-3-

2.5K 188 159
                                    

Bu hikayede mcu ve çr evrenini bir arada kullanıyorum. Bu yüzden bazı kısımlar yabancı gelebilir, seviliyorsunuz. <3 

******************************

Yavaş yavaş amacına ulaşıyorum.

Düşüncesi bile ferahtı, güzeldi ve mutluluk veriyordu. Hayatta ki tek amacını adım adım gerçekleştiriyordu, daha 1 saat önce işe yaramaz hissetmişti şimdi ise gelecekte ki hedefine büyük adımlar atıyordu. Ajan Coulson gibi küçük bir piyon beklerken karşısına Steve Rogers çıkmıştı, başka ne isteyebilirdi ki. 

Gözlerini yavaşça askere çevirdi. Sen küçüksün, motora binemezsin zırvalıklarından sonra kızın görüşünü bile almadan hızla otobüse bindirmişti.

Gerçekten eski kafalı olmalıydı üzerinde eski model, yüksek bir pantolon ve sadece yaşlıların giydiği kareli gömlekten vardı, yakışıklılığı ise hala yerindeydi. Örnek alınacak en doğru kahraman kesinlikle Steve Rogers olmalıydı çünkü her zaman onuru ve hedefleri uğruna savaşıyordu. Geçmişte sevdiklerini kaybetmişti şimdi ise görevlerine sıkıca tutunmuş canla başla insanları korumaya çalışıyordu.

"Çok kararlı olmalısın." 

Yarım saat sessizlikten sonra Steve konuştuğunda Arya kendini transtan çıkmış gibi hissetti, geveze olmasına rağmen konuşası gelmiyordu. Tüm enerjisini gittikleri yerde kendini gösterirken harcamayı düşünüyordu. İnanması zordu, Steve Rogers ile aynı otobüsteydi, yan yana oturuyorlardı ve görünen o ki ciddi ciddi merkeze gidiyorlardı. 

Kolay olacağını bilseydim 3 sene boyunca sürgün hayatı yaşamazdım.

Hayranlık dolu mavi gözlerini Kaptan Amerika'nın ciddi suratında gezdirirken minnet dolu şirin gülümsemesini ihtiyar askere hediye etti. "İnsanlara yardım etmeyi seviyorum, kendimi işe yaramaz olarak görmemi engelliyor."

Steve kıza şefkatle gülümsedi, kızıl saçlarına eşlik eden çilli yüzü ufaklığı sevimli gösteriyordu. Mavi gözlerinin koyuluğu ürkütücüydü fakat bu durum kızın sevimliliğini azaltmıyordu. Otobüste ki insanların çoğalmasıyla kafasında ki şapkayı düzeltip aşağıya doğru çekti.  "Birazdan ineceğiz ufaklık, merkezde daha rahat konuşabiliriz." 

"Bana ufaklık deme, adımın Arya olduğunu söylemiştim." dedi Arya neredeyse duyulmayacak bir sesle. Kızın dikkatli davranması Steve'in hoşuna gitmişti, onun diğer güçlerini görmek için sabırsızlanıyordu. Direklere tutunarak ayağa kalktı, gözünü kızdan ayırmıyordu. "Elini tutacağım, sakın ama sakın geri çekme. Bu kalabalıkta seni kaybetmek istemiyorum."

En sonunda otobüs durduğunda kızın elini sımsıkı tuttu, insanları itip bir yandan da özür dileyerek kapıya ulaştıklarında temiz hava burunlarına dolmuştu. Ayakları kaldırımın taş zeminine değdiği an Arya elini askerin elinden kurtardı.

"Geldik mi?"

"Henüz değil, beni takip et."

"Oraya gidince bana mutant kelepçesi falan takmazsanız sevinirim." Arya'nın iğnelemesiyle Steve'in adımları yavaşlamıştı, dudaklarına küçük bir tebessüm yerleştirerek yanında ki kıza göz ucuyla baktı. "Her zaman sivri dilli misindir?"

Arya kaptanın güçlü adımlarına ayak uydururken düşünmeden cevapladı. "Çoğu zaman, sanırım annemden geçen bir özellik veya dahi olduğum için beynim hızlı çalışıyor."

"Sende mi dahisin? Bu işimizi görür, en azından Fury ve diğerleri sorun çıkarmaz." Steve kendi kafasında hesaplamalar yapmaya çoktan başlamıştı, alacağı tepkiyi en aza indirmeye çalışıyordu. Daha şimdiden Natasha'nın delici bakışlarını ve Tony'nin "Wanda yetmedi mi?" söylenmelerini duyabiliyordu.

Serendipity  // Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin