Sandviçimi ısıracakken bir anda gözüm kararmaya başladı.Yolu karınca,karınca görmeye başladım.Arabayı yavaşlatıcakken daha fazla hızlandırdığımı farkettim.Meyve suyunu alıp içicekken arabaya döküldü bacağımda bir ıslaklık farkettim,çok güzel meyve suyu bacağıma dökülmüştü.Kendimi kontrol edemiyordum.Bir yandan telefonum çalmaya başladı.Telefonu elime alıp kulağıma zar zor götürüp;
"Alo"
"Nerdesin güzelim.Aloo kaylaa cevap versene nerdesin!!"Arabayı yavaşlatıp bir kenara çektim.
"Atlas"
"Kayla noldu nerdesin!"
"İyi de..ği..lim"
"Nerde olduğunu söyle bana"
"Sarıyer,sahil"Arabayı stop ettirip kemerimi çıkarıp zar zor indim.Hava alırsam bir ihtimal kendime gelebilirdim.Bacaklarım,ellerim titriyordu.
Arayan Atlas;
"Arabadan inme sakın!"
"At-las!"Arabayı tutucakken yere yığılmam bir oldu kafamı kaldırıma vurup telefon elimden düşüp 5 cm kadar uzaklığa düştü.Başımda bir sürü topluluk oluştuğunu hissedebiliyorum.Telefonumun çaldığını duyabiliyorum.Ta ki başımın acısını hissedene dek.Gözlerim kapandı istemsizce.
——-
Atlasın ağzından;
"Doktor;Uyuşturucu kullandığını tespit ettik"
"Ne,iyi de Kayla uyuşturucu kullanmaz"
"Eroini sade bir şekilde veya iğne yardımıyla kullanmamış.Kollarında vücudunda ve rahmine baktık.Herhangi bir iğne izi yok.
Fakat bir yemek veya içeçeğin içine katıp öyle de kullanmış olabilir"
"Ne kullanmasından bahsediyorsun sen doktorr"Gözlerimii ve yüzümdeki sinirlendiğimi apaçık belli ederek aklıma birden bir düşünce saplandı.
"Bu eroin nasıl birşey?"
"Beyaz,tuz gibi bir tipi vardır kristal şeklinde küçük küçük.Tuz gibi kokar."
"Lanet olsunn"
"Bir sorun mu var?"
"İi,hayır yok.Ee,şimdi ne olucak,yani midesinde hala var mı?"
"Hayır midesini yıkadık.Şimdilik sorun yok."Tam gidicekken arkasını dönüp;
"Bu olayı polise bildiricek misiniz?"
"Dışarda konuşursak daha iyi olur"Doktor ile kapıdan dışarı çıkıp;
"Ben Atlas GÜRSOY.Bu olayın polisin kulağına gitmesini istemiyorum.Siz de buna uyarsınız diye düşünüyorum"
"Avni GÜRSOY"
"Ta kendisi babamdır"Doktor zor bir şekilde yutkunup;
"Tabiki siz nasıl isterseniz Atlas Bey"
"Teşekkürler"Kayla'nın yanına gittiğimde uyanmış kolundan serumu ve bandı çıkarmak ile uğraşıyordu.Bir hınçla yanına gidip durmasını sağlamaya çalıştım fakat nafile.Göz altları morarık sanki biri onu 10 kişi tarafından dövmüş gibi bi hali vardı.Bana nefret dolu bakıyordu.Napmıştım ki ben ona.
"Beni burdan çıkarrr"
"Hayır şimdi değil serumun bitsin iyi değilsin"
"Beni burdan çıkarırsan neden iyi olmadığımı öğrenicem"
"Hayır Kayla.Serumun bittikten sonra da bunu öğrenebilirsin,beklemelisin yat şimdi
"Lanett olsunn"Kayla'nın ağzından;
Yatağa yatıp kafamı yastığa koyar koymaz ensemde keskin bir ağrı hissetmemle ıhladım.
Düşünmeye başlarken;bana bunu kim yaptığını adım gibi biliyorum.Babamdı.Annem ölmeden önce bunu anneme de yapmıştı.Sıra bendeydi.2.defa yine yaptı hiç şaşırmadım.Beni öldürüpte eline ne geçicekti bu adamın aklım almıyor.Sıra da abim var derdim de kendisi kullanıyor babam onu ölüm ile korkuttuğundan zavallı uyuşturucuyu seçti."Ne düşünüyorsun?"
"Bunu bana kim yaptığını biliyorum
"Hım,peki ya ne yapabiliceksin hiç düşündün mü?"
"Düşünmedim"
"Kim olduğunu bilmiyorum bak ama o yapan kişiyle başa çıkamazsın bir tek ben çıkarım.Belli ki kökü kuvvetli biri"Haklıydı ne yapabilicektim ki.Hiç birşey.Babam denen o şahısın yanına gidip bana uyuşturucu ile nasıl zehirlersin diye bağırsam.O an kemerini yine çıkartıp oracıkta döver.
Evet yine;
Annem yaşıyordu o zamanlar 15 yaşındayım.Çok kötü hasta olmuştum.Dondurma ya düşkünümdür.Ocak-şubat ayları 12 tane dondurma yemiştim annemden gizlice sonu geberiyor oluşum tabiki.Boğazlarım çok şişmişti.Konuşamıyordum bile.O derece acıyor.Babam da çok güzel tavuk çorbası yapardı.Kendi elleriyle yaptığı çorbayla odama gelip;
"Benim kızım hasta mı olmuş"diye,diye o çorbayı bana içirdi bir güzel.O çorbadan sonra 5 gün hastanede yattım.Kanım da uyuşturucu çıktı.Annem çok iyi biliyordu babamın yaptığını.Ben 15 yaşında onu bulupta nasıl içeyim.Hastane de yattığım da;
annem gelip başımı okşayıp,başımdan öyle güzel öpüp;
"Çok güçlü ol kızım çok güçlü ol"
O zaman anlamamıştım nedemek istediğini.Babamın odaya bir hışımla gelip serumlu olan kollarımda ki serumu söküp,perdeleri kapatıp,kemerini çıkartıp beni dövmeye başladığında her vurduğun da bağırıp ağlıyordum.2.vurmasında elini ağzımı sıkıca kavrayıp sesimin duyulmasını önlüyordu.Annem sessiz sessiz ağlayıp sürekli
"Güçlü ol kızım"
diyordu.Anlayamamıştım.'Neden durdurmuyordu ki babamı?
'Babamın içirdiğini biliyor madem neden sessiz kalıyordu bu duruma?
'Babam neden bana uyuşturucu verdi?
'Neden benim ölümle burun buruna kalmamı istiyordu?
Onun canından bir parçayım sonuçtaVe en çok acınılası bir soru;
"Babam annemin ölüşüne üzülmedi bu uyuşturucuya biz neden en yakınımızdan gördük?Gözlerimden yaşlar süzülünce;
Atlas'ın da ağladığını görüp göz göze geldiğimizde Atlas bir hışımla odadan çıktı."Atlaass"
Elimi komodinin üstündeki telefona gidip;
Hızlı aramalara kaydı yanlışlıkla elim
"Şarapçı çocuk"
Aradım.Bu arada ben kaydetmedim.Atlas kaydetmiş olmalı."Ne var?"
"Gel buraya çabuk beni de al"
"Sen orda yatıp serumun bitiyor ve eve değil orda duruyorsun.Ben almadan sakın bir yere gitmiyorsun"
"Babamı tanımıyorsun.Sakın yanlış birşeyy yapma""Dıt dıtt dııt"
Telefon kapandı.Allahım inşallah birşey yapmaz.Düşüncelere dalarken uyku bastırdı.Gözlerim kapanınca kendimi uykuya teslim ettim.
———
Uyandığım da koltukta Atlas'ın uyuduğunu gördüm.Çok güzel uyuyordu.Kirpikleri,kaşları çok belirgin dudakları şarap renginde.Göz çevresi burnu çok minnak.Saçları sütlü çikolata rengi gibi dağılmış hep serseri styla.Ahahaha.
"Gül sen gül"
"Haa!"
YOU ARE READING
Şarap düğümü
Teen FictionBASILDIIIII!!! BASILDIIII!!! Tüm internet sitelerinden sipariş verebilirsiniz!!.