müdürden fırça yemiş. Ben de espri yapınca işler bu duruma geldi. Altı üstü,
" Fırça yiye yiye için dışın tertemiz oldu. "
Dedim. O sırada acı bir ses duyduk.
Hani araba aniden fren yaptığında çıkan o sesi bilirsiniz. Ve birkaç çığlık sesi arasında ağır yanık lastik kokusu. Bağrışlar artarken biz olan biteni görebilmek adına okula , oradan da pencerelere koşmaya başlamıştık bile...

KAOS MEYDANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin