Bölüm 18

98 10 9
                                    

Namjoon
- Olmayacak bir şey ama hadi gidip evlenelim.

Ne dedim?
Evlenelim.
Ben.
Yok canım ne evlenelim demesi ben öyle bir şey demedim.

Dedin. Ne yalan söylüyorsun. Bak diyim mi sen bu kıza sevdiğini söyleyemeden bu kıza talip biri çıkar gider onunla evlenir. Ne diye evham yapıyorsun canım. Bırak.

Bir yandan haklı bir iç sesim vardı.
Dedikleri doğruydu aslında.
+Evlenelim mi dedin sen.

Aha şimdi sıçtık.
-Yok eğlenelim dedim.
+Peki neden olmayacak bir şey dedin?
-Tarihi yerleri severim eğlenceli olacaktır ama bak sıraya.

Kafamla kapının önünü gösterdim.
+Omoo! Burası çok kalabalık. Geri mi gitsek?
-O kadar yol geldik ne gitmesi? Bekleriz olur biter.

Huh! Kurtuldum.

1 Saat 45 Dakika Sonra
+Hehe kesin biter şu merdivenlerde bitmedi gitti yoruldum.

Durun bakalım Eylül Hanım.
+Namjoon-ah! Beni hemen yere indirir misin?
-Madem yoruldun neden itiraz ediyorsun az kaldı sabret.
+Ağır mıyım?
-Sen mi? Ah! Hayatımda taşıdığım en ağır kızsın.
+Huh! Kaç kız taşıdın ki?
-Eğer annemde dahilse 5 kere anca.
+Tamam ya indir beni.
-Nedenmiş o?
+Ben istiyorum.
-Bende indirmiyorum hem sabret az kaldı bak yukarısı gözüküyor.
+İyi madem,hem burası da rahatmış.

Son cümlesini kısık sesle söylemişti ve benim duymadığımı sanmıştı.
-Madem rahat uyu istersen.
+Hı? Nerde uyuyayım?
-Kollarımda rahatmış ya.
+Aa bak beni indirebilirsin geldik.

Eylül'ü yere indirdim ve Muhteşem diye adlandırılan İstanbul'a baktım.
Eylül olmasa burası çekilecek yer değil ama Eylül olduğu için burdayım.
Daha sonra Ankara'ya gitmek istiyorum. İki gün orda kalıp Çanakkale'ye de gitmek istiyorum ama kimsenin haberi yok olmasında.

+Güzel değil mi Namjoon?
-Uh! Aynen çok güzel.

Eylül etrafı gezerken bir adam yanıma geldi ve benimle İngilizce konuşmaya başladı.

A:Çok şanslı birisin. Ne güzel bir eşin var.
-Eş?
A:Bu kız senin eşin değil mi?
-Ah! Yanlış anladınız sanırım. O benim eşim değil arkadaşım.
A:Vay! Demek çok yakın arkadaşlarsınız. Çünkü seni onu merdivenlerde kucağına alırken gördüm.
-Yorulduğunu söyleyince bende geri kalan yolda onu kucaklayıp çıkardım.
A:Siz Japon musunuz yoksa Koreli mi?
Çünkü yiğenim şu aralar Korelilere takmış durumda.
-Koreliyim. Adım Kim Namjoon.
A: Şu neydi B ile başlayan bir grup vardı yiğenim hayran o gruba da ismini unuttum.
-BTS olabilir mi acaba?
A: Aynen aynen. Bir fotoğrafınızı çekebilir miyim?
-Ah! Peki.

Eylül adamın arkasından gelirken adamın telefonunu aldı ve anlamadığım bir şeyler söyledi.
Sonra bana döndü.
+Senden izin istedi mi?
-Evet.

Adamın yanına gidip bir şeyler söyledi. Adamda fotoğrafımı çekip bir de selfie çekilip çekilemeyeceğimizi sordu. Kabul ettim ve üçümüz de fotoğraf çekildik.
-Adama ne dedin?
+Bir şey demedim senin idol olduğunu ve ondan izinsiz nasıl fotoğrafını çekebileceğini söyledim.
Sonra senden izini olduğunu söyledi bende sana sordum izini varmış özür diledim adamdan. Rezil oldum rezil.
-Hmm.
+Peki başka bir yere gitmek ister misin?
-Yemek yesek çok güzel olurdu.
+Ne yemek istersin?
-Kebap ya da iskender.
+Hadi gidelim.

Merdivenlere doğru yöneldik. Yukarı çıkan iki çift vardı ve el elelerdi.

Namjoon'un sevgilisi yok! Ne gözüne sokuyorsunuz çocuğun.
Yanında taş gibi kız var ve o kız bu malın arkadaşı. Peh!

GAMZELİM ~ KNJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin