Muhteşem Yüzyıl

- 44 -

Akşam
Hürrem sultanın dairesi

Sultan Süleyman : Kendinden vazgeçecek kadar çok mu seviyorsun beni ?

Hürrem sultan : Benim canımın sultanı elim acımıyor artık.

Hünkarı elini öper.

Hürrem sultan : Kalbimin yarası da geçti. Beni öyle mesut ettin ki...

Sultan Süleyman yaptığı lale şeklindeki broşu verir.

Sultan Süleyman : Hatice'me yaptığım kolyeyi çok beğenmiştin o vakit başladım yapmaya. Lale, hanedan alametidir iyi günlerde kullan benim hırçın, isyankar sultanım.

Hürrem sultan öper. Öpüşmeye başlarlar.

Sabah
Arz odası

Ağa : Hünkarım Venedik balyozu Sinyor Mochanigo ve Venedikli tacir Alwse Gritti huzurunuza kabulü beklerler.

Sultan Süleyman : Gelsinler.

Sinyor Mochanigo : Sultan Süleyman Han Hazretleri size büyük Venedik'li tacir Sinyor Gritti'yi takdim etmekten şeref duyarım.

Alwse Gritti : Sultan Süleyman Han Hazretleri, veziri azam İbrahim paşa hazretleri huzurunuza kabul edildiğim için minettarım.

Sultan Süleyman : Sinyor Gritti dilimizi gayet iyi konuşuyor.

Alwse Gritti : Ben bu muhteşem şehirde doğdum çocukluğum burada geçti. Babam Venedik doçu olmadan önce büyükbabanız Sultan Bayezid ile uzun yıllar dorani ilişkiler kuran bir elçiydi. Padişah hazretleri ben de babamdan bana miras kalan bu vuku sürdürdüm. Limanda depolarımız, gemilerimiz mevcut.

İbrahim paşa : Sinyor Gritti, Venedik cumhuriyeti devleti aliye için her zaman büyük önem taşımıştır. Uzun süren savaş döneminden sonra gelen sulh dönemi herkes için faydalıdır.

Sinyor Gritti : Padişah hazretlerinin izni olursa hediyelerimi takdim etmek isterim.

Sultan Süleyman'ın işaretiyle ağalar sandıkları getirir.

Sinyor Gritti : Duydum ki çok mahir bir mücevher yapma istihdadınız varmış ben de kıymetli taşları severim ve toplarım, bu taşlar sizin mahir elinizde daha da değerlenecek ve hayat bulacaktır. Eğer kabul buyurursanız size minnettar kalacağım.

Sultan Süleyman : Makbule geçti güzel taşlarmış teşekkür ederim.

Mektep

Şehzade Mehmet  : Ver ben de istiyorum !

Şehzade Mustafa : Olmaz Mehmet bırak şu yazıyı bitirmem lazım.

Şehzade Mehmet mürekkepi kağıda döker.

Şehzade Mustafa : Ne yaptın ? Çabuk temizle şunu ! Mehmet sana diyorum !

Hoca : Şehzadelerim yapmayın.

O sırada Gülşah gelir.

Şehzade Mehmet : Ben padişah olacağım sen temizle.

Şehzade Mustafa : Hayır ben olacağım sen daha çocuksun.

Şehzade Mehmet : Hayır ben padişahım !

Şehzade Mustafa : Sana sus dedim.

Gülşah : Mustafa şehzadem yapmayın ama.

Şehzade Mustafa : Baksana okkamı döktü.

Şehzade Mehmet : Bana vermedi ama ver !

Gülşah : Mehmet abine karşı saygılı ol sus.