Bölüm 27

70 9 13
                                    

Namjoon
+Seni seviyorum Joonie~

Dudaklarıma karşı bunu söylediğinde afallamıştım. Gerçekten sevdiğim insanın beni sevdiğine inanamamıştım. Ama sevgimin karşılıklı olması da beni mutlu etmişti. Uzun kollarımı onun küçük bedenine sardım. Ve çenemi de kafasına koydum. O da ellerini belime sarmıştı. Şu an hiç bozulmadan yüz yıllarca yaşansın isterdim. Sevdiğim kollarımda böylece ölebilirdim.

Hemen kollarımı çekip onun boyuna indim. Ve yanağına öpücük bıraktım.

-Canım sevgilim benim.
+Hı? Ne dedin sen?
-Canım sevgilim benim dedim.
+Niye sevgilim dedin ki?
-Sevgilimsin de ondan.
+Bu kanıya nerden vardın?
-E ben seni sevdiğimi söyledim ve sende beni sevdiğini söyledin ve ben seni öptüm.
+Yani? Bu bizim sevgili olduğumuz manasına mı geliyor?
-Evet.
+Ben sana sevdiğimi söyledim sende bana söyledin diye biz sevgili mi olduk? Hani ben teklif göremiyorum.
-Ya sorun teklif mi?

Hızlıca kafasını salladı. Ama sen böyle çok tatlı oluyorsun.

-Peki o zaman başlıyorum.
Sen Cha Yoo Na, benim sevgime karşılık verip benimle bu ilişkinin adını koymaya var mısın? Benim sevgilim olup aşkını paylaşmaya ne dersin?

Gülümseyerek bana baktı. Neden bu kadar tatlı olmak zorundasın ki?

+Evet derim.

Yüzümdeki gülümsememi sanki daha da büyütürcesine güldüm. Ellerini yüzüme kadar getirdi. Daha sonra da işaret parmaklarını gamzelerime gömdü.

+Biliyor musun? Hep bunu yapmak istemiştim.
-Bilmiyordum bildiğim iyi oldu.

Ellerini kollarına doğru götürdü ve kendini ısıtmaya çalıştı. Üzerimdeki kabanı çıkarıp onun omzuna sardım.
Gerçekten bu mevsimde Seul aşırı soğuk olabiliyordu.

+Eve gidebilir miyiz?
-Peki gidelim. A ya da dur yemek yiyelim önce.
+A-ah eve gidelim. Yağmur yemek hazırlayacaktı. Gidip onu yiyelim. Hem paranı harcama.

-Canım benim biliyorsun ki sevgilin dünyaca ünlü bir idol. Yani parayı sorun etme.
+İlerde çocuklarının üniversite harçlıklarını karşılayabilecek bir durumun olmadığında da "Keşke o gün o yemeği yemeseydik." derken sana hatırlatırım bu sözlerini Kim Namjoon.
-Ya sen çocuk mu istiyorsun? Daha erken değil mi sevgilim?
+Namjoon niye her şeyi yanlış anlıyorsun?
-Sen öyle anlatıyorsun da ondan.
+Bence sen kendi anlamak istediğin gibi anlıyorsun.

Konuşurken asansörün olduğu yere gelmiştik bile.
-Haydi bakalım evimize gidelim.

(+_+ ★_★ ' ;))) ★_★ +_+)

Yine asansördeyiz ve bu gerçekten çok sıkıcı.
-Fotoğraf mı çeksek?
+Şimdi mi?
-Evet. Şimdi. Burda. Sen. Ben. Fotoğraf çekilelim.
+Tamam. Telefonunu verir misin?

Telefonumu cebimden çıkarıp ona doğru uzattım.

+Ama şifreni söylemezsen nasıl girebilirim?
-A şey YooJoon.
+Oh!
Biraz güldükten sonra konuşmasına devam etti.
+Sen bizi mi shipliyorsun?
-Evet. Olamaz mı? Zaten seni seviyorum. Shipleyemez miyim?
+Sorun değil Joonie~
-Ya ama insan bunu yapmaz ya. Çok tatlı oluyorsun.
+Teşekkür ederim,dedi kızararak.
Kollarımı omzuna sardım. O da
elindeki telefonumu açtı ve bir resmimizi çekti.

 O daelindeki telefonumu açtı ve bir resmimizi çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(İşte böyle bir şey hayal edin.)

+Bak çok güzel oldu.
-Çünkü içinde sen varsın.
Konuşurken zaten gelmiştik bile.
Kapının ziline bastı ve basar basmaz Yağmur gelip bize kapıyı açtı.

Y:Yemeği taşırıyordum sizin yüzünüzden.
+Ya ne yapalım? Seul çok soğuk bir şehir. Donduk belki.
Y: Farkındasın değil mi binanın içindesiniz.
+Olsun dışardan geldik.
Y:Arabayla. Yani dışardan değil otoparktan geldiniz. Otopark o kadar da soğuk değil.
+Ben dondum ya.

Ayakkabılarımızı çıkarıp içeri geçtik. Masa zaten kurulmuştu ama iki kişilikti.
Y:Kusura bakma Namjoon. Hemen sana da bir tabak koyayım.
-İyi olur. Ya Jin Hyunglar buraya uğradılar mı?
Y:Hayır. Sadece Tae geldi. O da buraya en yakın içki dükkanını sormak için. Ben bilmediğim için bir şey söyleyemedim.
-O zaman onları da davet etsek? Adamlar bütün gün beni beklediler de.
+Tabi davet et. Hatta ara.
-Tamam.

İçeri gidip Jin Hyungu aradım.
-Hyung.
Jin:
Efendim Namjoon.
-Yemek yemiş miydiniz?
Jin:
Yok ama bir şeyler hazırladım. Şimdi yiyecektik. Seni bekliyoruz. Neredesin?
-Hyung ben Eylüllerdeyim. Siz de gelin yemek yiycez biz de.
Jin:
O zaman kendi yaptıklarımı da getiriyorum. Boşa gitmesin.
-Tamam Hyung bekliyorum.

Y:Geliyorlarmıymış?
-Evet. Jin Hyung'da yemek yapmış onu getiriyor.

Derken kapı çalmıştı. Kapıya doğru koştum.
-Hoşgeldiniz beyler buyurun içeri.

Yoongi:
Tabi içeri alacaksın sabahtan beri senin evindeyiz. Pis sıkıcının evinde kulaklık bile yok.

Jungkook:
Aslında vardııı...

Yoongi:
Bana niye şimdi söylüyorsun bunu?

Jungkook:
Çünkü ben aldım.

Yoongi:
Sakın gözüme gözüme maknea bozuntusu.

Hepsi teker teker, ayakkabılarını çıkararak, eve girdiler.
Sevgili olduğumuzu yemeğin sonunda söyleyecektik. Böyle karar vermiştik.

Y:Hoşgeldiniz efendim.

Taehyung,Jimin,Jungkook:
Hoşbulduk.

Üçü aynı ağızdan konuşmaya bayılır.
+Hoş geldiniz beyler. Nasılsınız?

Herkes soruya tek tek yanıt verirken masaya oturmuş sohbet ediyorduk.

Yoongi:
Günün özeti siz ne oldunuz Namjoon?
-Söyleyeyim mi sen mi söylersin?
+Üç dedim mi. Bir iki üç.
-, + Biz sevgiliyiz.

💎Selam millet nasılsınız?
💎Uzun bir aradan sonra bölümü yayınlıyorum.
Neden uzun bir zaman sürdü?
Telefonum ile ilgili sorunlarım vardı şimdi telefon aldım ve artık bölüm yayınlarım.
💎10. Sınıf zor değilmiş hele ki matematiği çok kolay.
💎Herkese buradan selamlar.

💎Beğenip yorum atmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎Beğenip yorum atmayı unutmayın.

GAMZELİM ~ KNJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin