20

2.2K 155 75
                                    

Sizi seviyorum, keyifli okumalar💜

~

Jeongguk ve ben afallarken, aceleyle Jeongguk'un kucağından kalkıp gelen kişiye bakmaya çalışıyordum.

Jeongguk ise adamı görmüş olacaktı ki hemen toparlanıp üstünü silkeledi. Eli, elimi sımsıkı tutarken beni arkasına doğru çekiyordu- sanki beni korumak istiyormuş gibiydi.

Gelen yaşlı adam, ilk önce etrafa baktı ve sonra da bana. "Bay Jeon," dedi söze giriş yaparken. Bana öyle tuhaf bakıyordu ki yerimde rahatsız bir şekilde kımıldandım. "Burası nasıl bir yer böyle?" deyip tekrardan bana baktığında utançla kafamı Jeongguk'un ensesine dayamıştım.

"Efendim," dedi ilk önce ne söyleyeceğini bilemezken. "Bu şeyden bahsediyorsanız odanın içine kedi girmiş de... Ondan bu dosyalar böyle olmuş."
Jeongguk'un dediklerine ağzım açık dinlerken sanırım daha çok utanmıştım. Tanrım... Nasıl bir rezillik bu?

"Arkandaki de yanlışlıkla(!) kucağına düştü sanırım." dedi beyaz saçlarını yolmak istediğim moruk.

Jeongguk, kafasını benim olduğum tarafa çevirdi ve bıyık altından güldü. "Eh, öyle oldu ama yanlışlıkla olduğunu düşünmüyorum."
Söylediklerine karşı kaşlarımı çatıp kafamı kaldırdım ve omzuna en sert yumruklarımdan bir tanesini geçirdim.
Acıyla tıslarken adam gözlüklerini düzeltmiş, gözlerini kısarak bize bakıyordu.

"Önemli bir şey için geldim Jeon Jeongguk." dediğinde, Jeongguk kravatını gevşetmişti. Bana dönerek kollarını belime sarıp, "Sonra görüşelim." dedi. Kafamı belli belirsiz salladığımda belimde olan ellerini okşadım ve bizi kaşları çatmış bir şekilde izleyen adama baktıktan sonra tekrar gözlerimi Jeongguk'a çevirip ona gülümsedim.

~

Sonunda odadan çıktığımda etrafta birisi var mı diye bakınmaya başladım.
Şansım bugün gerçekten de yaver gidiyordu. Etrafta kimse yoktu. Zaten bu kat yalnızca Jeongguk'a aitti ve sekreteri de ortalıkta görünmüyordu. O adamdan gerçekten de hoşlanmamış ya da şüphelenmiştim ve gerçekten de ne konuşacaklarını çok merak ediyordum.

Aralık olan kapıya baktım ve dinlemek için eğildim.
Birkaç dakika sessizlik oluştuğunda adamın sesi duyuldu. "Az önce çıkan kişi, Kim Taehyung muydu?" diye sorduğunda istemsiz bir şekilde kaşlarımı çattım. Pekâlâ, bu kadarını da beklemiyordum. Aralık olan kapıdan tek gözümü yumarak Jeongguk'a bakmaya çalıştım. Korkak irisleri, adamın yüzünde dolaşıyor ve yutkunuyordu.
Adım gibi emindim ki, burada bir boklar dönüyordu.

"Nereden çıktı bu?" deyip ağzında bir şeyler gevelemeye başladı Jeongguk.

"Cesaretlisin Jeon Jeongguk. Az önce çıkanın Kim Taehyung olduğuna eminim." dediğinde Jeongguk bir nefes verdi.

"Siz de fazlasıyla cesursunuz Bay Jung, anlaşmanın süresi dolmak üzere. Diyorum ki, zamanınız dolmak üzere." deyip göz kırptığını gördüm Jeongguk'un. Hemen ardından adamın iç çekişini ve "Uslanmayacaksın." deyişini duydum.

"Sonuçlarına katlanmalısın, Jeon Jeongguk."

"Aklınızda neler dönüyor bilmiyorum ama... Ona zarar vermeyin." dedi, titrek sesiyle sevgilim. Adam kalktığında, Jeongguk elini sertçe masaya vurdu ve onu durdurdu. "Sırf kızınız için... Onun canına değil, bir saç teline zarar gelirse işte benden o zaman korkun, Bay Jung!" diye kükrediğinde korkudan sıçrayıp dengemi kaybettim ve düşmemek için kapı kulpuna tutunmak zorunda kaldım.

Ulan ayı mısın? Şuracıkta can veriyordum az kalsın!
Durun, sorun bu değil! Şimdi şu an beni fark ettiler, değil mi? Eyvah, eyvah... Bu sefer kendi mezarımı kendim kazdım.

i want you ღ taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin