Mustafa kendini gece gördüğü kabusa çok kaptırdığını fark ederek Rahime hanıma sadece ( hiç hayatım sadece yorgunum ) der .... sonra ( gördüğüm kabusun neyini anlatıyım ki saçma sapan bir kabustu ) der içinden...
bu arada sorusuna hala net cevap bulamamış ve artık 4. kez ve birazda ümitsiz sorusunu tekrarlar ... ( baba bu gün benimle gezeceksin dimi ? ) der ....
ailenin geri kalan fertleri Mustafa'ya bakmaya başlar .... Mustafa bey küçük kızının gözlerinin içine baka kalır , o küçük bedenin kendi kanından olan , birisinin yarı umutsuz yarı umutlu bakışlarını süzer...
kızıyla bir gün geçirmenin kızının küçük dünyasında , kendisinin ne kadar büyük ve kahramanca bir şey yapacağını düşünür.... öyle ya çocuklar için babalar birer kahramandır ... ele ki bu bir kız çocuğuysa ..
Mustafa biraz daha kızını süzdükten sonra yüzünde kocaman bir gülümseme olur ,( gel bakalım küçük prenses ) der ...
Kübra hemen kalbi pır pır ederek oturduğu sandalyeden kalkar , ve bir koşuda babasının kucağına gelir ....
Mustafa ( bu gün nereye gitmememizi emredersiniz prensesim )
Kübra'nın küçücük çocuk yüreği , inanılmaz mutlu olmuştur ve gerçekten de babası onun hayallerinin baş kahramanı dır ....
( babacığım geçen sene doğum günümü kutladığımız sahil kenarında ki yere gitmek istiyorum ) der ...
Mustafa kızının anlını öper sonra tekrar tebessüm ederek ( tabi emriniz benim için bir emirdir hadi koş hazırlan ...) der ,
bütün bunlar olup biterken Ailenin büyük kızı Büşra da yarı şaka vari biraz da gönül koyarak, ama suratında sahte bir gülümseme ile babasına ( ooo biz hiç böyle gezmelere götürülmedik , kıskandım patron ) der ..
Büşra babasını otoriter oluşundan dolayı ona hep bu lakapla seslenir ,( patron )
Mustafa Büşra'ya Dönerek , mahcup bir yüz ifadesi ile tebessüm ederek ( kızım ilk göz ağırım benim benim için Kübra neyse sende aynısın o zaman ki şartlar) der devamında Büşra Sözünü keser ....
yüzünde ki yapmacık gülümseme devam eder ama konuşmaya başlayınca içinde ki baba özlemi duygusunu bastırmakta zorlanır .... göz yaşlarını tutmak için yüzünü iyice kasar sahte gülüşünden şişik gamzeli yanakları titremeye başlar ...
ve sadece ( biliyorum patron sadece şaka yapıyorum ) der ....
İbrahim bey de masasında sessizliğini koruyarak oğlu Mustafa'ya bakar... bir süre sonra , ( elhamdülillah çok şükür , Yarabbim çok şükür bu sabahta senin rızkınla doyduk sen olmayanlara da ver , Rahime kızım ellerine sağlık ....) der .
Rahime ( afiyet olsun baba )
Saat hızla geçmiş Akşam üstü olmuştur ... evde sadece Büşra kalmaktadır ..... sonbahar mevsimi olduğu için hava herken kararmaktadır .... evin giriş katı komple camlardan oluştuğu için ... dışarıda çam ağaçları,gül dalları ve yem yeşil
çimenlikler , onların arasından geçen güzel taş patika yol ... oldukça rahat bir şekilde görünür ..
Hava oldukça kasvetli ve fırtınalıdır , rüzgarda savrulan yağmur damlacıklarının cama vururken çıkardıkları ses , Büşra'ya bir piyano , sesini anımsatır , daha sonra kahvesi hazır olunca , Elinde ki kitabı alır ve cam kenarına uzanarak ,
keyifli bir şekilde kitabını okumaya başlar ..
saatler hızlı akmaya devam eder , iyice Akşam olmuştur , Büşra zaman kavramını unutmuş kitapta ki sayfaların arasında canlandırdığı hayalinde , resmen kaybolmuştur , ama bu sessizliği , üst kattan gelen gıcırdama sesi bozar ...
Büşra sesi duyunca , sadece evin Ahşap zeminin den kaynaklı olacağını düşünür , öyle ki arada buna benzer gıcırdama sesleri , duyuluyordu ...
Büşra içindn ( Ah şu ahşap zemin gıcırda-masan olmuyor du sanki ) der ve tekrar kitaba odaklanmaya çalışır ....
Tam kendini kitaba odaklanmışken bu sefer yukarıda ki odaların birinin kapısının hızlıca kapandığını , duyar .... hemen elinde ki kitabı bırakır damarlarında ki bütün kan sanki beynine hücum etmişcesine başında , aşırı sıcaklık hisseder ..
vücudunun geri kalanı soğuk ve titrek bir durum dadır ....
Büşra eralde ben kitap okurken Annemler geldi fark etmedim der , ama öyle olsa illa ki annesini görürdü , sonra ( sanırım yukarıda pencere açık kalmış olmalı , ondan kapandı sanırım ) der ...
Bir yandan da içine , bir korkuda düşer , aklı yukarıdan gelen ses kalır , kitabına tekrar odaklanamaz , ve televizyonu açmaya karar verir .... bu sırada Büşra'nın kanını donduran ve bun dan sonraki , korku silsilesinin başlangıcı olan o ayak seslerini duyar ...
Büşra müthiş bir korku içerisinde , ne yapacağını bilemez halde sadece bulunduğu yerden geri çekilir , ve üst katta ki seslerin mantıklı açıklamasını düşünmeye başlar ...
Büşra titrek sesi tonuyla ( Anne sen mi geldin ? ........ Dede ? ........ Kim var yukarıda ) Büşra dahada korkmuş bir şekilde seslenmeye deva m eder , aynı zamanda mutfağa geçerek çekmeceden ekmek bıçağını çıkarır ,
tekrar arkasını döner , ve ahşap merdivenlere yönelir , merdivenlerden çıkmaya başladıkça bir kadının biriyle konuştuğunu duyar , Biraz daha yukarı çıktıkça kadın sesinin kendi Annesine ait olduğunu anlar , ve biraz da rahatlar ..
ama diğer sesi , tanıyamaz diğer ses , boğuk ve anlaşılmaz dır , üstelik , bilmediği bir dilde konuşuyordur , ama Annesi de o kişiye Türkçe cevaplar vermektedir .....
Büşra yine tedirgin olmaya başlar , içinden bir şeylerin normal gitmediğini anlamıştı.....
daha sonra Annesin yankılı sesini duyar , ( Büşra gel gelll bak muzaffer abin burada ...) der ve kahkahalar atar , bu kahkahalar oldukça şeytani bir ... kahkahalar dı...
Büşra sesin geldiği odanın kapısına gelir ve derin bir nefes alarak kapıyı açar , AMAN Allah'ım gördüğü şey , alışıla gelmişin çok ötesindeydi , odanın içi bir kazan dairesine dönüşmüş , ve odanın sağında annesi kanlı kırmızı gözleriyle ,
kin dolu bakışlarla Büşrayı süzmektedir ..... Annesinin hemen arkasında bir mezar vardır , mezarın içi açık ve içinde de , muzaffer yatmaktadır ....
Annesi Büşra'ya (gel kızım korkma Muzaffer abine sarıl , seni çok özlemiş ) der ...
Büşra gördükleri karşısında şoka uğramış ve ellerine azına götürerek yavaş ve ağır adımlar ile odadan geri geri çıkmaya çalışır .....
odadan çıkar çıkmaz , var gücüyle koşmaya başlar ve arkasına bakmaya korkar , o annesi zannettiği kişi ile , Muzaffer dediği kişi sanki hemen arkalarındaymış gibi , korkarak , sadece çıkış kapısına bakarak koşar ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HABİS RUH
ParanormalBU ROMANI GERÇEK OLAYLARDAN İLHAM ALARAK KURGULADIM , UMARIM BEĞENİRSİNİZ .... OLAYDA Kİ ŞAHISLARIN İSMİ , ZORUNLU OLDUĞUM İÇİN DEĞİŞTİRDİM ..... CİNLERİN BÜYÜ SONUCU NE KADAR TEHLİKELİ OLDUKLARINI YANI SIRA , İNSAN OĞLUNUNDA BİR O KADAR...