Muhteşem Yüzyıl

-47-

Sabah
Teras

İbrahim paşa : Şimdi anladım. Demek ki sen Nigar kalfa, Hürrem hatunla Leo efendi arasında aşk mektupları taşıyorsun öyle mi ?

Nigar kalfa : Paşam sultanımızın bir kabahati yok ihtimal bile veremem. Belli ki Leo efendi Hürrem sultanın resmini çizerken meftun olmuş. Sultanımız masum paşam yemin ederim.

İbrahim paşa : Boşuna yemin etme ! Ne malum öyle olduğu ? Rutenya'dan bahsediyor Hürrem hatunun geldiği yer değil mi orası ?

Hürrem sultanın dairesi

Valide sultan : Mihrimah ay parçam benim sen her gün biraz daha güzelleşiyorsun.

Hürrem sultan : Güzel olduğu kadar da akıllı da sultanım.

Valide sultan : Benim bütün torunlarım öyle. Allah uzun ömürler versin onlara bahtları, yolları açık olsun. Darısı Hatice'min başına inşallah.

Hürrem sultan : İnşallah.

Teras

İbrahim paşa : Bana Hürrem hatunu müdafa etme varsa bir bildiğin anlat.

Nigar kalfa : Yok paşam ben ne bilirim ?

İbrahim paşa : Peki bu Leo ne cesaretle verdi bu mektubu sana ?

Nigar kalfa : Leo efendi Hürrem'in resmini çizdiğini söyledi. Ben nereden bilebilirim ki içinde başka şey olduğunu ? Bir resim dedi resmi götürdüm verdim bir de Hürrem sultan Leo efendi onu isyandan kurtardığı için altın gönderdi benimle. Ama Leo efendi kabul etmedi geri çevirdi altınları ben de götürüp geri verdim.

İbrahim paşa : Nigar kalfa bunlar seni aralarında ulak etmişler ve senin haberin yok öyle mi ?

Nigar kalfa : Vallaha içinde ne olduğunu bilmiyordum. Açıp bakacak değildim ya !

İbrahim paşa : Tabii. Şimdi aç o kualklarını beni iyi dinle. Şimdi git bu mektubu sahibine ver Nigar kalfa.

Nigar kalfa : Leo efendiye mi ?

İbrahim paşa : Hayır Hürrem sultana.

Nigar kalfa : Paşam ama-

İbrahim paşa : Sana ne diyorsam onu yap. Mektubu ver ve izle bakalım neler yapacak. Sonra da gelip bana anlatacaksın.

Nigar kalfa : Siz nasıl isterseniz paşam.

İbrahim paşa : Benden bahsetmeyeceksin bundan hiç kimseye bahsetmeyeceksin bu bizim aramızda bir sır. Anladın mı ?

Nigar kalfa : Anladım paşam.

İbrahim paşa : Olurda lafımı dinlemez bu sırrı açık edersen boğarım seni.

Boğazını sıkmaya başlar.

Hürrem sultanın dairesi

Valide sultan : Bir sıkıntın olursa haber ver Daye hemen halleder.

Hürrem sultan : Sağolun validem gelmekle bana büyük şeref verdiniz.

Valide sultan gider.

Hürrem sultan : Esma ! Gel çocukları al götür biraz hava alsınlar. Sonra Nigar kalfaya haber ver hemen gelsin.

Öğlen
Has oda terası

İbrahim paşa : Hünkarım.

Sultan Süleyman : Pargalı bak eflatun ne demiş " kötülüklerin ilki ve en büyüğü haksızlıkların cezasız kalmasıdır." hakikate ne denir ?