-2-

2.7K 195 173
                                    


Bölümün şarkısı: Mad Worl- Gary Jules 


"Yalnız ve parasız, çok güzel. Hayatımın en güzel günü!"

Dün gece caddeye ulaşana kadar yürümüştü ve yorulduğunda ara sokaklardan birine yerleşip çöpten bulduğu kartonun üzerine uzanmıştı. Ayaklarının altında yaralar çıktığına emindi, saçları özgürlüğünü ilan etmiş iyice kabarmıştı. Yarın ne yapacağını veya nereye gideceğini bilmiyordu. Bundan sonra atacağı adımlar konusunda hiçbir fikri yoktu, kafasında ki birçok düşünce birbirine girerken baş ağrısıyla gözlerini kapattı.

"En azından sevimsiz evden kurtuldum." Kendi kendine gülümsedi, artık annesinin içi rahat olmalıydı. Tişörtünün altında ki metal kolyeyi çıkarıp parmaklarının arasına aldı, üzerine 4 ana elementin sembolleri işlenmişti. Annesinden kalan en güzel anıydı. Kolyeyi dudaklarına götürüp sevgi dolu bir öpücük kondurduktan sonra geriye yaslanıp gözlerini kapadı.

Güzel ve temiz bir uyku çekme isteği ile vücudu çoktan hafiflemeye başlamıştı.

----

Fakat istediği olmamıştı.

Sabahın ilk saatlerinde araba ve insan sesleri yüzünden uyanmıştı ve uyanmasının üzerinden saatler geçmesine rağmen yerinden kıpırdamayarak oturmaya devam ediyordu. Kafasında türlü türlü planlar yapıp şu an nereye gideceğini düşünüyordu. Profesör'ün okuluna gitmek konusunda kararsızdı, sevimsiz eve geri gidemezdi.

Shield'a nereden başvuruluyordu?

Aklına takılan soruyla annesinin resmini çizmeyi bırakıp bir anlığına düşündü ve o anda gerçekler yüzüne sertçe çarptı. 

Şu an cidden yalnızdı.

Annesinin kendisi için biriktirdiği paraları almaya bile vakti olmamıştı, çantasında birkaç kitap,defter ve giysinin dışında eşya yoktu. Dahi olmak bazen işe yaramıyormuş diye düşündü. Kendine iyi bir kaçma planı hazırlasaydı bu kadar sefil bir duruma düşmezdi hatta sokak yerinde otelde kalabilirdi. 

Yanaklarını şişirip karaladığı defteri bir kenara bırakırken arkadan gelen sürtünme sesiyle dikkati dağıldı, bu işlek saatte saldırıya uğraması mümkün değildi. Yine de tedbiri elden bırakmayarak elinin hareketini hazırladı, gözlerini sesin geldiği yöne çevirmesiyle tanıdık siluet'i gördü ve derin bir nefes aldı.

"Brian!" En yakın arkadaşının ismi dudaklarından dökülürken uyuşmuş bacaklarını zorlayarak ayağa kalktı. "Beni bulacağını biliyordum."

Brian'ın kaşları telaşla çatıldı, beyaz teni soğuktan kızarmıştı. Neyse ki daha fazla panik yapmadan güçleri sayesinde arkadaşını kolayca bulmuştu. Yaralanmadığı için mutluydu, kendisine doğru gelen bedene kollarını açıp mırıldandı ."Başını belaya soktuğunun farkında mısın?"

"Tahmin edebiliyorum ama pişman değilim." dedi Arya, sesinde pişmanlığa rastlanmıyordu. Onun bu kadar korkusuz olması Brian'ı korkutuyordu, güçlü olması Arya'nın yaşının küçük olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Elinde rulo haline gelmiş gazeteyi kıza uzattı. "Herkes senin gibi düşünmüyor."

Arya gazeteyi hızla kapıp daha iyi okuyabilmek adına dümdüz tuttu.

"Küçük kız ortalığı birbirine katıp iki masum adamı öldürmeye çalıştı." Başlığı okumayı bitirdiğinde kaşlarını alaycı bir şekilde çatıp gazeteyi sertçe yere fırlattı. "Ben bir şey yapmadım, iki ayyaş bana saldırmaya çalıştı. Ayrıca müdürleri olsam bu boktan başlığı yazanı işten atardım."

Serendipity  // Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin