Taehyung ile neredeyse hiç konuşmamıştık. 13 gün oluyordu ve ben mutsuz, o'nsuzdum. Evimdeki kokusu bir günde kaybolmuştu. Taehyung'u çok özlemiştim. Benim yaşam kaynağım, her şeyim, yoktu. Koca bir boşlukta süzülüp gidiyordum. Geceleri uyuyamıyor, sabahları da kalkamıyordum. Bazen onu arayasım geliyordu ama ben inatçıydım. Önce o beni aramalı diye düşünürdüm. Dayanamadım. Sesinin yokluğuna dayanamadım. Aradım. Belki yüz kere. Ama açmadı. Umrunda değildim belki de. Gözümden yaş eksik olmuyordu. Her gün aklıma geliyordu ve ben de ağlıyordum. İstemsizce yanaklarımdan akıyorlardı.
Bütün arkadaşlarına sordum. Yoktu. Hiçbir yerde yoktu. Beni bırakıp gitmiş miydi? Olmazdı. Olmamalıydı. Yapmazdı Taehyung. Özür dilerdi gideceği için. Ben de öperdim, severdim, gitme derdim. Sensiz ben hiçim burada, derdim. Öperdi beni, severdi, buradayım derdi.
Günler geçtikçe içimdeki umut ışıltısı sönüyordu. Yapabilecek bir şeyim de yoktu. Ben gidemezdim yanına, o da gelemezdi yanıma.
Cumartesi 15.06
Bu kaçıncı camdan bakışım, bilmiyorum. Masamda kağıtlar, kafam dağınık. Bira şişeleri de benim gibi yorgun. Açılamıyor, açmıyorum. Belki gelirse, geldiğinde sarhoş değil ayık olmak istiyorum.
Pazar 22.26
Evin içinde dolaşmaktan delirecekmişim gibi hissediyorum. Bugün biraz daha bira aldım, hepsi sehpamda duruyor. Onları içesim yok, sadece almayı seviyorum. Öylece duruyorlar. Belki Taehyung gelirse beraber sokaklarda içeriz hepsini. Sabaha kadar sahilde sohbet ederiz belki. Ama onsuz ne sahilin anlamı var, ne de eğlenmenin. Onsuz hiçbir şey yok benim için.
Salı 18.41
Evin içi çok boş geliyor hâlâ. Bir pano var, evimin en güzel köşesi. Taehyug 'un bir fotoğrafı var orada. Her gün çıkartıp yerinden onu öpüyorum. Gözyaşlarım her gün orada farklı izler bırakıyor.
Çarşamba 16.37
Evimin önünde bir zarf var ve açmaya korkuyorum. Ya içinde Taehyung'umun kötü bir haberi varsa? Bunu istemiyorum ama içten içe merak ediyorum belki de Taehyung bana ulaşmak istiyordur. Telefonum 24 saat açık ama Taehyung oradan ulaşmak istememiş olabilir. Sonuç olarak, zarfı açtım. İçindeki kağıdın %60'ı boştu ve ortasında da, 'Carriel sk. 34' Bu adres Jungkook'un evine yakındı. Şimdi mi gitmesi gerekiyordu, bilmiyordu ama bu mektupla Taehyung'un bir alakası vardı. Üstünü değiştirmeden dışarı çıktı ve çıktığı anda koşmaya başladı. Orada Taehyung'unun onu beklediği hissiyle daha hızlı koştu koştu, koştu. Adrese geldiğinde 34 numarayı bulmaya çalıştı. Binanın içine girdiğinde ilk kapının önünde Jungkook yazdığını gördü. Burası orasıydı. Jungkook sevdiğine kavuşmanın verdiği mutlulukla göz yaşları arasında Taehyung diye bağırıp kapıya vurmaya başladı. "Taehyung aç kapıyı sevgilim ben geldim, Taehyung!" Kapı açılmıyordu. Taehyung kapıyı açmıyordu. Jungkook üstünde Jungkook yazan kağıdı aldı. Arkasından bir anahtar çıktı. Jungkook karışık duygular içerisinde anahtarı aldı. Kapıyı açmaya korkuyordu. Eli titriyordu. Ama kapıyı açmak da istiyordu. Titrek eliyle anahtarı deliğe soktu, hafifçe çevirip kapıyı açtığındaysa içerde o'nun kokusu vardı.
Diğer bölüm final :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Student
Short Story~Texting Taekook~ Taehyung'un tek suçu soyisminin öğretmeniyle aynı olmasıydı.