Gizli Kapı

3.7K 167 67
                                    

Bu kurgu kesinlikle tam olarak şimdi aklıma geldi. Ve bence güzel bir kurgu olucak gibi hissediyorum.

Sizinde desteklerinizi beklerim.

İyi okumalar.


















İnsanlar çok boştu. Herkes kendini önemli sanıyordu, ama değildi. Kimse önemli değildi. Bunu çok iyi bilen kişi tabiki de Jimin'di. Bakkaldan bir paket sigarayla kafasında kapşon ile öylece ilerliyordu. Yeni boyattığı saçları güzel bir açık gri tonunda ama yine göstermek istemedi Jimin. Beğenmemişti rengi tekrar boyatmak istiyordu. Ama sürekli boyatırsa saçlarını yıpratacağını biliyordu. Bu yüzden ceketinin kapşonuyla kapatmayı düşündü saçlarını.

Aldığı sigara paketinden bir sigara çıkardı ve içmeye başladı. Böyle stres atıyordu çünkü. Ailesi 2 yaşında ölmüş ve yetimhane de çürümüştü. Neyseki en iyi arkadaşı Jungkook her zaman ona aile olmuştu. Onunla birlikte ev arkadaşlığı yapınca Jungkook'a bağlanmış onu kardeşi görmüştü. Zaten onunda hayat hikayesi kendisiyle uyumluydu.

Sigarısını içmeye devam ederken küçük bir parlama görmesiyle duraksadı. Nerden geldiğine baktığında çöp budonların orda küçük bir kutu gördü. İlk önce umursamamaya çalıştı ama meraklı biri olduğu için kendine yenik düştü. Adımlarını küçük kutunun yanında durdurduğunda ağzındaki sigarıyı alıp yere attı ve üstüne basıp söndürdü. Sonra çömeldi ve küçük kutuyu inceledi. Normal bir şeye benziyordu ama tuhaf yanı kilitliydi ve kilidin üzerinde anahtar takılıydı. Jimin omuz silkerek kilidi açıp kutuyu inceledi.

Kutunun içinde bir karton kağıt, bir not kağıdı ve bir buruşmuş kağıt vardı. Bu kağıtların bir kutunun içinde ne olabilirdi ki? Jimin ilk başta karton kağıdı aldı eline, üzerinde 5 kutucuk ve kutucuğun içinde daireler vardı. Bir şey anlamayan Jimin karışmış kağıdı alıp açtı. Bir haritaydı ve bir ağacı gösteriyordu. Jimin bunu gördüğünde ' bu devirde harita mı kaldı ya? ' diye düşündü. Sonra not kağıdını aldı ve üzerindekileri okudu.

" bu haritayı takip edersen sonsuz güce ve sonsuz paraya sahip olursun. Tek yapman gereken bu haritayı takip etmek " diye yazıyordu. Jimin bunu gerçekten saçma buldu. Normal hayatı zaten bok gibiydi neden böyle bir şeye inanıp kendini küçük düşürebilirdi. Ama yinede kutuyu alıcaktı. Canı istiyordu sadece.

Kutuyu sırt çantasına koydu ve eve ilerlemeye başladı. Yine bir tane sigara yakıp eve yol aldı. Eve geldiğinde Jungkook'un olmadığını gördü. Çantasını koltuklara firlatıp kendisi de oturdu. Televizyonu açıp kanallarda gezindi. Evin sessiz olması onu biraz rahatlattı. Ama kapının sertçe açılıp kapatılmasıyla yerinden sıçradı Jimin.

Jungkook sinirli bir şekilde Jimin'in yanına oturdu. Sonra Jungkook dayanamayıp kafasını Jimin'in bacaklarına koyarak ağlamaya başladı. Şimdi sessiz evde Jungkook'un hıçkırıkları duyuluyordu. Jimin ilk başta ne olduğunu anlamasada ellerini Jungkook'un saçlırana daldırarak okşamaya başladı. Jungkook ses tellerini yırtarcısına bağırarak ağlıyor, Jimin bu durumu sadece izliyordu. Anlamıştı ne olduğunu ve kendisi haklı olduğu için bir şey demiyordu.

Jungkook'un sevgilisi Jiyong'la arasında bir soğukluk vardı bu aralar. Jimin bunu farketmişti ve bunu Jungkook'un yüzüne söylemişti. Jimin " bak bu çocuk hayli helamet değil, aldatır bu çocuk seni. Harap olursun sonra " demişti. Ama Jungkook dinlememiş ve Jiyong'u korumuştu. Sonuç; Jimin haklı çıkmıştı. Jungkook, Jiyong'u başka biriyle görmüştü. Jiyong'a sormuştu " beni aldatıyor musun? " diye. Jiyong ise sıratarak " evet " demişti. Jungkook sadece harap olmamış, kalbi kırılmıştı. Şimdi kim onaracaktı bu kırık kalbi?

Jungkook sürekli ağlamaktan yorgun düşmüş ve Jimin'in bacağında uyuyakalmıştı. Jimin hemen onu kucağına alıp odasına götürdü. Yatağa yatırır yatırmaz hemen kendi de koyuldu onun yanına. Sardı küçük kardeşini, sarıldı ona. Ben demiştim desede yine kardeşiydi o, hep onunla büyümüştü. Her zaman ona muhtaçtı, o yüzden bir şey demedi.

》》》》》》》》》》》》》》

Sabah küçük kuş sesleriyle uyandı Jimin. Yanındaki Jungkook'un hala uyuduğunu fark ettiğinde onu uyandırmamak için yavaş haraketlerle yataktan kalktı. Sonra üstüne rahat kıyafetler giyerek aşağıya indi. Güzel bir kahvaltı hazırlamak için malzemeleri çıkardı ve hazırlamaya başladı. Kahvaltıyı hazırladığında tam Jungkook'u uyandırmak için yukarıya çıkacaktı ki Jungkook merdivenlerden gözlerini ovuşturarak indiğini gördü. Duraksayıp ona baktı, tam bir tavşana benziyordu. Çok tatlıydı ve kim bu tatlı çocuğu üzmek isterdi ki. Siyah saçları dağınık, gözleri kırmızı, gerçekten yorgun görünüyordu. Jimin en yakın arkadaşına ilerleyip sarıldı ona. Jungkook ilk önce afallasada sonra oda sarıldı ona. İki arkadaş uzunca sarıldılar birbirlerine. İlk ayrılan yine Jimin olmuştu. Jimin " hadi kahvaltı hazır " dedi. Sonra mutfağa yöneldi, Jungkook arkasından takip etti.

Kahvaltı yerken Jungkook her şeyi anlattı Jimin'e. Jimin umutsuzca dinledi onu, sonra sözcüklerini söyledi " ben söylemiştim ". Jungkook gerçekten bundan sonra Jimin'in sözünü dinlemeye karar vermişti. O her şeyi biliyordu, sanki geleceği görür gibi.

Kahvaltılarını bitirdikten sonra orayı toparlayıp oturma odasına geçtiler. Jimin çöpten bulduğu şeyi Jungkook'a gösterdi. Jungkook kağıtta yazılanları bir güzel okudu ve Jimin'e dönüp " hadi gidip bir bakalım " demişti. Jimin ise " buna gerçekten inanıyor musun? " dedi. Gerçekten bunun saçmalık olduğunu düşünüyordu. Ama Jungkook " bende inanmıyorum tamam mı sadece kafa dağıtmak istiyorum. Harita bir dağlık alandaki bir ağacı gösteriyor ve burası dağ tırmanmak için çok iyi. Beni bilirsin değişik sporları severim " dedi güzelce gülümseyerek. Jimin kesinlikle biliyordu, Jungkook spor yapmayı seviyordu. Değişik sporarları denemeyide seviyordu. Hem bu etkinlik Jungkook'a iyi gelebilirdi, kafasını dağıtırdı. Jimin kabul etti ve sabah erkenden çıkmaya karar kıldılar.

》》》》》》》》》》》》》

Sabah erkenden çıkmış ve otobüsle o dağlık alana yol almıştılar. Sonunda dağlık bölgeye geldiklerinde ilk önce bir ormandan geçmiş, sonra küçük bir dereden yürüyerek geçmişlerdi. Sonunda ağaca vardıklarında ikisininde ağzı bir metre açılmıştı. Bir söğüt ağacıydı, ve yemyeşil sarkan sarmaşıkları gerçekten güzel bir görüntüydü. Jungkook " bu ağaç bu kurak bölgede nasıl hayatta kaldı " diye mırıltılar çıkardı. Oysa orman ile dereyi geçince uzun bir kuru toprak vardı ve etrafta kimseler yoktu. Bu ağacın burda hayatta kalması gerçekten zordu. Jungkook yine bir tahmin üreterek " acaba birileri buna bakıyor mu? " diye sordu Jimin'e. Jimin ise " saçmala Jungkook etrafta yaşama dahil bir şey yok, yani bu imkansız " dedi. Jungkook göz devirdi. Sonra ona dönerek " bu ağacın yaşamasıda imkansız gibi bir şey yalnız " dedi Jungkook imayla.

Jungkook ağacı daha da incelemek istedi. Ağacın tam gövdesinde durduğunda orda bir işaret olduğunu gördü. Büyük ihtimal oraya kazınmış olmalı diye düşündü. Eliyle işareti incelerken bir anda işaret içeriye kaymıştı. Sonra dağın orda bir kapı açıldı.

Jungkook ile Jimin şaşkınlık içerisinde kapının açılışını izliyordu. Kapı tamamen açıldığında Jungkook merakına yenik düşüp ilerlemeye başladı. Jimin " Jungkook dikkat et " diye bağırdı. Ama Jungkook onu duymuyor ilerlemeye devam ediyordu. Sonra ilerleyen bir yol olduğunu gördüğünde Jimin'e dönüp " hadi hyung gel bir şey yok " demişti. Jimin temkinli adımlarla Jungkook'un yanına vardığında oda içeriye bakıyordu. Sonra Jimin " güvenli midir? " diye sordu. Çünkü Jimin de meraklı biriydi ve oda girmek istiyordu. Ama güvenli olup olmadığını bilemiyordu.

Jungkook " bunu öğrenmenin tek bir yolu var " dedi ve karanlığın içine yürüdü. Arkasından Jimin takip etti. Adımlarını atar atmaz arkalarındaki kapının kapanması bir olmuştu...

İki Maceracı // Yoonmin & Taekook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin