Zeynep' in Ağzından ;
"Alın şunu üstümden"
Üzerimde bir zombi vardı. Bana böyle saldırınca bir zombi olduğuna karar verdim. (Bilge' nin arkadaşı) Elif elindeki coğrafya kitabıyla zombinin kafasına kafasına vurmaya başladı. Bunlar içeri nasıl girdiler anlamadım. Sınıfta oturuyoduk bir anda sınıfa doluşu verdiler. Birden omzumda bir el hissettim arkamı döndüğümde
"Hoşt! "
Dedim ve üzerime saldıran arkadaşımı iteledim. Harbiden bunlar zombi, sıra arkadaşımdan ne istediniz. Onu bunu bilmem ama zombiye dönüşen sıra arkadaşımın benden ne istediği belliydi. Bin bir zorlukla kendimi koridora attım. Koridorda iğne atsan yere düşmezdi.
Kolonun arkasına kendimi zor attım. Bayanlar baylar merdivenden kayanlar düşüpte bayılanlar. İşte karşınızda ben! Kim miyim? Ben namı değer A.r.m.y ama ne A.r.m.y . Kendimi geç tanıtmamın bir sebebi var, ölüyom lan burda. Etrafımı zombi müsfetteleri sarmış ben hala have are you ne var you. Tamam bu kadar yeter biraz ciddileşmem lazım. Şuan kolonla bütünleşmiş olabilirim. Öyle ki zombilere kendimi belli etmemek için duvara monteliyorum kendimi. Herkes duvarın önünde koştuğu için görünmem zor. Peki ben şimdi n'apıcam görebildiğim açıyla amaçsızca etrafa bakınırken Bilge' nin sınıfını gördüm. İçerisi boş sayılırdı. İçeriden birinin konuşması ve hırıltılar duyuluyordu. Sınıfın kapısı ne tam açık ne de tam kapalıydı içeride iki zombi saymıştım. Ama burdan daha güvenli olduğu kesindi. Siz olsanız bir okul dolusu zombiyi mi? Yoksa bir sınıfta iki zombiyle akşam yemeği yemeği mi seçerdiniz? Yemekten kastım siz oluyorsunuz, ya da ben? Lütfen bunu yorumlara yazın. Ama ben sanırım mum ışığında yemek yemeği seçiyorum zombilerle. Ve bodozlama ile sınıfa daldım. Ve kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde;
"Amanın Bilge! Sen niye sıranın üstündesin?"
Eliyle sıranın önündeki zombileri gösterirken bir tanesine tekmeyi geçirdi;
"Nedenini mi soruyorsun? Saçmalama da bana yardım et!"
Dedi. Ay doğru ben onları unutmuştum.
"Ee ben n'apayım? Aha buldum. Arka sıraya geç."
Hemen arkasındaki sıraya basarak sırtını duvara verdi.
"Haydi bismillah!"
Diyerek sırayı itikledim. Sıralar birbirine girdiğinde zombicikler sıkışmıştı.
"Papucumun zombileri gelinde şimdi yakalayın."
Bilge atlayarak sıradan indi. Biraz erken konuşmuştum galiba çünkü eğer sırayı tutmazsak zombiler çıkabilirdi. Sıraya ayaklarımızı dayayıp oturduk. Yerde olduğumuz için sınıfa giren ilk olarak bizi görmeyecekti. Karşımızda bize bakan zombi müsfettelerini saymazsak o kadar da kötü değildi. Oturmuş öylece bekliyorduk.
"Neyi bekliyoruz?"
Dedim.
"Tabiki ortalığın durulmasını. Zombiler ya da her neyseler artık sonsuza kadar burada kalacak değiller ya?"
"Kalmazlar tabi. Niye kalsınlar ki?"
Dedim.
"Sana sormalı."
"Ha tamam anladım. Eeeee n'apıcaz."
"Mangal mı yaksak?"
Dediği an kafasına bir tane geçirdim.
"Manyak ya."
O sırada zombiler sırayı itiklediler. Az kalsın sıra üstümüze düşücekti. Son anda kurtulduk.
"Ne hareketli zombi bunlar iki dakka oturmaya koymuyolar."
Dedim. Bilge hafifçe güldü.~*~
Neredeyse zombilerle 15 dakika geçirmiştik ve onlar hala üzerimize atlayabilmek için çırpınıp duruyorlar. Tabi bizde boş durmadık. Neler olabileceği hakkında konuşmuştuk. Acaba Hale ve Nisa hayattamıydı. İçten içe yaşıyor olmaları için dua ediyorduk. Hatta bir ara hazır karşımızdalarken zombilere meydan dayağı çekmeye kalktım ama Bilge beni durdurdu.
"Boşver kanka elini kolunu kaptırırsın." dedi.
Ama burada da kalamazdık. Neredeyse 5 dakika önce zil çaldığında büyük bir gürültü kopmuştu. Düşündüklerim eğer doğruysa zombi filmlerinin hakkını vermek lazım. Tahmin ediyorum ki teneffüs zili zombileri hepsinin bir araya-hoparlörlerin etrafına - toplaşmalarına neden olmuştu. Bu durumda etraf biraz sakinleşmiş olmalıydı.
"Biraz burda bekle ve zombilere sahip çık. Ben etrafı kolaçan edip geliyorum."
Başımı salladım, zombiler daha cazip gelmişti.
"Kendine dikkat et."
Zero yavaş adımlarla sınıfın kapısına yanaştı ve kapıyı hafifçe araladı. Yavaşça çıkmasıyla yavaşça geri girmesi bir oldu.
"Ortalık daha sakin görünüyor. Daha güvenli bir yer bulmalıyız. Şu aptal zombilere biraz daha bakarsan sonunda bende aptal olucam." yanıma geldi. Buradan çıkmamız gerekliydi. Fakat zombilerin peşimizden gelmelerini de göze alamazdık. Bu yüzde olabildiğince az ses çıkartarak sıraların hepsini zombilerin etrafına topladık. Neredeyse 15 dakikamızıda buna harcamıştık. Zombileri bir güzel sıkıştırdıktan sonra kapıyı yavaşça araladık. Zero bana eliyle çok sessiz olmam gerektiğini hatırlattı. Çıkardığımız en düşük seviyedeki ses bile koca bir zombi ordusunu üzerimize getirebilirdi. Adım adım ilerledik. Eğer bugün buradan çıkamayacaksak - ki çıksakta bir anlamı olmazdı - daha güvenli bir yer bulmalıydık. En azından ailelerimiz gelip bizi bulana kadar. Umarım gelebilirdi. Ve yine umarım kurtulabilirdik. O sırada Bilge eliyle mescidi gösterdi. Evet mescid bizim için en güvenlisi olabilirdi. Mescid içerden kilitlenebiliyordu ve halılar sayesinde daha rahat olabilirdik. Resmen parmaklarımızın ucunda yürüyerek mescide kadar vardık. Kapıya yaklaştığımızda kilitli olduğunu gördük.
"Tam da tahmin ettiğim gibi."
"Eee ne yemeye girecez buraya." dedim.
"Şşt. sessiz ol!"
Yavaşça kapıyı tıklattı. Ses yoktu bir daha tıklattık. Açan yok. Yine tıklattık yine ses yok. Onlar inatçıysa biz daha inatçıydık. Tekrar tıklattık. Bu sefer kendimi tutamadım. Zaten tuvaletim gelmişti.
" Bir lavaboya mı gitsek?"
Bilge sinsice gülümsedi.
"Ne gerek var. Biraz daha tutarsın. Gece gideriz."
"Eee o zamana ben patlarım."
"İyiyi Allah korur, kötüye de birşey olmaz."
Ofladım. Benimle dalga geçiyordu. Bir daha kapıyı tıklattık.
"Eğer bizi duyuyorsanız kapıyı açın."
Ben eğilmiş anahtar deliğinden bakmaya çalışıyordum. Fakat birşeyler görebildiğim yoktu.
Bu defa kapıya kulağımı dayadım.
Bazı sesler duyuluyordu.
"O kapı açılmayacak! İki,üç kişiyi kurtarmak için bu kadar insanı tehlikeye atamazsın."
"Ama onları kurtarabiliriz."
" Evet o haklı. Onları içeri alalım."
" Evet doğru söylüyor. "
"Doğru."
"O zaman açıyorum kapıyı. "
" Aç."
Duyduklarım beni mutlu etmişti. Kapıyı açacaklardı.
Bilge bana döndü.
" Acaba başka bir yere mi gitsek."
Elimle bekle işareti yaptım. Derken anahtar deliğinden gelen sesi duyduk ve kapı aralandı.
"Acele edin, içeri girin hadi."
Kendimizi zor içeri attık.
Arkamızdan zaman kaybetmeden kapı kilitlendi.
İçeride tanımadığımız bir sürü insan vardı. Fakat arkamızdan duyduğumuz ses bizi mutlu etmeye yetmişti.
" Bilgoşum? Zeyzey!"
İnanmıyorum. Bu Büşra'ydı! Hemen koşup bize sarıldı. Tabi biz de ona.
Tekrar bakındım. Başka tanıdık yok gibiydi.
" Hale'yle, Nisa'dan haberiniz var mı? "
Konuşan Zero'ydu.
Büşra'nın gülümsemesi yüzünde donmuştu.
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Umarım iyilerdir."
Bu bir dua gibiydi. Mescitte neredeyse on kişi vardı. Bizde eklenince sayı artmıştı. Diğer kızları tanımıyorum. Korktukları kesindi.
"Neden kapıyı geç açtınız? Orada zor durumda olabilirdik. "
Dedi Bilge.
Kimseden ses çıkmamıştı. Hatta Büşra'dan bile. Arada başlarını eğenlerde vardı. Acaba hangisi mani olmuştu kapıyı açmalarına. Eğer kim ise şu an üzerine atlayıp bir güzel dövmek istiyordum. Ne demek kapıyı açmamak? Ne demek bizi ölüme terketmeye kalkmak! Bir saniye şu an çok fena coştum. Patlamaya hazır bomba gibi dolmuştum. Ama aldırmayın beş dakika sonra o halinden eser kalmamıştı. Ayakkabılarımızı çıkartıp dolaba koymuştuk ve oturuyorduk. Daha doğrusu Büşra ile ben oturuyorduk. Bilge yapacağını yapmış, uyumuştu. Diğer kızlarda dağınık şekilde oturmuşlardı. Zero gibi uyuyanlarda vardı tabi. Olabilecek en güvenli yerdeydik. Bunun verdiği güvenle daha rahattık. Ben bile uyuyabilirdim. Ama az da olsa binadan gelen çığlık sesleri ve yüksek sesli hırıltıları duydukça yerimden hopluyordum. Yine bekleyecektik. Neyi beklediğimizide bilmiyorum ama sanırım hepimiz ailelerimizn bizi bulmasını istiyorduk. Fakat fazla ümitli değildim. Burası bu haldeyse dışarısı ne haldeydi kim bilir. Belki sadece bu okul bu haldeydi. Fakat sabah caddenin o halini görünce bu düşünce anlamsız gelmişti. Zombi istilası başlamıştı. Ve biz burada mahsur kalmıştık. İnşallah ailem daha iyi bir durumdadır ve kısa süre içinde onlara kavuşma fırsatını yakalarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAOS MEYDANI
Ciencia FicciónSevgili okurlar; Bu kitap 10.10.2018 tarihi itibari ile yayına girmiş bulunmaktadır. Bu günden itibaren her cuma en geç saat 18:00 da yeni bölümler yayınlanacaktır.