binanın tepesi | sekai

çünkü baekhyun denizkabuklarına bayılırmış

"Sana aldım bunu."

Yixing kocaman hayvan atlasını bana uzatıyor, hep birlikte Minseok hyungun kitabevinde oturuyoruz. Henüz liseli olduğu için bir hafta önce okula başlamış ve eve geldiği her gece Kyungsoo'yu darlayıp beni aramak istediğini söylemiş. Sehun'un benim motivasyon kaynağım olması gerek, diyormuş. Çünkü Sehun veteriner fakültesinde okuyor, en çok onu seviyorum o yüzden.

"Ver bakayım." diyor Jongin rafların arasından, elindeki kitapları bana tutuşturuveriyor. Bu sene kullanacağı birkaç ders kitabını bulmuş, Minseok hyung da ondan para almıyor tabii. Minseok hyung, Yixing'den de para almıyor.

"Çocuk kitabı sanki bu." Jongin sayfaları çevirirken konuşuyor ve Yixing bana verdiği kitabın çocuklar için olduğunun söylenmesinden pek memnun gözüküyor.

Chanyeol ve Kyungsoo'nun oturduğu masaya ilerliyoruz. Suho hyung şirkette çalıştığı için aramıza katılamıyor, Jongdae henüz onunla tanışmadı.

"Böğürtlenim." diye yanıma geliyor Jongdae gülerek, ona hala yüz vermiyorum ama. Bir haftadır böyle peşimde koşuyor kendini affettirmek için. Ben ise Jongin'i de alıp odama kapanıyorum, seviştiğimizi sandığı için içeri giremiyor da. "Bak sana ne aldım." Parmak uçlarında doğrulup elindeki kitabı bana uzatıyor ama aynı anda Jongin'in az önce önüme bıraktığı kitaba ilişiyor gözleri.

Yixing'in aldığı kitabın aynısından almış bana. Jongin bir kahkaha bırakıveriyor onun yüz ifadesini görünce, ben de Jongin'e bakıyorum çok güzel güldüğü için.

"Nasıl ya?" diyor sinirle. "Kim aldı bunu şimdi?" Yixing gözlerini karartarak, "Ben aldım, Sehun'un yakın bir arkadaşı olarak." diye bağırıyor.

"Az sessiz ol." diyor Kyungsoo, çocuğun ensesine elindeki kalın kitapla vururken. Chanyeol, olanlarla ilgilenmiyor bile. O denli kaptırmış kendini okuduğu sanat kitabına. Parmaklarıyla resimleri okşuyor, okşuyor da dönüp bir kez arkadaşlarına bakmıyor.

"Bana bak." Jongdae kollarını birbirine bağlayarak ayaklarını yere vurmaya başlıyor yavaş yavaş, gözlerini kısmış. "Bana bak, seni fena yaparım." Bu duruşu iyi biliyorum ben, Sehun'u senden kıskanıyorum duruşun ismi.

Jongin çok keyifli, yalnız gülmeden önce ara sıra gözleriyle Chanyeol'u kontrol ediyor. Sandalyemi ona yaklaştırıp herkes diğerleriyle meşgulken bir şey söyleyecekmişim gibi yaklaşıyorum. O da kulağını uzatıyor bana doğru. Teninde bir yere öpücük bırakıyorum hızlıca. Diğerleri gördü mü diye bakıyor gülümsemesini saklayamazken. Başımı boyun girintisine saklayıp kıkır kıkır gülüyorum. Jongin ve ben bir haftadır böyle kıkırdıyoruz birbirimizin boynunda. Çünkü biz mutlu olmayı hak ediyoruz.

"Sehun, bir şey söyle şuna."

"Sehun meşgul şu an."

"Jongin, sen sus bak zaten sana da sinirliyim. Öpüp duruyorsun benim böğürtlenimi, Sehun bir şey söyle şuna çabuk."

Hızlıca Jongdae'ye bakıp gözlerimi deviriyorum. "Küsüm ben seninle."

"Ama şu an çok önemli bir konu tartışıyoruz."

"Yixing, senin bana hediye ettiğin kitabı birlikte yetimhanedeki arkadaşlarımıza götürsek daha güzel olmaz mı?" Jongdae'nin en sevdiğim ikinci insan olması, ona küsken bile değişmiyor. Şeytan tüyü var bu çocukta, bağıracağım sokakta bu çocukta şeytan tüyü var diye.

"Çok güzel olur, harika bir fikir. Ama senden korktuğum için kabul etmiyorum, hufflepuff pride olduğumuz için kabul ediyorum bunu, Sehun ve ben." Yixing kaşlarını çatarken Jongdae'ye bakmaya devam ediyor. "Hem iyi arkadaşlar olduğumuz için birlikte vakit geçireceğiz, kıskanma sakın."