Emre'nin adımı bilmesine çok şaşırmıstım beni tanıyordu ama nerden tanıyordu,ben onu daha önce gördüğümü hiç hatırlamıyordum ve böyle birini görmüş olsam zaten eminim ki asla unutmazdım.Yinede hatırlamama ihtimalini göz önünde bulundurup biraz çekınerek
"Emre adımı nerden biliyorsun Can mı söyledi?" diyerek mahçupca gülümsedim.
Sahneye doğru dönük olan başını bana çevirip
"Hayır can söylemedi,biz seninle tanışıyoruz deniz"diyerek gülümsedi.
Anlayamamıştım ,nerden tanışıyorduk ve en gereksiz şeyleri bile unutmayan ben onu hala nasıl hatırlayamıyordum?
utanç içinde kıvranarak
"hatırlayamadım emre,biz seninle nerden tanışıyoruz?" derken ağlamaklı çıkan sesimi kontrol edip ciddileştim.
Yine o muhteşem gülümsemesiyle "Berke benim en yakın arkadaşım,hani senin eski sevgilin olan"dedi ben bir süre sessiz kaldıktan sonra ,"hatırladın mı?"diye ekledi.
"Hatırladım deyip konu açılmaması için başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yaptım,bu davranışımı biraz tuhafsamış olacak ki, bana bir süre anlamaya çalışırca baktı,sonrasında dikkati dağılarak sahneye dönüp müziği dinlemeye koyuldu.
Evet bana gelince,neden mi konuyu açmak istememiştim,çünkü emreyi hatırlamıştım bu konuda bir sorun yoktu,sorun berkeydi, onu öyle kötü bir şekilde terk etmiştim ki,üstelik benide çok seviyordu,şimdi emreye ulaşmam o kadar zorlaştı ki ,beni tanıyordu ,nasıl biri olduğumu,nasıl bir sevgili olduğumu biliyordu,üstüne üstlük en yakın arkadaşının eski sevgilisiyim,engeller çoğaldıkça içimi bir sıkınt sardı ama hayır vazgecmeyecektim ondan .Hayatımda belki de ilk defa birinin gülüşü kaslarından daha çok etkilemişti beni ,bu duyguya kapılmısken savaşmak zordu, ama ben zorundaydım.
Bir süre sonra bu konuyu emre ile konuşmam kanaatine vardım.En azından berkeye Yaptıklarım için üzgün olduğumu ,artık değiştiğini bilmeliydi,öyle olmasa da en azından sanmalıydı.
Aynaya bakmak için tuvalete gittim,biraz ruj sürüp saçlarımı ellerimle kabarttım.Geri döndüğümde emrenin yanındaki boş sandalyeye oturdum.Önemsemez bir tavırla
"Berke nasıl,neler yapıyor " diye sordum,sonrasında biraz pişman oldum çünkü bu çok ukalaca olmuştu.
Ama o her zamanki tatlılığıyla cevap verdi "iyi,eskisi kadar sık görüşemiyoruz ama telefonda sık sık konuşuyoruz "dedi ,"ailesinin işlerinden dolayı edirneye taşındılar" diye ekledi.
"öyle mii"dedim yine umursamaz bir tavırla.
Sonra kendi mi düzeltme çabalarına giriverdim hemen
"Berkeyle iyi bir ilişki yaşamadık belki ama iyi arkadaştık,güzel anlaşırdık"dedim ve kederli bir gülümseme attım ortaya.
sonra hemen ekledim
"Belki yaşananları biliyorsundur,haksızlık ettim ona çok ama eskisi gibi değilim çok değiştim,artık insanları kırmamaya dikkat ediyorum" diye ekledim.
İki kolu masada önünde duran bira şişesini tutuyordu,başı hafif öne eğikti ,bana doğru başını döndürüp içten bir şekilde gülümsedi.
"Sıkma canını yıllar geçti aradan,herkes çok değişti,geçmişte kalmış önemsiz şeyler "dedi ve önüne dönüp elleriyle masaya vurarak ritim tutmaya başladı.
Bende çok mutluydum ,o her şeyi unutmuştu bile önemsemiyordu.Birkaç cümleyle önümüzdeki bütün engelleri kaldırmış gibiydim,iyiki çekinip konuşmamazlık yapmamıştım,yoksa kendi kendimi yiyecek, boş yere üzülecektim.İlerleyen zamanda keyifli bir sohbet tutturmuştuk,zevklerimiz beğenilerimiz o kadar benziyordu ki ,her cümlesinde içimden "ruh eşimi buldum"dediğimde içimi bir mutluluk sarıyordu.Müzikle ilgilendiğini,küçük yaştan beri gitar çaldığını söyledi.Gülümseyerek,
"Bende küçük yaştan beri müzikle ilgiliyim,şarkı söylüyorum" dedim.
Öyle mi diyerek şaşırdı,bu sırada yanımıza can geldi.Can'a dönerek.
"Deniz şarkı söylüyormuş biliyor muydun"diye sordu.Can:
"Bilmez olur muyum okul zamanları benim solistimdi deniz,sesi de harikadır"diyerek bana samimi bir göz kırptı.Gülümsedim "Abartıyor"diye ekledim.Emre
"çok merak ettim bir şarkılık sana eşlik etse olur mu"diye sordu cana.Can:
"Tabiki,zevkle"der demez ben hemen itiraz ettim."Hayır olmaz cidden daha sonra diye karşılık verdim.Emre:
"Hadi ama benim için" diyerek omzumu tuttu.Ona çaresizce baktım,dilim tutulmuştu,sadece üzerimdeki sıcak ellerine odaklanmıstım.
Nasıl olduğunu anlamadan "peki " deyiverdim.
Can "hadi o zaman"deyip beni elimden tutup sahneye çıkarttı.
Bir anda önce arkadaşlarım sonra bir kaç kibar insan ve emre alkışlamaya başladılar.
Can gitarını eline alıp hafifçe eğilerek"ne söylemek istersin tatlım"diye sordu.
Etrafa şaşkınlıkla bakıyor,bir türlü karar veremiyordum.
Gözlerim emrenin gözlerine takıldı,çok derin bakıyordu,çok sert ve bir o kadarda içten,ruhuma işliyordu adeta,kalbime dokunuyordu ve sordum kendime ,belki de istemeden ,"bu aşk mı?"
Bir anda döndüm can'a "Halil sezai-Paramparça"
Tüm şarkıyı gözlerinin içine bakarak söyledim,onu etkilemek değildi amacım sanki şarkıdaki her cümleyi ona söylüyordum,cümlelere dökemediklerimi şarkıdan anla've gözlerimden en önemlisi gözler...
Şarkının sonuna gelmiştik,herkes büyük bir beğeniyle alkışlamaya başlamıştı,ayağa kalkanlar ıslık çalanlar bir an ayırdım gözlerimi gözlerinden kalabalığa bakmaya başladım.Sonra hemen geri aradı gözlerim onu ama yoktu,gitmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikiyüz
Randomhayattan beklentiler,hayatın getirdikleri işte tam da bunun hikayesi...