Dünyada resmi ve gayriresmi olmak üzere çok sayıda dil mevcuttur. Kimileri zamanla başka diller ile etkileşimde bulunup yapısına bazı değişikler hediye etmiş kimisi ise bu etkileşime karşı bir baş kaldırı yahut bir direniş göstererek yapısını ilk günkü gibi korumuştur.
Farklı dillerde bazı kelimeler anlamsal ya da yapısal olarak benzerlik gösterebilir. Ama bu durum benim için geçerli değil. Bunun sebebini soranlara bunu çok açık bir şekilde açıkladım. Ben bildiğim tüm kelimeleri,duyguları, düşünceleri, dilimin telaffuz ettiği her şeyi senin yüreğinin konuştuğu o dil ile öğrendim. Bu dili senden başka konuşabilen ve benden başka anlayabilen birisi yoktu. Bu durumu düşünürken aklıma cevabını bir türlü bulamadığım bir soru misafir oldu. Sadece ikimizin anladığı bir dili konuşurken nasıl oldu da birdenbire birbirimizi anlayamaz hale geldik? Artık söylediklerine hiçbir anlam yükleyemez oldum. Sen de söylediklerimi bir türlü anlamaz oldun. Göndereni belli olmayan bir cahillik gelmişti ikimize de. Bazen belki benim yetersiz kalışım olabilir diyerekten elime bütün dillerin birer sözlüğünü alıyorum ve senin bana söylediklerini tercüme etmeye çalışıyorum lakin hiçbir sonuç alamıyorum bu çabadan.
Kendi kendime şunu soruyorum;
''Acaba bize özel olan dili bilen o kişi başka birisi ile etkileşim içinde bulundu da mı ben onu anlayamıyorum. Lügatına yeni kelimeler yerleştirdi de beni mi ordan çıkardı diye düşünüyorum. Düşündükçe cevapsız sorular bir koleksiyoncunun bir şeyleri biriktirdiği gibi zihnimin içine birikiyor.
Seni anlamak için sayısız dil öğrendim. Çokça kitap okudum, sayısı zihinde tutulamaz denecek miktarda sohbete katıldım. Ama ne yaptıysam senı anlayamadım. Tüm sorularımın cevabının sende olmasına değil de bu cevapları senden asla alamayacak olmama üzülüyorum.
Seninle yeniden ne zaman konuşacağımızı Özdemir Asaf söyle anlatmış;''Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim''