Bu kitabın pek bir açıklaması yok.Sadece kendimi tanrısal bakış açısıyla denemek istedim.Karakter bakış açısından oldukça sıkıldım.Yeni tatlar aradığımı ve bulduğumu düşünüyorum.Okunup okunmamasını pek dert etmeden yazacağım çünkü o kaygıyla yazdığımda kitabın çöp olduğunu farkettim.Bu kitap birazcık daha kendime döndüğüm, karakterleri iç ve dış olarak çözümlediğim bir kitaptır.Okursanız ve oylarsanız teşekkür ederim.Okumaz, sıkılır, bırakırsanız canınız sağ olsun. ☺
Canlarım minik kurabiyelerim ben döndüm. Bazı yerlerde ufak hatalar varsa bana söyleyin yorumlarda düzelteyim çünkü tekrar okumadım. En azından dürüstüm değil mi? 🤣 hadi iyi okumalar minnoşlar ♥️
Medyadaki Mir Ali 😍Ethem bey odada bir cam kenarı bir kapı tarafı volta atıyordu.İçi bir kurt tarafından hunharca yeniyor gibi hissettikçe hızlanıyor bir taraftan da ağrıyan dizlerine saydırıyordu.Koca odada sadece bu homurtu sesleri ve her adım attığında güçlü bir şekilde yere geçirdiği bastonun o ürkütücü sesi vardı .Bastonunun vuruş sesi odasının dışından , koridordan duyuluyor kapısının güvenlikleri her vuruşta irkiliyor ecel teri atıyorlardı.
Ethem bey bir sonraki camının önüne varışında siyah arabayı demir kapının önünde gördü.Koca cüssesini cama biraz daha yakınlaştırıp yakasında asılan gözlüğü burnunun üstüne yerleştirdi.Yavaş ritimli kalbi artık at koştuyordu.O yaşta bir adam için endişe ve heyecan pek iyi değildi.Bunu o da biliyordu.Buna rağmen merakla arabaya odaklandı.
Arabadan çıkan siyah giyimli adamlarının üzerinde gözlerini gezdirip aralarında sadece bir tanesini aradı.
Yoktu.
Arka kapının açılmasıyla umutlandı. Bu bekleyiş yılların yorgunluğuyla yüklü gözlerini sanki bir kaç yıl daha yaşlandırmıştı. Ilk siyah giyimli bir adamı daha indi.
Onun arkasından göründü tüm beklentisi...Vücuduna vuran rahatlıkla sıktığı bastonun başını bıraktı.Baston yerle yeksan olurken onun yorgun gözleri arabadan inen civandaydı.Sanki yıllar öncesindeki kendisiydi gelen...Onu ilk gören bu malikanenin sahibi sanardı.
Yürüyüşünde bir bey asaleti vardı.Elinde tuttuğu cekedi savurtup sırtına attı sağ elinin parmağıyla onu tutuyordu.Oldukça yavaş bir yürüyüş sergilerken kafası öne eğik dik bakışlarıyla evi kesiyordu. Yorgun düşmüş gibiydi. Bu Ethem beye avdan dönmüş bir kaplanın yürüyüşünü hatırlattı. Tıpkı kendi gençliği gibi. Ethem bey gençken kendini hep parçalayıcı bir güç gibi görürdü, bu gelen delikanlı da öyleydi. Heybeti yetiyordu.
Mir Ali! Lakabı şahsına münhasırdı. Malikanenin baş güvenliklerindendi. Tüm adamlar ona tabiydi. Onu tanımlayacak üç kelime sertlik, hırs ve sadakatti. Tüm bunların haricinde Mir Ali'yi bir kez görenin etkilenmeme gibi bir ihtimali yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR ALİ
Teen Fiction'' Bir erkeğin sigarasını yakmak sana kalmadı.'' Dedi. Katre kısa bir süre şaşkınlıkla Mir Ali'nin gece mavisi gözlerine baktı elini saran ele odaklandı.Eli yanmış olmalı diye düşündü ama Mir Ali de bir can acısı göremedi.Mir Ali'nin o cümlesine ise...