İyiliğin Efendisi

1.2K 118 46
                                    

Gözlerini yavaşca açtı Jimin. Etrafa bakındığında her şeyi bir anda hatırladı. Doğruldu hemen hala bazı yerleri ağrıyordu ama çok değildi. Neredeyse bütün yaraları yok olmuştu. Ne kadar uyumuştu acaba? Hemen ayaklanıp taht olan bölüme geldi. Tahtın orda kitap okuyan Yoongi'yi görünce hemen onun yanı gitti. Yoongi onun geldiğini anlamış ve " ne var? " diye söylenmişti. Kesinlikle kitap okurken de rahatsız edilmeyi sevmiyordu. Jimin " ne zamandır uyuyorum? " diye sordu. Yoongi " üç gün " dedi kısaca. Jimin ise hemen gözlerini pörtleşti. Üç gün içinde nasıl bu kadar hızlı iyileşmişti. O sormadan Yoongi " özel bir krem sürdüm yaralarına, çabucak iyileşmesi normal " dedi. Jimin ise sadece kendisine bakmasına takılmıştı.

Jimin " gerçekten sen kötü biri değilmişsin işte " dedi bir anda. Yoongi ise duyduklarıyla şaşkınlıkla Jimin'e bakıyordu. Jimin " Senin gücün kötü hepsi bu. Gücünden dolayı dışlandın, tabikide bu süreçte yalnız kaldın " dedi üzülerek. Bir anda Yoongi " beni tanıyormuşsun gibi davranma!! Hiçbir şey bilmiyorsun!! " diye haykırdı Jimin'e. Jimin ise bunu memnuyetlice gülümsedi. Sonra Jimin " haklısın senle ilgili öğrenmem gereken çok şey var. Ama bu üç gün içerisinde senin hakkında bir çok şey öğrendim zaten Yoongi. O üç gün içerisinde hep uyanıktım ve hep seni izledim. Gülüşünü bile hatırlıyorum, o sıcak gülümsemeni " dedi. Yoongi ise artık dayanamamış ve gözyaşlarını serbest bırakmıştı. İlk defa böyle bir şey hissediyordu. Sanki bütün kişiliğini ortaya koymuş gibi.

Jimin'in dediği yine de doğru olsada Yoongi kabullenmek istemedi. Jimin'in bileğinden tuttuğu gibi bir karanlık ve dar odaya kitledi ve sonra " bu senin cezan, tam bir gün orda kalacaksın " dedi. Sonra ordan ayrıldı. Jimin ise ayakları titrek bir şekilde kapıya vurmaya başladı " Yoongi aç kapıyı, yalvarırım aç!! Yoongi benim kapalı alanlar korkum var, Yoongi!!! " diyip yere yığıldı Jimin. Ağlamaya ve bağırmaya başladı. Şimdiden etkesi göstermeye başlamıştı bile.

Yoongi biraz çığlıklarını dinledikten sonra bunların normal bir çığlık olmadığını anladı. Hemen karanlık odanın kapısını açıp Jimin'i gözü ararken onu elleri kulaklarında sürekli çığlık atarken buldu. Yoongi hemen yanına gidip " Jimin bağırma! Jimin burdayım, sakin ol Jimin!!! " diye bağırdığında anca kendine gelen Jimin, Yoongi'yi gördüğünde direk ona sarıldı. Yoongi ilk başta afallasada hemen oda kollarını meleğine sarmıştı. Uzun bir sarılmadan sonra Jimin Yoongi'nin kulağına " lütfen beni bırakma " diye fısıldadı. Yoongi ise artık teslim olmuştu ona. Kalbi onundu artık. Bütün yaptığı kötülükleri unutmuş ve ilk defa huzura kavuşmak istedi. Bu yüzden Yoongi, Jimin'i sevindirecek o güzel sözleri söyledi " merak etme bırakmıcam " diye.

Ve Yoongi ile Jimin o gece birbirlerine sarılarak uyudular...

》》》》》》》》》》》》》》

Jungkook çok yorulmuştu, çok uykusu vardı ama bunları bitirmek zorundaydı. Sonunda melek kanadı gibi sembolü olan kapıya vardığında hemen içeriye girdi. Ama etrafı inceleye kalmadan direk yere yığıldı. Son gördüğü şeyse turuncu saçlar olmuştu.

Gözlerini araladı Jungkook. Etrafa bakındığında güzel bir odada olduğunu gördü. Hemen kalkıp etrafı gezdi. Sonra kapı açılma sesi ve o turuncu saçları gördü. Turuncu saçlı adam " uyandın demek çok yorgun görünüyordun, biraz daha dinlen istersen " dedi. Jungkook hayır anlamında kafa salladı. Sonra " hayır dinlenemem hemen bütün mühürleri toplayıp efendileri serbest bırakmam gerekiyor " diyip ilerlemeye başladı. Ceplerini kontrol ettiğinde kartonun olmadığını fark etti. Aramaya devam ederken turuncu saçlı adamın " bunu arıyorsun sanırım " diyip kartonu ona gösterdiğini fark etti. Hemen kartonu aldığında son mühründe basıldığını gördü. Sonra adama dönüp " bir şey istemeyecek misin? " diye sordu. Turuncu saçlı adam gülümsemiş ve " sadece dinlenmeni istiyorum " demişti kısaca. Jungkook kabul edip derin bir uykuya dalmıştı. Gerçekten çok yorulmuştu.

》》》》》》》》》》》》》》


Gün aydığında Jungkook güzelce esnemiş ve kalkmıştı. Bugün nedense kendini enerjik hissediyordu. Yeni ismini öğrendiği Hoseok hyunguyla güzel bir kahvaltı etmiş ve konuşmuştu. Olayları anlayan Hoseok ise her zaman yaptığı gibi onu teselli etmişti.

Sonunda Jungkook gitmeye hazırlanmıştı. Hoseok hyungundan güzelce bir şekilde kartonu nereye koyacağını ve odayı nasıl bulacağını öğrenmişti.

Jungkook labirente girdiğinde Hoseok artık kurtulmanın umuduyla güzel gülümsemesini etrafa sunmuştu.
























Çok hızlı gidiyorum ama sıkıldım ne yapayım🤣🤣

İki Maceracı // Yoonmin & Taekook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin