İskeleden indikten sonra derin bir nefes çektiler. Uğur büyüdüğü topraklardan ayrılacağı için biraz mutsuz fakat kararlıydı, ileride bir kahveye girip çay söyledi ve pencere kenarına oturdu. Bir köşede kahvaltılarını eden İnşaat İşçileri yüksek perdeden konuşuyorlardı ama Uğur onları aldırmıyordu. Dışarısı kalabalıktı sonuçta artık İstanbul'da , insanlar her zamanki gibi ülkenin derdine bitik ve acınası görünüyorlardı.
Bize has bir durum bu. Dünyayı hükmettik ama hala bencil ve fakir fikirliyiz , Uğur fincanına çay koyup tattı; daha şimdiden fazla acıydı. Dünyanın en büyük çay tüketicisiyiz ama demlemeyi bilmiyoruz. Hep başlangıçta fazla hafif, sonunda fazla sert, arada fazla sıcak oluyor ve bugün huysuzluğum üzerimde.
''... o zaman dedim ki, baksana dostum, bana bira borcun var,'' dedi işçilerinden biri hikayesini bitirirken gerçi oda haklı bu devirde o kadar dert var ki hele böyle zamanda bu ülkede dermanı bira harici başka bir konuda bulamıyorsun.
Burada çok zaman geçirdiğimin farkındaydım o anda telefonum çaldı ve dışarı çıktım
''Alo?''
''Tamam, vardım.''
''Ee?''
''Bütün günümü alır herhalde.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Torbası
Mystery / ThrillerIspartalı bir genç Paris'teki bir pansiyon odasında öldürülür. Benzer bir cinayet ingiltere'de işlenir. İki olay bir birinden bağımsız gibi görünse'de işleniş biçimlerindeki benzerlik dikkat çekicidir. Başkomiser Tolga Arslan katili bulmak için Par...