-13-

785 17 2
                                    

Sabah
Cariyeler taşlığı

Hürrem taşlığa gelir ve eşyalarının taşındığını görür.

Hürrem : Neden benim odamdan eşya çıkıyor ?

Nigar kalfa : Valide sultanın emri.

Hürrem : Beni kovuyor mu saraydan ? Ben nereye gideceğim, hünkarın haberi var mı ? Beni yollamaz oğlu doğacak !

Nigar kalfa : Yahu bir sus hadise yaratma hemen, bir dinle anla sonra kız köpür. Valide sultan efendimiz sen rahat edesin diye daire hazırlatıyor. Hizmetinde cariyelerin de olacak doğumu rahat yapasın diye.

Hürrem : Ya, benim dairem mi olacak şu Mahidevran gibi ? Aynı mı olacağız ?

Nigar kalfa : Tövbe tövbe neyle mukayese ettin kendini.

Hürrem : Benim cariyelerim mi olacak, ben emir mi vereceğim ? Ayşe benim cariye olsun !

Nigar kalfa : Başka bir emrin Hürrem hatun ?

Hürrem : Seni istiyorum, bana bak koru beni öldürecek Mahidevran.

Valide sultanın dairesi

Mahidevran sultan gelir.

Mahidevran sultan : Muhteşem görünüyorsunuz validem ışığınız gözlerimi kamaştırdı.

Valide sultan : Hayırdır Mahidevran ? Pek mesutsun maşallah.

Mahidevran sultan : Nasıl mesut olmam ? Hünkarım sağ sağlim seferden zaferle döndü, evladım Mustafa'm iyi maşallah, validem siz başımızdasınız, şükür yüce Rabbimden daha başka ne isteyeyim !

Valide sultan : Güzel nihayet aklın başına gelmiş.

O sorada şehzade Mustafa ve Hatice sultan gelirler.

Şehzade Mustafa : Anne anne !

Mahidevran sultan : Mustafa'm aslan oğlum benim söyle ?

Şehzade Mustafa : Babamı görmeye gidelim.

Mahidevran sultan : Hünkarımızın çok büyük işleri var olmaz.

Şehzade Mustafa : Anne babam bana küs mü ?

Valide sultan : Ne demek o küs mü ? Çok ayıp.

Şehzade Mustafa : O zaman anneme küs, niye gelmiyor bizi görmeye ? Hep ben mi gideceğim ?

Saray koridoru

Sultan Süleyman ve İbrahim ağa has odadan çıkarlar.

İbrahim ağa : Hünkarım elçiler kuyrukta tebriklerini sunmak için huzura kabülünü beklerler.

Sultan Süleyman : Beklesinler pargalı ben de çok bekledim zafer için. Şimdi tadını çıkarmak istiyorum.

Arz odasının önü

Şehzade Mustafa koşarak Matrakçı Nasuh efendinin yanına gider.

Şehzade Mustafa : Matrakçı hadi oynayalım yeneceğim seni.

Matrakçı : Vay vay vay şehzadem gelmiş. Olmaz işim var bekle sonra oynarız söz.

Şehzade Mustafa : Ne yapıyorsun yazı mı yazıyorsun ? Hoca sana da mı ders verdi ?

Matrakçı : Bak ne çiziyorum, bak dikkatli bak.

Şehzade Mustafa : Baktım ne olacak ?

Matrakçı : Gel şimdi dur burada bak içeri, ne gördün ?

Muhteşem Yüzyıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin