~2~

1K 63 11
                                    

Gözdenin ağzından

Tam 1 hafta olmuştu okul başlayalı ve okulun ilk gününden beri bana asılan bu sarışınlığını kullanan serseriye uyuz oluyordum. Artık sadece o değil yanında dolaştırdığı ve benim için sümükten farkı olmayan iki tip vardı. Emre ve Batu. Allah' ım ne günah işledim de bunlarla aynı üniversiteye düştüm demekten ben sıkılmıştım ama onlar dedirtmekten bıkmamıştı.

Okul hayatım boyunca çoğunlukla uyuyan ama çalıştığında da tam çalışan bir öğrenci olmuştum. Üniversitemin son senesini uyuyarak geçirmek istemiyordum ama bünye bir kere alıştımı devamını illaki istiyordu. Oyuncu olmak istediğim için konservatuara girmiştim ve bu bölümde pek üstüne düşülecek dersler olmadığı için rahatça uyuyabiliyordum. Sıkıcı dersin temposundan sıkılıp sürekli uyu diyerek beni dürten şeytana uydum ve kafamı sıraya koyup sessizce uykuya dalmayı bekledim.

Burağın ağzından

Dersleri güzel takip ediyordum çünkü oyunculuk benim hayalim olan meslekti ve küçüklüğümden beri bu işi az çok yapıyor olmak beni daha da teşvik ediyordu. Ama yalan söylemeyeyim şu kadının illet dersi o kadar bayıyordu ki anlatamam. Nihayet tenefüs zilini duyduğumda illetin sınıftan çıkıp biraz uzaklaşmasını bekledim. Zamanı geldiğinde "Oh bee!' diye bağırdım... ama sanırım fazla bağırdım ve Beren uyuzundan ilk darbemi aldım. "Bağırmasana ulan ayı! Uyumaya çalışıyoruz şurda." Tam cevap verecektim ki Batu araya girdi. "Aa sarışın bombam yapma böyle gel büfeye gidelim tost falan anlarsın ya."
"Batu.. siktirgit başımdan!" Beren' i duyar duymaz kahkahalarla gülmeye başladım. Tam en zevkli yerinde Gözde' nin sesi yankılandı. "Ne gülüyosun be at gibi!" At mı? Hemde bana.. bu kız yürek yemişe benziyordu.
"Ben mi at gibi gülüyorum?"
"Senden başka gülen mi var sınıfta fasülye Sırığı?"
"Gözde çok olmaya başladın sen."
"Noldu ya gücüne mi gitti. Aa dur yoksa sana aşık olmayan ilk kız ben miyim?" Söylediklerinin üstüne söyleyecek söz bulamadığımdan gömleğimin bilek kısmını açıp havada salladım. "Beyaz bayrak, sen kazandın Gözde Mutluer."
"İyi, şimdi dön önüne."
"Vay anasını be yedi gündür dön önüne dön önüne vallahi sıkıldım haa. Bir belirti göster ya hislerini göster bana."
"Emin misin? Göstereyim mi?"
"Hı hı! Göster." Dediğim anda öyle sert bir tokat yedim ki karşımdakinin kız olduğunu umursamayacak kıvama geldim. Sıramdan hışımla kalktım ve Gözde' nin yanına gittim. "Sen çok kaşınıyosun ama!"
"Kaşı o zaman!" O an aklıma ilk gelen şey Gözde' nin kız olması ve kendimi sakinleştirmem gerektiğiydi, ama kahretsin ki yapamıyordum. Kolunu kavradım ve onu yerinden kaldırdım. "Gelsene sen şöyle!"
"Burak! Bırak beni!"
"Yürü!"
"Yürümüyorum!"
"İyi sen bilirsin." Onu bacaklarından kavrayarak kucağıma aldım ve spor salonuna götürdüm. İçeride kimsenin olmadığına emin olup kapıyı kilitledim. "Neden geldik buraya?"
"Düelloya ne dersin?"
"Şaka mısın oğlum sen? Ne düellosu?"
"Basketbol." Sinirle veya gerçek nasıl olduğuna emin olamadığım bir kahkaha attı. "Boy farkımıza bakmadın sanırım 1.59' um ben 1.59!"
"Olsun bu düelloyu düşürecek bi sebep değil."
"Peki tamam kazandın diyelim sonucunda ne olacak?"
"Sevgilinden ayrılıcaksın?"
"Ne!? Hayatta olmaz!"
"Oy yokso çoyoz mo dozdoon." Ben kahkahalarla gülerken Gözde çığlık atarak saçlarını çekiştirmeye başladı. "Şşt sakin ol şampiyon sadece şakaydı."
"Şakanı sikeyim!"
"Sen ne terbiyesiz bi kız oldun böyle. Aa hiç yakışmadı sana."
"Getir şu topu ne olacaksa olsun!"
"Zevkle yenicem seni güzelim."
"Orası belli zaten!"

*

Ona avans bile vermeme rağmen kaybetmişti ben tatlı zaferimi yaşarken Gözde' nin gözünden bir yaş damladı. Sevinmeyi bırakıp hemen onun yanına gittim. "Şey p-pardon ya ayrılmak zorunda değilsin şakaydı sadece."
"İddiaya gerek kalmadı..."
"Nasıl yani?" Telefonunu bana çevirdi ve mesajı okuttu "Ben ayrılmak istiyorum, kendine çok iyi bak. Seninle geçen güzel zamanlarımız için sana teşekkür ederim. Ağlaması daha da şiddetlenen Gözde' yi dikkatlice inceledim. Gerçekten üzülmüşe benziyordu. Bir anda gözlerimiz birbiriyle buluştu ve kalbim son hız depar atar gibi çırpınmaya başladı.

Gözdenin ağzından

Kendimi boşlukta gibi hissediyordum. Her daim güvenebileceğimi düşündüğüm erkek arkadaşımda beni bırakıp gitmişti. Bu erkeklerin benden kaçma sebebi neydi?

Kalbim milyonlarca parçaya ayrılmış halde mesajı Burak' a okuttum. Ardından ağlamam mümkünmüş gibi daha da şiddetlendi. 
Telefonumu geri çekip kafamı kaldırdım ve gözlerimiz buluştu. O an sanki kalbimde birkaç parça yerine sıkıca tutkallanmış gibi yerleşti. Gözyaşlarıma engel olamıyordum ama gülümsemeye çalışıyordum varla yok arası bir gülümseme attım ve Burak' a sımsıkı sarıldım. Şuanki hislerimi birdaha yaşayabilecekmiydim bilmiyordum ama şuan o kadar güzeldi ki. Onunda beni o uzun kollarıyla şefkatle sarışını hissettim çok güzel bir duygu olduğunu fark ettim. Spor salonunun kapısı zorlanana kadar o şekilde kaldık ve Burak mecburen benden ayrılmak zorunda kaldı. Kapıyı açar açmaz içeriye Batu ve Emre daldı. Batu, "Kanka bölmek istemezdik ama illet... amaan fikret hoca sizi sikmeye davet ediyor."
"Düzgün konuş lan kız var burda!"
"Ne bağırıyosun ya tamam. Sakin ol şampuan."
"Salaksın Batu... kocaman bir salak!"

Hep birlikte söylene söylene sınıfa çıktık ve günlük azarımızı yedik benim bu halimi gören hoca Burak' ı suçlasa da hoca kadın olduğu için müsait bi zamanında ona anlatabileceğimi söyleyip onu rahatlatmıştım ve günün geri kalanını tüm bu olanları düşünerek geçirmiştim.

2. Bölüm sonu

O Benim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin