Hami

254 14 0
                                    

Multimedia'da ki şakıyla beraber okursanız güzel olur ^_^ Çok sevdiğim bir parça. Umarım beğenirsiniz *-*

Kapıdan içeri girdiğimizde elini belime koymuştu. Bir çok kız ve erkek dans ederken bize bakıyordu. Tuhaf bir yerdi, sigara dumanından koca bir bulut oluşmuştu. Korkuyor muyum diye soracak olursam, korkmuyordum.

Sadece, üstüne gökkuşağı kusmuş garsonun eli omzumu okşarken irkilmiştim. Gerçi daha sonra Ateş garsonun kulağına bir şeyler fısıldamıştı ve garson uzaklaşmıştı ama biraz korkmuştum açıkçası. Ateş, sabah arkadaşlarıyla buluşacağını ve akşam bana sürprizi olacağını söyleyerek evden ayrılmıştı.

Bende akşama kadar oyalanacak uğraşlar bulmuştum. Uzun zamandır okumak istediğim kitabı bitirmiş, kalan zamanda ise film izleyip eleştirilerde bile bulunmuştum.  

Akşam eve geldiğinde giyinmemi söyleyerek dışarı çıkacağımızı belitmişti. Daha önce sadece Ateş'le ilk tanıştığımız izbe yere gitmiştim. Ondan öncesi yok. Evde oturup Supernaturel'a bakar, Dean'in çekiciliğine laf atardım.

Ne giymem gerektiğini sorduğumda, umursamaz bir biçimde "Rahat şeyler." demişti. Rahat anlayışım kesinlikle kot-tişört bütünlüğüydü. Dar siyah kotun üstüne eskitilmiş siyah bir tişört giymiştim. Ayakkabı olaraksa, sivri burun kısa topuklu ve gene siyah olan bir ayakkabıydı. Saçlarımı yandan sarkıtırken sadece rimel ve parlatıcı kullandım. Ateş beni ilk gördüğünde "Seni Metallica konserine götürmüyorum." diye dalga geçmişti. Bense sadece yapmacık bir gülümsemeyle karşılık vermiştim. 

Bir saatlik araba yolculuğumuzun ardından bu tuhaf yerdeydik. Eşcinseller her taraftaydı desem yeridir. Bura bana Sedef'i hatırlatıyordu. En son üç sene önce görüşmüştük. Çok tatlı bir kızdı. Normalde onu severdim sadece benim hakkımda garip hayaller kurmadığı zamanlar. Şimdi numarası bile yoktu. 

Ateş'le beraber köşeye kurulmuş masaya oturduk. "Nasıl beğendin mi?" diye sorduğunda, "Fena değil, garson kızın bakışları hariç her şey güzel." diye açıklama yaparken garson kız hala bana bakıyordu. "Burası eşcinseller için mi?" diye meraklı gözlerle ona baktığımda, "Hayır halka açık bir yer, gerçi senin gibi küçük bir kızın gelmemesi gereken bir yer ama eğlenmeni istiyorum. Dans et, istediğin kadar iç. Burası bunun için." diye açıklama yaptı. 

Buraya polisler tarafından bir baskın yapılırsa biteceğimi düşünüyordum. Babam denen varlığı tanımıyordum bana bir şey yapmasından korkmazdım ama Ateş'e kötü şeyler yapabilirdi. 

"Kalk ve dans et." 

"Ben dans etmeyi sevmem ki." diye reddederken müziğin sesli olmasından dolayı ona yaklaşıp bağırıyordum. Biz niye yan yana oturmuştuk ki zaten. Bundan rahatsız olmuyordum gerçi. Garson kızın bakışları korkutmuştu beni. 

Yanağını yanağıma doğru yaklaştırıp, "Lara lütfen itiraz etme ve kalk, seni buradan izliyor olacağım." dedi. 

Dans etmeyi seviyordum aslında sadece saçma hareketler yapacağımdan tedirgindim ama piste doğru baktığımda kimsenin dansla yakından-uzaktan alakası olmadığını görüp ayağa kalktım. Kafa patlatan şarkılar çalmıyordu havaya sokacak şarkılar çalıyordu ve benim en sevdiğim şarkı çalmaya başlamıştı. Siyah saçlı olan garson kızdan beyaz şarap aldıktan sonra hiç beklemeden dikmiştim. Ayıkken bu dansı yapabileceğimden emin değildim. Garson kız tekrar doldurduğunda bardağımla bir dans pistine çıkmıştım. 

Kanlı ÖpücükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin