Jeongguk, korkak bakışlarını Taehyung'a doğru yöneltti ve kafasını hızla iki yana salladı. "Neden böyle düşünüyorsun? Jimin ile eski arkadaştık yalnızca."
Jimin, ortamın da yaydığı gerginlikle Taehyung'a biraz daha yaklaştı ve derin bir nefes aldı. Eğer Jeongguk onu tehdit etmeseydi bir dakika bile durmadan Jeongguk ile olan tüm geçmişini en yakın arkadaşına anlatırdı. Her şey Jeongguk'un hatasıydı ve Jeongguk'un tüm bu olanlardan pişman olduğunu biliyordu. Ama gelin görün ki Jeon Jeongguk tüm bu olanları saklamak istiyordu, öyle böyle bir türlü öğrenecekti zaten Taehyung. Neyi bekliyordu? Aslında Taehyung'u düşündüğünü hiç zannetmiyordu Jimin. Jeongguk'un tek yaptığı gurur kasmaktı belki de. İşte bu yüzden tam da şu an olan biten her şeyi anlatacaktı Jimin. Jeongguk'un Yoongi'ye ne söyleyeceği umrunda olmayacaktı. Arkadaşı gerçekleri öğrenmeyi hak ediyordu.
"Evet, biz eskiden tanışıyorduk. Hatta küçük yaşlarda bile beraberdik. Arkadaştık, ancak şimdi değiliz."
"Anlamıyorum, bunu bana neden daha önce söylemediniz?"
"Çünkü Jeongguk öyle istedi." deyip kaşlarını kaldırdı ve alayla sırıttı Jimin. Kafasını kaldırarak, kaşlarını çatan ve sinirli olan, Jimin'e 'seni öldüreceğim' diye bakan Jeongguk ile göz göze geldiğinde sözlerine devam etti. O Yoongi'ye ulaşamamıştı ve Taehyung'u kaybedemezdi. "Taehyung, bizi Jeongguk tanıştırdı. Ama sen bilmiyorsun değil mi? Jeongguk'un senden haberi vardı, yani ne hâlde olduğunu biliyordu. Üzgünüm dostum, ama Jeongguk sana acıdı. Senin ondan başkası olmadığını çok iyi biliyordu ve sonra bana geldi. Busan'dan ayrılıyordum ve bana bunları söyledi. Sana iyi bakmamı ve seni unutturmamı. Ben de hemen dediğini yaptım, çünkü ondan hoşlanıyordum(?) ve lise zamanlarında- yani tanıştığınız dönemde- onunla sevgiliydik. Fakat okullarımız farklı olduğu için birbirimizden uzaklaştık ve Jeongguk benden ayrılmak istediğini söyledi. Sana olan hislerini bilmiyorum, kendisi herkesi elinde oynatan ve her şeyi yaptıran, her zaman kazanmak isteyen çok iyi bir oyuncu.
Sonra Yoongi ile karşılaştım ve ona kapıldım. Taehyung, her şey güzeldi.. Sen iyileşiyordun, gülüyordun. Ben görevimi tamamlamıştım. Aslında şu an yanında olan piçe teşekkür etmek istiyorum, çünkü ben senin gibi bir dostu hayatımda daha önce hiç görmedim. Benim için çok önemlisin, bu sikik herifi bırak, unut gitsin anladın mı?
Ailesiyle ilgili anlattıkları şeylerin doğruluğunu da bilmiyorum. Az önce de söylediğim gibi yetenekli bir oyuncu ve bir o kadar da yetenekli bir yalancı.Sana daha önce söylemediğim için özür dilerim, Tae... Lütfen onun için gözyaşı tüketme artık, seni çok seviyorum ve asla bırakmayacağım gerçekten..." Sözlerini bitirdiğinde onu sonuna kadar dinleyen ve asla sözünü kesmeyen arkadaşına baktı. Yanakları ıslanmış olan arkadaşıyla birlikte canının yandığını hissetti.
"İyileştiğimi-" Sözünü koca bir hıçkırık keserken bir yandan da nefes almaya çalışıyordu Taehyung. Sağ bileğini tutmaya çalışan Jeongguk'tan her seferinde uzaklaşıyor, başını sağa ve sola sallayıp duruyordu.
"İyileştiğimi nereden biliyorsun Jimin? Eminim ki sen aşkına çok güzel hisler beslerken ben Jeongguk'a olan özlemimden her gece gözyaşı döküyordum. Sizin yanınızda mutluymuş rolü yaparken her gece yalnız başıma krizler geçiriyordum, kimse benim çığlıklarımı ya da hıçkırıklarımı duymuyordu. Haklısın Jeon Jeongguk, bana acımakla haklısın çünkü ben acılarımı göstermeyecek kadar güçsüzüm."
"Neden yaptın Jeongguk? Neden bana acıdığından Jimin ve onun arkadaşlarını çağırdın? Benim arkadaşlarım yok muydu sanki? Gerçekten her şey yalan mıydı yani? Jimin'den neden haberim yoktu benim? Hani birisiyle daha önce sevgili olmamıştın? Bana aşkını itiraf ettiğin gün de çıkıyor muydunuz? Hani zorunda kalmıştın? Hani benimle iletişim kuramıyordun, Jeongguk? Hani bana ulaşamıyordun? Onu geçtim, hani beni sevi-"
Bir kez daha sözü kesildi Taehyung'un. Karşısındaki onunla adeta oynayan adam kolundan sıkıca tutmuş ve kendisine çekerek dudaklarını kendi dudaklarına bastırmıştı.Taehyung, Jeongguk'u sertçe iterek yere düşmesini sağladı. "Yalnızca öpüşmek için olan oyuncağın mıyım yoksa?" diye bağırıp yere düşürdüğü Jeongguk'a doğru eğilerek yakalarından sıkıca kavradı.
"Taehyung bağırmayı kes." dedi dişlerinin arasından. Eliyle yakasındaki Taehyung'un ellerini sertçe çekerek üstünden itti Jeongguk.
Jimin, Jeongguk'un karnına doğru set bir tekme geçirmeden önce sakin bir sesle konuşmaya başladı. "Naptığını zannediyorsun ya, sen kim olduğunu zannediyorsun? Daha fazla tahammül edemeyeceğim sana, hemen şimdi burada olan işimizi bitirelim Jeon."
Jimin, Jeongguk'un üstüne çıkarak onu yumruklamaya başladı. Taehyung Jeongguk'un yüzünün neredeyse her yerinin kanadığını gördüğünde Jimin'e bağırdı. "Bırak onu!"
Onu öyle gördüğünden dolayı canı o kadar yanıyordu ki sanki az önce Jeongguk'un yere düşmesini sağlayan kişi o değilmiş gibiydi.
"İyi misin Taehyung? Buradan gitmemizi ister misin?" diyerek Taehyung'un yanına çökmüş ve ellerini Taehyung'un beline koyarak kalkmasını sağladı.
Taehyung, Jimin'in cevabına cevap vermeyerek bakışlarını yerde yatan yarı baygın Jeongguk'a odaklamıştı. "Lütfen birisini çağır Jimin, ona yardım etsinler."
Jeongguk, ağzına gelen kanı yere doğru tükürerek doğrulmaya çalıştı ve "Taehyung," diye sayıklamaya başladı. "Gitme lütfen, açıkl-ayacağım her şeyi."
Taehyung, Jimin'in elini sıkarak ondan güç almaya çalışırken yerdeki mahvolmuş Jeongguk'a bakmak istemiyordu. Eğer bakmaya devam ederse burada acıdan öleceğini düşündü.
"Birilerini çağır dedim Jimin!"
"Eğer bana sarılırsan tüm sızlayan yerlerimin iyileşeceğine eminim..." diyordu güçsüz sesiyle Jeongguk. Yine onu incitmişti, yine ağlamasını sağlamıştı ve eğer Jimin ona dersini vermeseydi Taehyung'a zarar bile verebilirdi.
"Gideceğim Jeongguk, bana izin ver."
Taehyung'un dedikleriyle kafasını kaldırarak ona baktı Jeongguk. Taehyung'tan başka ismini kimse böyle güzel söylemiyordu, söyleyemezdi; ona özel ve tekti.
Daha sonra kalbindeki çiçekler soldu. Her şey kırıktı. Sesi kırılmıştı, gözleri kırıktı, kalbi paramparçaydı ve o parçalar canını yakıyor olmalıydı.Jeongguk, yine kaybetmiş görünüyordu.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want you ღ taekook
Fanfic[ devam etmeyecektir. ] Güzel sesi, aynı benim gibi titrerken konuştu. "Kazanacağım." dedi kararlılıkla. "Seni de soktuğum bu oyunu kazanacağım; hem seni, hem de bu oyunu kazanacağım. Güven bana, Taehyung. Seninle olan rüyalarımı, hayallerimi, titre...