Merhaba arkadaşlar tekrara karşınızdayım 2. Bölümü yayınlamanın mutluluğu çok ayrı . İtiraf etmeliyim ki hala amatörlüğümü üzerimden atabilmiş değilim. Bir hatamı görürseniz affola sizleri seviyorum 😍 😍😘
Medyada Buket Ezra Deniz...
Geçmiş
Gelecek
Ve şimdiki zaman
Aslında bunların her biri duvarda asılı duran takvimlerden düşen yaprak tanesi ile eşdeğer değil midir?
Ve yine her insan için o üç yüz altmış beş günden bir tanesi başlangıç olarak seçilir. Ama ne tesadüftür ki , hayatının ilk gününe ağlayarak başlayan insan oğlu, tüm hayatı boyunca gülmeyi ve eğlenmeyi diler. Bu süre zarfında her ağladığında imkansızı istediğini anlamaya başlar ve yaşamı boyunca gülmenin olduğu kadar ağlamanın da var olduğunu anlar. İşte insanların yaptığı en büyük saçmalık da budur bence .Bence ağlamak duyguların en güzelidir . Ve bir insan ağladığı zaman gerçekten hayatı yaşar. Düşünün bir kere kuvvetli bir yağmur sonrasında açan güneş değil midir insana huzur veren. İşte ağlamanın ardından gelen ilk gülümseme gerçek gülümseme odur bence.
Geçmişime dönüp baktığımda hiç bir şey göremeyen ben resmen geleceğimi rüyamda görmüştüm ve şu anda geleceğim karşımda duruyordu.
"SEN ECELİNE Mİ SUSADIN KIZIM"
Bütün hata bende olduğu için utanıyordum
Başımı önüme eğerek konuştum
" Ku..kusura bakmayın dalgınlığımı mazur görün tekrar özür dilerim" suretindeki öfkeli ifadenin şaşkınlığa döndüğünü hissettim . Zannımca o benden böyle bir aksulamel beklemiyor gibiydi . Ki zaten bende fazla uzatma yanlısı değildim . Adam tek kaşını havaya kaldırdıktan sonra bir süre suretime bakmaya devam ederken bende dikkatli bir şekilde karşıya geçtim . Ve aklımdan çıkmayan rüyam şimdi sanki daha da çok yerleşmişti , görünüşe bakılırsa kolay kolay unutmayacağım.Eve yaklaştığımda Zehra teyzenin pencereden bena el salladığını gördüm . Son iki yılımda bana hem anne hem baba hem abla olmuştu. Hani insanın girift zamanında başını yaslayacak bir omuz arar ya ben de işte o vakit rastlamıştım Zehra teyzeye . Gülünce tombik yanaklarında açan gamzeleri ile çok munis bir kadındı. Bana her zaman bir anne şefkatiyle yaklaşırdı. Ki benim bile bazen yanlışlıkla anne dediğim zamanlar çok olmuştur. Bana yine iç ısıtan gülümsemesiyle el sallayınca ben de karşılık olarak ona el salladım ve o sırada çoktan kapının önüne gelmiştim.
İçeri girip ayakkabılarımı çıkardıktan sonra televizyonu açtım. Genellikle sabah kahvaltısı yaparken ya müzik dinler ya da haber izlerim . Ve şansıma hâlâ Sabah haberleri bitmemişti . Hemen kahvaltımı hazırlamaya koyuldum . Çayımı demedikten sonra aldığım peynir ,zeytin... gibi kahvaltılık malzemeleri masaya yerleştirdikten sonra çayımı doldurup sandalyeme kuruldum tabi o sırada kendi kendime"Hiçbir şey pazar kahvaltısının yerini tutmuyor gerçekten "demeyi de ihmal etmedim.
Çayımdan bir yudum aldıktan sonra televizyonun sesini kaldırdım
"Bu sefer de yüreğimizi yakan haber Tunceli'den geldi Tunceli'nin Nazımiye ilçesi kırsalında düzenlenen operasyonda soğuk hava ve tipi nedeniyle hipotermi yani donma tehlikesi geçiren ve Tunceli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan iki askerimiz şehit oldu . Tunceli valiliği iki askerin şehit olduğu olaya ilişkin adli ve idari soruşturma başlattığını duyururken şehit ateşi Mersin'e düştü. Her ikisi de Mersinli olan 23 yaşındaki Şehit uzman çavuş ASIM TÜRKEL
ve 26 yaşındaki Şehit uzman çavuş FERRUH DİKMEN gözyaşları ile toprağa verildi."
Haber spikerinin söylediklerinin ardından elimdeki bardak yere düşmüştü.Yine bir anne yavrusundan koparılmıştı . Yine vatan sağolsun emeliyle kan kırmızı bayrağa iki askerin daha kanı karışmıştı. Ve yine sırf biz özgür , bağımsız olalım diye yavrular babasız kalmış kadınlar hayat eşlerini kaybetmişti . Lanet olsun bu nasıl bir adalet . Birisi çıkıp bunca canın borcunu kimin ödeyeceğini söylemiyor. Asırlardır süregelen bu kanlı savaşın ne vakit son bulacağını söylenmiyor . Neden Allah'ım neden kötüler cezasız kalırken iyiler ellerinizden kayıp gidiyor
![](https://img.wattpad.com/cover/165688631-288-k522445.jpg)