~12~

567 44 12
                                    

Gözdenin ağzından

Büyük gün gelmişti. Mezuniyet günü yani on altı senelik eğitim hayatımın son günüydü. İçimde bir huzur vardı çünkü artık sabahın erken saatlerinde kalkmak zorunda kalmayacaktım. En azından işe başlayana kadar.

Hazırlandıktan sonra beni almaya gelecek olan Burak'ı beklemeye başladım. Normalde nefret etmeme rağmen hafif bir makyaj yapmıştım ve gerçekten diğerlerinin aksine bu çok güzel olmuştu. Ben bile kendime bayılmıştım Burak'ın tepkisini çok merak ediyordum.

Yaklaşık yarım saat sonra çalan korna sesiyle camdan aşayığa baktım ve şık bir takım elbise içinde Burak'ı gördüm. Bu hali nefes kesiciydi. Sanki mümkünmüş gibi daha da yakışıklı gözüküyordu.

Onu daha fazla bekletmemek için aşağıya indim. Evin kapısını açtığım sırada o da bakışlarını bana çevirdi. Bakış o bakış bidaha da ayıramadı. Önüne gidip elimi gözlerinin önünde salladım. Bu sahne bana bir yerden tanıdık geliyordu ama acaba nereden? "Buraak!" Kafasını hızlıca sallayarak kendine geldiğinde kolunu girmem için uzattı. "Prenses ne yaptın sen böyle ya? Öyle bir düştüm ki şerefsizim kaldıranı döverim." Söyledikleri hoşuma gitmişti, bunu belli etmek için kısa bir gülüş attım. "Prensim eğer böyle konuşmaya devam ederseniz yanaklarım için allığa ihtiyaç kalmayacak."
"Senin makyaja bile ihtiyacın yok ki Gözde'm." Hey hey heey düşüyorum be adam yavaş ol aa.

Mezuniyet için özel kapatılmış mekana geldiğimizde afeta nutkum tutulmuştu. Çırağan Sarayı'nda mezuniyet balosu yapılacaktı ve ben bunu daha yeni öğreniyordum. Burak'ın koluna girip içeriye girdiğimizde Burak beni Berk ve Dilara'nın olduğu masaya doğru götürmeye başladı. "Burak oraya gitmek zorunda mıyıız?"
"Şşt tamam sorun yok sadece boş masa kalmamış." Gerçekten de kalmamıştı ve en boş masa onunkilerdi. Sessizce kabullendim ve masaya gittik.

Dilara cidden Berk'le mutluydu ve Burak'a sadece arkadaşça bakıyordu. Bu davranışı ufakta olsa ona ısınmamı sağlamıştı. Dans parçaları çalmaya başladığında Burak beni dansa kaldırmıştı. Jesti karşısında çok mutlu olmuştum.  Dans ederken yaptığı esprilere gülüyordum ve o da aşık bakışlarla beni izliyordu.

Kutlama pastası da kesildiğinde masalarımıza oturup ikramlarımızı yemeye başladık. Klasik köfte patates menüsüydü ama tadı ayrı bir güzeldi. Kendi tabağımı bitirip Burak'ın köftelerine göz diktiğimde, beni yanağımdan öpüp köftelerini tabağıma aktarmıştı. Sabahtan beri hissettiğim yoğun heyecan duygusuyla hiçbirşey yiyememiştim ve şuan tabiri caizse hayvan gibi açtım.

Berkin ağzından

Gözlerimi Dilara'dan alamıyordum. Giydiği uzun lacivert derin göğüs dekolteli elbisesi onu çok çekici yaparken bazende kıskançlıktan kuduruyordum. "Aşkım bak al bu ceketi giy ama kollarını önden geçir tamam mı? Arkadan ilikleyelim çok tarz olur bak." Suratıma bezmiş bir ifadeyle baktı. "Berk saçmalama istersen aşkım. Ne tarzı ya öyle tarz mı olur." Haklıydı tabii ama kıskancım napayım.

İkram faslı bittikten sonra onu dansa kaldırdım ve dans etmeye başladık. Etrafa delici bakışlar atıyordu. "Ne oldu birtanem?"
"Şu yellozlar seni kesiyor." Dediğiyle gür bir kahkaha atıp dudağına bir öpücük kondurdum. "Aferin böyle devam et seni kaptığımı anlasınlar."
"Emredersiniz prenses hanım." Belinden tutup kendime çektim ve alnına bir öpücük kondurdum. Bu Dilara'nın tabiriyle 'sahiplenici erkek tutuşu'ydu.

Halimizden gayet memnun bir şekilde sarılmış bir şekilde dans ederken Burak'ın göz kırpmasıyla Dilara'ya döndüm. "Artık yerimize geçelim mi aşkım."
"Tamam geçelim."
"Sen git ben hemencik geliyorum." Başını sallayıp masaya doğru gitmeye başladı. Bende müzisyenlerin oraya gidip ayarlattığımız müziği söylemeye gittim. Arkamı dönüp masaya doğru giderken Burak'a herşey tamam anlamında göz kırpıp masaya, Dilara'nın yanına geçtim.

Burakın ağzından

Berk'ten onayı aldıktan sonra Gözde'ye dönüp ona elimi uzattım. Garipsesede tuttu ve benimle birlikte pistin ortasına doğru yürümeye başladı. Pistin ortasına vardığımızda ne olduğunu doğal olarak anlamamıştı. "Burak ne oluyor?"
"Hiiç güzelim." İşaretimle pist boşalırken ayarlattığım müzik yavaş yavaş sesi artarak çalmaya başladı. Hiç beklemediği bir anda dizlerimin üzerine çöküp konuşmaya başladım. "Gözde'm, hayatımın en güzel detayı biricik aşkım. Çok üzüldük, çok çektik hatta bazen kavga ettik ama birbirimize tutunduk. Seni ilk öpüşüm, ilk sarılışımız dün gibi aklımda ben seninle yaşadığım ilkleri ve sonları unutamam zaten. Eğer şimdi izin verirsen hayatımın devamında her sabah ve her akşam seninle aynı yastıkta yaşlanmak istiyorum. Küçük sarı yavrularımın annesi olmanı istiyorum," sözümü böldü, "Ya esmer olurlarsa benim gibi?" Gülümseyerek devam ettim. "Senden gelecek herşeye razıyım aşkım. Seninle, benimle veya bizimle olacak herşeye razıyım. Gözde'm gençliğimin baharı, benimle bir ömür boyu birlikte olamaya var mısın? Benimle evlenir misin?"....

12. Bölüm sonu

O Benim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin