Kan ve Gözyaşı

1.2K 527 991
                                    

Mehmet, aynı işinde çalışmaya devam ediyordu.
Yaşantısı değişmemişti, evde her gün kavgalar eksik olmuyor, huzursuzluğun dozajı günden güne şiddetini artırarak devam ediyordu.
İşi öğrenmiş bütün makinaları kullanıyor, proje okuyup takım kesebiliyordu.
Fiziksel değişimlerde yaşamış eski cılız, bakımsız görüntüsünden eser kalmamıştı. Dikkatleri üzerine çeken atletik vücut yapısıyla emsallerini hayran bırakıyordu kendisine.

Nevin hanım, büyük oğlu, Kadir'e çevirdi kin dolu bakışlarını.
Kadir, ise evlenmek istemiş başka mahallede tanıştığı bir kızla hayatını birleştirmiş, iki tanede çocuğu olmuştu.

Kadir, kavga çıkartmaya yer arar gibi çalışmıyor, çalışmayı sevmiyor, geç saatlere kadar eve gelmiyor, öğlenden önce kalkmak nedir bilmiyordu yatağından.

Gecenin dipsiz karanlıkların'da sarhoş olana kadar içip bağırarak naralar atıp küfürler savuruyordu, zifiri karanlığın orta yerinde.

Evin diğer sakinlerine hakaretler yağdırıyor, ahşap cerceveli pencerelerin camlarını kırıyor, kapıları tekmeleyip gecenin sessizliğinde korku çukurunda ecelin provasını yaşatıyordu hane halkına .

Kadir'in, kahvehanenin önünde yukarı mahalleden gelen meçhul kişilerle kavga ettiğini öğrendi. Mehmet.

Her gün mutlaka birileriyle kavga eder, üstü başı pejmurde bir vaziyette her tarafı kan revan içerisinde eve gelirdi.
Her zamanki gibi sıradan bir kavga ettiğini düşünmüştü, Mehmet. Bu dalaş düşündüğünün ötesinde basit bir kavga değildi.
Büyük bir yangına sebebiyet veren kıvılcımdı sadece.

Kadir, kudurmuş köpek gibi bağırıyor, bağırdıkca ağzından salyaları akıyor, boynundaki damarları patlayacakmış gibi şişiyordu.

"Hepsini öldüreceğim! Onlar kiminle ugrastıklarını bilmiyorlar, hepsini". Diyordu.
"Onlar bilmiyorlar".
Sağa sola, evin önünde bulunan tahta çitlere tekmeler savuruyor yıkıp kırıyordu.

-Ben diyordu ben:! hepsini,hepsinin anasını avradını!.

Kadir'in, bu halinden korkmuştu, ağzını açamıyor, bir çift kelime söyleyemiyordu. Biliyordu başına gelecekleri hırsını ondan alacağını,
sustu çaresizce.

Serseri vari adamlarla geziyor. Haraç alıp akşama kadar adam dövüp zulüm ediyorlardı, para için .
Kumar oynuyor, içki içip yine bütün bu kaybedişlerinin hırsını suçu günahı olmayan insanlardan çıkarıyorlardı.

Öğleden sonra eve uğradı, Kadir.
Üzerine yeni kıyafetlerini giyindi. Geç geleceğini söyleyerek çıkmıştı evden.
Eşi Sude, bir şeyler söylemek istiyor, cesaret edip bir çift kelime söyleyemiyordu.
Hayat arkadaşına .
Kadir'in, yaptıklarından yine hışmına uğramaktan korkuyor, çaresiz ses çıkaramıyordu.

Sude'yi kaç kez dövmüş yüzü gözü kan revan içinde bırakmıştı.
Acımadan zalimce.
Kadir, önü alınamaz bir şekilde devam ediyordu zulmüne.
Kim itiraz etse birşey söylemeye kalksa, eleştirilmekten hoşlanmıyor, dövüyor sövüyordu.
Anasına, babasına, karısına, kardeşlerine hiç acımıyor, sürekli dövüyor, yaşamı hayatı zindan ediyordu.
Küçük yavrucaklar bile nasibini alıyor, korkularından sakladıkları yerden çıkamıyorlardı.

Ahmet bey, ne yapacağını bilmez vaziyette çareler arıyordu.
Bir zamanlar küçük olan, Kadir'e gücünü yetiriyor, dövüyor dayaktan anlamaz ise aç bırakıp ahılın kalın direğine zincirlerle baglayıp aç bırakıyordu.
Şimdi laftan anlamayan asi, psikopat ruhlu adam vardı karşısında.

Engel olmak istiyor, olamıyordu.
Emekler verip büyüttükleri çocuklarına.

Mehmet, Kadir'le sokakta karşılaştı.
Halinden sarhoş olduğu belli olan, Kadir'i görünce endişelendi. Dudakları yüksek dereceli bir hararetin vücudunu yalayıp geçişle kurudu.

İÇİMDEKİ YABANCI,  AGNES YAYINCILIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin