Medya Tuğba 😉
Bölümler çok azıcık geç geliyor ama halledeceğim sizi seviyorum 💙
😉***
Tok adım sesleri ve her adımda yere saplanan bastonun güçlü tınısı, sessiz hastahane koridorunu inletiyordu. Sanki demin ki kargaşa burada yaşanmamış gibi bir ölü evi sessizliği vardı. Ethem bey fırtınanın habercisi gibi bir kuvvetle Uraz'a yaklaşıyordu.
Uraz yüzünü göstermemek adına kafasını yere iyice eğmişti.İçinden Ethem beyin görmemesi için dualar ediyordu.Çünkü bu denli bir kavgayı açıklamak zor olacaktı, hele de Mir Ali ile yapıldığını anlarsa... Bu hem Tuğba'nın malikânedeki yerini sarsacak hatta belki yıkacak, Mir Ali abisi de kardeşine yer ararken telef olacaktı.Her şey Uraz'ın suçuydu.
Uraz hayatının kurtulmasına sebep olan adamı böylelikle kaybedecekti ki zaten kaybetmişti ! Mir Ali artık ona güvenmeyecek, hiç bir şeyini emanet etmeyecekti.Yüzüne dahi bakmasa yeriydi.En azından Uraz böyle düşünüyordu.
Uraz yutkundu ve kafasını önüne iyice eğdi.
Cezası bu kadarla bitmeyecekti biliyordu ama Mir Ali abisinden gelen her şeye boynu kıldan inceydi.
Ethem bey Uraz'ın yanına gelince ilk Uraz'ın bedenini inceledi.Yarı çıplak olduğunu onu incelemesine rağmen görmedi...Ethem beyin kafasında şuan bin türlü tilki dönüyor o tilkilerin hiç birinin kuyruğu birbirine dokunmuyordu. Ethem bey baktı, baktı, ama göremedi.
O sırada Uraz'ın hesaba katmadığı bir şey oldu.
Yere bir kaç damla koyu kırmızı sıvı damladı.Uraz bu damlaları görür görmez içinden 'Siktir! Bu kadar olmaz.' Dedi.Gerçekten bu kadar boktan olan durumları bir gün, bir gecede yaşamayı nasıl başarmıştı?
O sırada Ethem bey bu damlaları gördü.Kalın ve nasır dolu olan parmakları Uraz'ın çenesine gitti.Dokunmasıyla birlikte Uraz acıyla gözlerini kapadı.Parmaklar kafasını yukarı yönlendirince gözlerini açtı ve karşısında Ethem beyi gördü. Ethem beyin boyu Uraz'ınkinden kısaydı bu yüzden suratını çok kaldırmasına gerek kalmadı. Ethem bey Uraz'ın suratını gördü ve taş kesiliverdi.Donuk sert bakışlarından hiçbir duygu geçmedi.Sert bir ifadeyle
" Ne dönüyor burada "
Dedi.Mir Ali ve Uraz'ın aynı anda içi titredi. Hem büyük bir sadakat hem de büyük bir korkuyla Ethem beyin yüzüne baktılar.Ne yalan söyleyebiliyorlardı ne de durumu geçiştirip kapatabiliyorlardı.
Ethem bey cevap gelmeyeceğini anlayınca
" Ben öğrenirsem daha kötü olur. "
Dedi. Aslında bu gece, fazladan tek bir şey öğrenecek gücü bile kalmamıştı. Bu gece öğrendiği şey kafasını allak bullak etmişti.
O sırada odada ince bir ses duyuldu.
"Ethem bey hepsi benim suçum"
Dedi. Mir Ali ve Katre aynı anda Tuğba'ya baktılar. Mir Ali içinden 'ne demek senin suçun sen beni çıldırtacak mısın !' Dedi ama bir türlü dışarı vuramadı. Bu dışarı vuramama bakışlarına öyle bir yansımıştı ki Tuğba'yı gözleriyle kurşunluyordu.
