Yalnız Beni Sev

12.Bölüm 'Tutarsız Düşünceler'

Yalnız Beni Sev

12.Bölüm 'Tutarsız Düşünceler' 

 Joseph pederin yanına birkaç adım kala durdu ve boş gözlerle Charlotta’ya baktı. Bütün salon onlara bakarken ve ne olduğunu anlamamışken Joseph hala şaşkın gözlerle kıza bakmaya devam ediyordu. Ağzı çarpılmış gibi açılmış, gözleri şaşkınlıktan kızgınlığa doğru dönüyordu. O sıra sırtında Henry amcasının elini hissetti. Hafifçe iteleyip yürümelerini istiyordu. Joseph yutkunup hafifçe silkindi kızın kolunu biraz daha sıkarak son birkaç adımı da kapattılar. Peder İncil’den kesitler okuyup evlilik ile ilgili bilindik lafları ederken Joseph kulaklarındaki uğultudan hiç bir şey duyamıyordu. En sonunda pederin yükselmiş sesi ve Charlotta’nın şaşkın bakışlarını fark ettiğinde sıranın kendisine geldiğini fark etti ve boğazını temizleyip kısa ama sade bir yemin etti, Charlotta’da yeminini edecekken bir an Joseph’in gözlerine baktı, adamın keskin bakışlarında ne kadar kendine güven varsa bir o kadar da incinmişlik vardı. Bunu görebiliyordu ve yanlış zamanda yanlış şeyler söylediği için kendine bir kez daha lanet edipo da aynı derece sadelikten birkaç söz edip gözlerini pederden ayırmamaya çalıştı ve adam ikisini karı-koca ilan etmişti. Herkes alkışlamak için Joseph’in kızı öpmesine beklerken Joseph derince iç geçirip dudaklarını yalnızca birkaç saniye kızın alnına dokundurdu ve hemen geri çekti. Eva oğluna bakıp içtenlikle gülümserken Charlotta ağzında atan yüreğini sakinleştirmeye çalışıyordu. Nefes alışverişleri birbirine girmiş, adamın bu suçlayıcı tavrı kızı yerin dibine sokuyordu adeta. Hiç kimse farkında değildi ikili arasındaki gerginliğin Joseph düğün boyunca oldukça samimi ve içten bir tavırla konuklarla ilgileniyor Charlotta’yı tanıştırması gereken kişilerle konuşturuyordu.

-Bu beyefendi Mavidgern Dükü Lord George yanındaki hanımefendi ise eşi Leydi Catherine. –elini karısına doğru uzatarak - Ve buda taze Donever. Charlotta.

Lord George ve eşi gülerek kızın elini sıktılar. Charlotta iyiki elimde eldiven var diye düşünüyordu, avuçları o kadar terliyordu ki insanlarla bu şekilde tokalaşmak istemezdi. Mavidgern Dükü Charlotta’ya kompliman yaparken kız yalnızca dudaklarına yapıştırdığı bir gülümsemeyle adamı dinliyordu. Joseph’in de ne kadar gergin olduğunu bilen kız onun kolundan çıktı ve ellerini hafifçe masaya dayadı. Dikkatini karşısında konuşan adama vermeye çalışırken Joseph’in kendisine öğrettiği gibi ailesiyle ilgili oldukça az ve öz şeyler söylüyordu. Adam gülümseyerek kızın adını tekrarladı.

-Charlotta. İsminiz biraz farklı Leydim. İtalyan mısınız?

-Hayır efendim annem İtalyanmış, babam buradan birleşik krallıktan. İsim konusunda annem baskın çıkmış.

Lord George’un eşi konuşmaya katıldı.

-Nasıl yani az önce konuştuğumuz hanımefendi sizin anneniz değil mi? Biz öyle sanmıştık.

-Hayır kendisi babamın ikinci eşidir. Annem ben çok küçükken vefat etmiş.

-Öyle mi ah ne kadar üzüldüm niçin öldü demiştiniz?

Dük’ün eşi ve Charlotta tam bir kadın sohbetine dalmışken Joseph nefes alamadığını hissedip yanlarından ayrıldı. Bahçeye gitmek için yöneldiğinde diğer arkadaşlarıyla karşılaşıp mecburen konuşmaya başladı ve konuşma bir türlü bitmek bilmedi. Uzun süredir şehir dışında olan Joseph döndükten sonrada Charlotta ve ev ahalisiyle ilgilenmiş dışarıya çıkamamıştı. Konuşacakken çok konu vardı ama salon Joseph’i boğuyor aynı zamanda Charlotta’yı boğma isteği yaratıyordu. Biraz daha durursa önce Charlotta’nın üstüne atlayacak sonrasında kuzenini öldürecekti. Onun daraldığını fark eden Ronald izin isteyerek konuştuğu gruptan ayrıldı ve Joseph’in yanına geldi. Neşeli haliyle kuzenini arkadaşlarının yanından ayıran Ronald sorunun ne olduğunu sormadan adamı bahçeye doğru ittirdi.