Topuklarının üzerinde duramıyorsan bunun tek bir nedeni olabilir. Asla yapamayacağından değil! Çok içtiğinden...
Bölüm 2
Asansörün aynasında üzerindekileri incelerken gördüklerinden memnun olmuşçasına keyifle gülümsedi. Göğüslerini örten kumaş parçası, göğüslerini kalın bir şeritmişçesine sımsıkı sarıyor ve göğüslerinin hemen altında son buluyordu. Kumaşın bitiminden sonraki dört parmaklık boşluktan sonraysa ayak bileğini aşarak yerleri süpüren eteğin sınırları başlıyordu. Pek çok kişinin uğrunda aç kalmayı göze alacağı muhtemel olan düz karnının açıkta kalan kısmı, önden iki parçalı gibi görünen elbisesinin seyirlik davetiyesi gibiydi. Elbisenin sırt kısmı dışında alt kısmını üst kısma bağlayan, elbiseyle aynı renk bordo kumaş parçası, şerit şeklinde eteğin bel kısmından yukarıya doğru uzanıyordu. Göğüs kısmındaki kumaşın orta kısmını hafifçe büzüyor, sonrasında daha da üst kısma çıkarak kadının sağ omzundan geçiyordu. Diğer omzuysa karın kısmının bir bölümünde olduğu gibi açıktı. Oldukça uzun olan etek kısmı, göğüs kısmına tezat oluşturacak şekilde havadardı ve kalçasının dört beş parmak aşağısından eteğin sonuna dek uzanan yırtmacıysa nefes kesmek için sadece ufak bir esinti bekler gibiydi.
Bir kez daha aynadaki aksine gülümsedi. Bu gece gerçekten öldürmek için giyinmişti. Sarı, ışıltılı saçları bir omzuna atılmışken gri mavi bakışları kömür karasına bulanmıştı. Aynı bir savaş maskesi gibi... Elbisesi işi bitirmek için yeterli olmazsa buz mavi bakışları işini şansa bırakmayacaktı. Asansörün zil çınlamasını andıran sesiyle kapıya doğru döndü. Pedikürlü, muntazam ayak parmaklarının sergilendiği, sadece iki ince şeritten ibaret yüksek topuklularıyla asansörden indiğinde onu gören birkaç otel görevlisi duruşlarını dikleştirmiş ve kadını selamlamışlardı.
Kendisine çevrilen yabancı bakışları umursamazca etekleri yerleri süpürerek otel binasından dışarı çıktığında, kendisi için bekleyen arabanın kapısı şoför tarafından açıldı. Eteklerini toplayarak son model araca yerleştiğinde kapı kapatıldı. Hayatta yapılması gereken onca önemli şey varken önemsiz şeyleri onun adına başkalarının yapmasını her daim sevmişti.
Araç hareketlendiğinde pencereden dışarıya, kayıp giden manzaraya baksa da gözleri o manzaradan zerre nasiplenmiyordu.
Semih'e deliler gibi âşıktı, onsuz katiyen yaşayamazdı, o yanında yoksa bile rüyalarını süslüyordu, doğacak çocukları onun en hızlı sperminde taşınan en mükemmel genlerini almalıydılar, oğlu olursa mutlaka babasına benzemeliydi, kızı da benzese hayır demezdi, hatta tıp ve teknoloji o kadar ileri gitmeliydi ki mümkünse babaları, çocukları tek başına yapsındı ki babalarına benzemeleri konusu şansa bırakılmasın, her şey ona o adamı hatırlatsın falan falan falan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dans Et Benimle! <3 Raflarda
Roman d'amourYüksek topuklarını kurallarıyla inşa eden, buzdan bir şatonun içinde yaşayan, ketum ve de cesur bir kadın; Alin Aygen. Attığı her bir adımdaki ahengi, güzelliği ve cesareti bakanı tekrar bakma isteği ile yakarken duruşundaki öz güven ve soğuklukla k...