Uraz darmadağın olmuş yüzüyle kimseye çaktırmadan Tuğba'ya baktı. Uraz içinden 'bu olayın en suçsuzu sen, en suçlusu, en şerefsizi ise benim. ' dedi.Kafasını eğip bir kaç damla kanının daha yerle buluşmasını izledi.
Tuğba o korkutucu bakışlardan kurtuldu ve Uraz'a bir saniyeliğine bakıp devam etti.
" Son günlerde iyi beslenemedim. Odadan su içmeye giderken bayılmışım. "
Uraz bu sefer kimseden saklamadan direkt Tuğba'nın gözlerine bakıyordu.' Yapma ' diye bağırmak istiyordu. 'Sakın sana yaptığım bu piçlikten sonra beni kollama, koruma! ' . Uraz kızın gözlerine yalvarırmışcasına baktı ama nafile Tuğba bu odadan herkesi aklayarak çıkacaktı. Tuğba dilinin ucunu ısıra ısıra
" Karşınızdaki beyefendi."
Beyefendi derken boğazına bir yumruk otursa da devam etmeliydi.Çaktırmadı kimseye ama Uraz anladı.Kafası daha da önüne düştü.Bu düşüşü Katre gördü ve Tuğba'ya baktı. Sırf bu odadan herkes ak alınla çıksın diye onu bu duruma getiren adamı Ethem beye karşı koruyordu. Tuğba devam etti.
" beni öyle görünce hastahaneye getirmiş. "
Aklına, gece Uraz ile boğuşurken ciğerlerine dolan alkol kokusu geldi.
"Sanırım biraz sarhoş olduğu için abim kızdı zaten habersiz de getirince... Durum böyle oldu Ethem bey "
Dedi. İşte herkes için atılmış bir yalan Ali'yi onurlandırmış, Katre'yi duygulandırmış, Uraz'ı ise cehennemin dibine sokmuş çıkarmamış orada bırakmıştı.Ethem bey durumu anlamış gibi bir kafa hareketi yapınca Tuğba'nın üzerindeki gömlek dikkatini çekti, Uraz' a baktığındaysa gömleğinin yerinde yeller estiğini gördü, yarı çıplak olduğunu ancak şimdi kavrayabilmişti. Ethem bey şüphe ile
"Peki bu kılık kıyafetin hali nedir?"
Diye sorunca yine herkes susup kaldı. İş başa düştü ve Tuğba
"Pijamalarım biraz açıktı Ethem bey. Bu abla değiştirmeme yardım etti. "
Dedi ve kafasını öne eğdi.Kafasını kaldırdığı sırada Uraz'ın kendine olan bakışlarını yakaladı.Bu bakışlar it gibi pişman olmanın bakışlarıydı. Uraz içinden 'keşke ölseydim.' Dedi.
Ethem bey bu cevaptan sonra hiçbir şey söylemeden Mir Ali ve diğerlerinin bulunduğu odaya girdi.Uraz ve herkes Ethem beyin sessizliğine bakıyordu. Bu sessizliğin iyi olmadığını hepsi çok iyi biliyordu.
Mir Ali'nin ilk kez içi titredi.Gözlerine bakan Ethem bey değil de düşmanı gibiydi.Ethem beyin yüzünde anlayamadığı çok şey vardı.
Ethem bey sadece
"Toplanın gidiyoruz "
Dedi.Bu laftan sonra işler hızla, senkronize bir şekilde halledildi. Güvenlikler uzaklaştırıldı. Doktor susturuldu, özel hastahane olduğu için bu pek de zor olmadı. Ardından Tuğba'nın çıkışı yapıldı, hakkında açılan dosya kapatıldı ve sanki tüm gece o hastahanede değillermişcesine tek bir iz bırakmadan çıkışa yürüdüler.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR ALİ
Teen Fiction'' Bir erkeğin sigarasını yakmak sana kalmadı.'' Dedi. Katre kısa bir süre şaşkınlıkla Mir Ali'nin gece mavisi gözlerine baktı elini saran ele odaklandı.Eli yanmış olmalı diye düşündü ama Mir Ali de bir can acısı göremedi.Mir Ali'nin o cümlesine ise...