Bardağın kulpuyla oynarken gelen adım sesleriyle bakışlarımı odakladığım yerden çektim.
Merdivenlerden inen, yanakları hafif kızarmış ve saçları dağılmış bir Taehyung görmek, akıl sağlığım için hiç iyi değildi."Hâlâ gitmedin mi?"
Çekingen bir tavırla sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafamı salladım."Bu gece burada mı yatacaksın Jeon? Ne zaman benden kopmayı düşünüyorsun?"
"Biliyorsun..." deyip susmuş ve bakışlarımı yeniden halıya doğrulmuştum.
"Yaptıklarını küçük bir şeymiş gibi gösterip aklınca beni kandırmaya çalışıyorsun. Biz çocuk değiliz, Jeon Jungkook."
"Biliyorum Taehyung ama elimden inan ki başka bir şey gelmiyor. Yapmak istediğim şeyi elime yüzüme bulaştırdım sadece."
Dolu gözleriyle bana baktı ve alt dudağını aşağı sarkıttı. Bunu istemsizce yaptığını biliyordum, fakat dayanılmaz oluyordu.
Uzandığım koltuktan doğrularak üzerimdeki battaniyeyi attım ve Taehyung'a doğru adımladım.
"Bu gece," diye fısıldadım. "Sadece bu gece sana sarılmama izin ver."
~
Kim Taehyung
Susmuştum, tek bir kelime bile söyleyemiyordum. Sadece gözlerimi gözlerine diktim ve anlamasını umdum. İstediğimi anlasın istedim. Kalbimin derinliklerine yelken açsın istedim, duygularımı görsün istedim, mücadele etsin istedim.
Ona ben de sarılmak istiyordum, geçen tüm günlerin hesabını sorarmış gibi kokusunu sabaha kadar koklamak, hatta o güzel yüzünü sabaha kadar izlemek istiyordum."Her defasında gözlerinde kayboluyorum. Her defasında gözlerine baktığımda canım yanıyor, Taehyung. Şimdi o taptığım gözlerin, neden doldu? Yine yanlış bir şey söyleyip üzdüm mü seni güzelim?"
Kollarının arasında kaybolmak istiyorum, Jeongguk. Her şeyin düzelmesini ve yalnızca biz olmamızı istiyorum. Ancak bu o kadar kolay olmamalı.
Burnumu çekip omuz silkip, bakışlarımı yere sabitlediğimde soğuk parmaklarıyla çenemi kavrayarak hafif irkmeme neden olmuştu. Elleri fazlasıyla soğuktu, onca saattir neden ısınamamıştı?
"Susuyorsun..."
Derin bir nefes alıp damlayan gözyaşımdan ve hemen ardından gözümden öptü. Onun bu hareketi yüzünden oldukça afallamıştım."Yapma böyle. Eğer benim üzülmemi istemediğinden dolayı susuyorsan, konuş lütfen. Ağladığında öyle kötü oluyorum ki."
"Y-yeniden gidecek misin?"
Böyleydim işte, bir yandan da ona izin vermek istiyordum, onu affetmek istiyordum. Ama beni bir daha hatalarını yapmayacağına dair inandırabilir miydi ki?
Gözlerinden yaşlar süzülürken burukça gülümsüyordu. Gözlerini hızlıca sildi ve gülümsedi. Soğuk parmak uçlarını, yanan tenime getirerek okşadı bir süre.
"Gitmem, güzelim... Gitmeyeceğim."
"Tek bir gece," deyip derin bir nefes aldım. Parmaklarımı, tereddütlü bir şekilde parmaklarına değdirdim. "Sonra gideceksin." deyip parmaklarını yavaşça yanağımdan ayırdım. "Birlikte uyuyacağız... Son bir kez."
"Bunun son olmasına asla izin vermeyeceğim, Taehyung." deyip fısıldadı ve hemen ardından dudaklarını alnıma bastırdı. Otomatik olarak gözlerim kapanırken içimden kendime küfürler savurdum. Bu kadar çabuk etkilenmem hiç adil değildi, ona bu kadar çabuk yenilmem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want you ღ taekook
Fanfiction[ devam etmeyecektir. ] Güzel sesi, aynı benim gibi titrerken konuştu. "Kazanacağım." dedi kararlılıkla. "Seni de soktuğum bu oyunu kazanacağım; hem seni, hem de bu oyunu kazanacağım. Güven bana, Taehyung. Seninle olan rüyalarımı, hayallerimi, titre...