Serendipity // Tony Stark

-10-

Aylar sonra ilk bölümü koyabildim, mutluyum. Sanırım bayağı kötü oldu çünkü uzun süredir yazmıyorum ve çok tutukluk yaşadım ama yine de bu hikayeyi devam ettirmekte kararlıyım. Okuduktan sonra yorum atmayı unutmayın, sizleri seviyorum.

------

"Kafa atmak zorunda mıydın Rogers?" 

Tony buz torbasını yüzüne bastırarak konuştuğunda Natasha her ihtimale karşı ellerini Steve'in üzerinden çekmiyordu. Elbette ki Steve her şeyi öğrendiğinde neler olacağını biliyorlardı fakat bu kadar erken olmasını beklemiyordu. Başını iki yana yaslayıp elleriyle sarışın adamın göğsüne baskı yapıp geriye doğru ittirmeye başladı. "Steve sakin olmalısın, Arya kayıp ve kavganızın şu an hiç sırası değil."

"Sevdiğim kadının çocuğunun babası Tony Stark!"

"Evet, o şerefe ben eriştim, bu sefer sen seçilmedin Rogers." dedi Tony sakin olmayı bir kenara bırakarak oturduğu yerden kalkıp elindeki buz torbasını bir köşeye fırlattı. Günlerdir içinde tutuyordu bu sırrı, şimdi rahatlama fırsatı vardı. Kızını bulup bir an önce sarılmak istiyordu, ona her şeyin geçtiğini ve artık yalnız olmadığını söylemek zorundaydı fakat Steve izin vermiyordu.

"Onunla sadece yatak arkadaşlığı yaptın Stark..." Steve tekrar saldırmamak için derin bir nefes alıp gözlerini kapadı ve düşüncelerini tane tane söyledi. "Çok sevseydin o aramızdan ayrıldıktan sonra yanına gidip ona bakardın, halini görebilirdin. Aklın sadece cinselliğe çalışıyor değil mi Stark?"

"Kapa çeneni Rogers."

"Elde edemeyeceğim kız yok diye düşünüyorsun, elde ettiklerini ise oyuncak gibi bir köşeye atıp yüzüne bakmıyorsun."

"O lanet sokuk çeneni neden kapamıyorsun Rogers? En azından senin gibi korkak değilim, bir köşeye çekilip sevdiğim kadının başka adama aşık olmasına göz yummazdım."

Steve'in sabrı bu kadardı, kalkanını aldığı Tony'nin üzerine yürümeye başladı. Bu aşağılık hakaretlere dayanamıyordu, Tony'nin cıvık hareketlerine katlanamıyordu. Kendisine doğru aynı öfkeyle gelen herifin suratına yumruğu geçirmek üzereyken Tasha ve Clint'in bir anda araya girmesiyle tüm planı alt üst olmuştu. İçinden sessiz bir küfür savurarak Natasha'nın kolunu kavramış elini ittirip Tony'e arkasına döndü.  Zampara Stark'a yenilmiş olmanın verdiği his sinirlerini bozuyordu.  Sakinleşmek için Tony'den uzak durmak zorundaydı, adımlarını çıkışa çevirdi.

"Neden çocuk gibi davranıyorsunuz, kız kayıp ve siz lanet olası erkek egonuzun derdindesiniz. Kendinize gelmezseniz zarar gören Arya olacak, saatlerdir iz bulamıyoruz."  dedi Natasha sesini yükselterek, Steve onu duymuyormuş gibi kendi odasına ilerlediğinde Natasha gözlerini devirdi. Steve odadan çıktığında ise Natasha kollarını birbirine bağlayıp öfkeden yerinde duramayan esmere döndü.  "Tony durman gerektiğini düşünüyorum." 

"Çok şerefsizdin Stark, Steve'e karşı bu kadar acımasız olmak zorunda mısın?" dedi Clint yeşil elmasından bir ısırık aldığında, olaylara karşı tepkisiz kalıp gergin olmamayı seviyordu. 

Sorunun üzerine Tony bir anda sarışın okçuya döndü. "Neden hep Steve açısından düşünüyorsunuz?"

Clint omzunu silkti. "Çünkü Lilian'ı seven o'ydu ve sende yanlış hatırlamıyorsam o aralar Rumiko'nun peşinden koşuyordun." 

"Lilian yalnızdı ve onun yanında olan sadece ben vardım Barton. Aramızda kimsenin bilmediği bir bağ vardı, kimse onun uçuk planlarını dinlemezken ben her zaman destek olmaya çalıştım. Hem Steve en başından beri kazanmadığı bir şeyi kaybedemez zaten değil mi?" dedi sinirle, kahve gözleri ekrandaki haritada gezinirken elinde olsa Barton'ı sözleriyle havaya uçuracaktı.